"Taşra Mektubu" gerilimi gerçek oldu
Nuri Bilge Ceylan’ın “Ahlat Ağacı” filminde, filmin baş karakteri ile yazar tiplemesi arasında “taşra edebiyatı” üzerine yaşanan tartışma gerçek hayata taşındı.
Habertürk'ten Ümran Avcı'nın haberine göre Nuri
Bilge Ceylan’ın önceki hafta vizyona giren “Ahlat
Ağacı” filminde, filmin baş karakteri ile yazar
tiplemesi arasında “taşra edebiyatı”
üzerine yaşanan hararetli tartışma gerçek hayata taşındı. Filme
esin kaynağı olan Polat Onat, sosyal medya hesabından;
“Telif ödenmedi. Alıntı, Polat Onat gibi tanınmamış bir
taşralıdan yapılınca işin etiği değişiyor mu?” dedi.
Gerçek hayatta davet edildiği 2013 yılındaki “Taşra ve
Edebiyat Sempozyumu”na katılmayı reddeden ve
sempozyuma neden katılmadığını açıklayan uzun bir mektup gönderen
edebiyatçının bu tavrı filmdeki bir sahneye taşındı. Yaklaşık 6
dakika süren sahnede, filmin baş karakteri Sinan (Doğu
Demirkol) “Su katılmamış taşralı” başlıklı
mektubu savunurken, yazar rolündeki kişi Süleyman (Serkan
Keskin); mektubu gönderen edebiyatçıyı, “Fazla
önemsediği bir topluluk karşısında utandığı için konuşmaktan
korkan, bu zayıflığını kabul etmek zorunda kalmamak için de bu
eksikliğine felsefi bir kılıf uydurmaya çalışan toy bir gencin
çırpınışları” olarak yorumluyor.
Beyazperdedeki bu tartışma, mektubun sahibi tarafından gerçek hayata taşındı. Hikâyenin gerçek kahramanı olan, 2013 yılındaki sempozyuma katılmak yerine bir mektup gönderen şair Polat Onat, mektubunun kendisinden izin alınmadan filmde kullanılmasına ve ‘konuşmaktan korktuğu’ yönündeki repliğe itiraz etti.
‘TAŞRALININ BİLE SABRI VARDIR’
Nuri Bilge Ceylan’ın bu mektubu izinsiz kullanmasına tepki gösteren Onat, Twitter hesabından Ceylan’a sitem dolu şu satırları yazdı: “Ahlat Ağacı’nda, yazdığım taşra mektubunu izinsiz kullanıp jenerikte adıma yer veren Nuri Bilge Ceylan ve Mesut Varlık, filmde bahsedildiği gibi ‘utandığı için konuşmaktan korkan’ bir taşralı olduğumu sanıyorlarsa ve telif konusunda mevcut kanuni hakkımı aramayacağımı sanıyorlarsa yanılıyor. Ahlat Ağacı filminin yapımcısına yolladığım maillere cevap alamadım. Nuri Bilge Ceylan’ın sinemasını sevdiğim ve saygı duyduğum için susmayı tercih ettim. Ama nezaketen de olsa hiçbir cevap alamadığım için yaşananları dile getirmem gerekti. Her insanın bir sabrı vardır, taşralının bile...”
FİLMDEKİ O SAHNE
Filmin bir sahnesinde Doğu Demirkol’un canlandırdığı Sinan ile taşralı yazar rolünü üstlenen Serkan Keskin bir araya geliyor ve taşra ile edebiyat üzerine çarpıcı bir tartışmada bulunuyor. Bu tartışma sırasında ise ikilinin katıldığı ‘Taşra ve Edebiyat Sempozyumu’nda bir yazarın mektubundan söz ediliyor.
Beyazperdedeki bu tartışma, mektubun sahibi tarafından gerçek hayata taşındı. Hikâyenin gerçek kahramanı olan, 2013 yılındaki sempozyuma katılmak yerine bir mektup gönderen şair Polat Onat, mektubunun kendisinden izin alınmadan filmde kullanılmasına ve ‘konuşmaktan korktuğu’ yönündeki repliğe itiraz etti.
‘TAŞRALININ BİLE SABRI VARDIR’
Nuri Bilge Ceylan’ın bu mektubu izinsiz kullanmasına tepki gösteren Onat, Twitter hesabından Ceylan’a sitem dolu şu satırları yazdı: “Ahlat Ağacı’nda, yazdığım taşra mektubunu izinsiz kullanıp jenerikte adıma yer veren Nuri Bilge Ceylan ve Mesut Varlık, filmde bahsedildiği gibi ‘utandığı için konuşmaktan korkan’ bir taşralı olduğumu sanıyorlarsa ve telif konusunda mevcut kanuni hakkımı aramayacağımı sanıyorlarsa yanılıyor. Ahlat Ağacı filminin yapımcısına yolladığım maillere cevap alamadım. Nuri Bilge Ceylan’ın sinemasını sevdiğim ve saygı duyduğum için susmayı tercih ettim. Ama nezaketen de olsa hiçbir cevap alamadığım için yaşananları dile getirmem gerekti. Her insanın bir sabrı vardır, taşralının bile...”
FİLMDEKİ O SAHNE
Filmin bir sahnesinde Doğu Demirkol’un canlandırdığı Sinan ile taşralı yazar rolünü üstlenen Serkan Keskin bir araya geliyor ve taşra ile edebiyat üzerine çarpıcı bir tartışmada bulunuyor. Bu tartışma sırasında ise ikilinin katıldığı ‘Taşra ve Edebiyat Sempozyumu’nda bir yazarın mektubundan söz ediliyor.