Açelya Akkoyun: "Güneşi üzerinize doğdurmayın"

Nefes koçluğu yapan sempatik oyuncu Açelya Akkoyun'un özellikle koşuşturmayla hayatı geçen kadınlara önerileri var: Oksijeni doğru kullanın, asla geç uyumayın, yemeğinizi kendiniz yapın!

Açelya Akkoyun: "Güneşi üzerinize doğdurmayın"
Açelya Akkoyun'un Akşam'da yayınlanan röportajı...

-Sizi hep TV’de evimizin bir insanı olarak görmeye alışkınız. Bir dizi ya da film projesi var mı?

Şimdilik bir dizi veya film projem yok ama bir televizyon programı var. Öte yandan iyi bir proje gelirse elbette seve seve içinde yer almak isterim. Çünkü setleri çok özledim.

- Şu aralar sizi reklam çalışmalarında görüyoruz. İçinde bulunduğunuz projelerden biraz bahseder misiniz?

Aslında biz Türkiye’nin markası Pril olarak; bir ürünü her sene farklı kokularla sunmayı seviyoruz. Bu sene de aynı markanın Hindistan cevizli ve bitki özlü alternatiflerini sunmayı tercih ettik. Bakalım seneye ne olacak? Her sene böyle ufak dokunuşlarla, mutfaktaki insanı heyecanlandırmak bizim keyfimiz oldu.

‘EL YEMEĞİ’ TERCİH EDİN

- Yemek konusunda oldukça ustasınız. Dengeli beslenme ve kilo verme konusunda neler önerirsiniz?

Dengeli ve doğal beslenmek çok önemli. Her zaman söylediğim gibi birinci el yemeyi hep tercih ediyorum. Mutfağımda bir şey çok işlem gördüyse pakete girdiyse tercih etmiyorum. Kilo verme konusunda ise herkese yürüyüş öneriyorum. Sağlıklı beslenmek ve karbonhidrattan uzak durmak, bu anlamda dikkat edilmesi gereken konular… Bence her bünye bir roman ve herkes kendi romanının yazarı…

- Nefesin insan vücudundaki önemini her fırsatta dile getiriyorsunuz. Nefesin öneminden bahsedecek olursanız neler söylersiniz?

Oksijenleniyorsunuz. Oksijen olmadan hayatta kalınmaz. Oksijen olmadan siz vücudunuzdaki yağı yakamazsınız, oksijen olmadan beyniniz iyi çalışmaz. Oksijen o kadar önemli bir şey ki, oksijenlenmenin doğru yöntemi de nefes almak.

-ERKEN YATIP ERKEN KALKARIM

- Kışa girerken kadınlara birkaç ufak yenilenme tüyoları verir misiniz?

Saat 23.00’te uyusunlar. Hiçbir şekilde geç yatmayın. Hatta eskilerin bir tabiri vardır; güneşi de üzerinize doğdurmayın. Yani erken uyuyup erken uyanın.

- Alya okula başladı sanırım… Okul, çocuk ve iş koşuşturması… Nasıl bir yol izliyorsunuz?

Evet, 2’nci sınıfa geçti. Sağlığınız yerinde olduktan sonra, bu koşturma büyük bir keyif bence. Bir de değişken. İşten çıkıyorsunuz; evinizde ev kadınısınız, ev kadınlığından çıkıyorsunuz anne oluyorsunuz. Bu büyük keyif veriyor.

DRAMA DERSLERİ VERİYORUM

- Sorumluklarının bilincinde bir çocuk yetiştirmenin zorlukları nelerdir?


Siz sorumluluğunuzu bileceksiniz o zaman hiçbir zorluğu kalmaz.

-Ne kadar disiplin, ne kadar hoşgörü?

Bence hayatta hep denge olmalı. Dolayısıyla bu ikisi de yarı yarıya benim hayatımda.

- Çocuklara yönelik bir tiyatro projeniz var mı?

Hayır yok ama çocukları tiyatroya götürmeye yönelik bir projem var. Drama dersleri veriyorum ve açık söylemek gerekirse, çocuklara önce tiyatro seyretme alışkanlığı edindirmeyi daha çok önemsiyorum. Alya’yı bol bol devlet tiyatrolarına ve Bakırköy Şehir Tiyatroları’nın bütün çocuk oyunlarına götürüyorum. Kışın, ayda minimum iki kez götürmeye çalışıyorum.

- Drama dersleri veriyorsunuz, çocukların yeteneklerini keşfetmek için en iyi yöntemlerden birinin de drama olduğu söyleniyor. Acaba ne gibi yetenekleri keşfedilebiliyor? Müziğe yatkınlık, bakış açısı…

Aslında bir oyunda çocuğun evcilik mi oynamak istediğini, doktorculuk mu oynamak istediğini ya da neyi oynamak istediğini görüyorsunuz ya, bunda da aynı şekilde çocuğun bilinçaltına göre yönlendiriyorsunuz.
Konular Röportaj