Adil Öksüz, Ankara’da “Öksüz” kalmamış!

Hainler Öksüz’ü kurtarmak için 9 gün boyunca telefonla görüştü. Kaçış planı başarılı olunca bir daha birbirlerini hiç aramadı.

Adil Öksüz, Ankara’da “Öksüz” kalmamış!
Yeni Asır'dan Ersan Atar'ın haberine göre FETÖ'cü darbe girişiminin sivil koordinatörü Adil Öksüz'ün serbest bırakılması sırasında ihmali bulunduğu gerekçesiyle haklarında dava açılan kamu görevlileri arasındaki HTS kayıtları, bu sanıkların Öksüz'ün kaçırılmasını koordine ettiklerini ortaya koydu. Ankara Başsavcılığı, FETÖ'cü Öksüz'ün savcıya verilen eksik dosya nedeniyle salıverildiğine dikkat çekti.

Ancak dava dosyasındaki telefon görüşmelerini gösteren HTS kayıtları ile sanıkların görüşme yaptıkları sıradaki "konum"ları, bu kişilerin Öksüz'ün kaçırılması için koordine oldukları izlenimini oluşturuyor.

ÖKSÜZ YOK OLDU

Darbeci Adil Öksüz'ün Kazan'daki Kışla Karakolu'nda diğer darbecilerden ayrılıp salıverildiği Ankara Batı Adliyesi'ne götürülmesinde en etkili isim, Emniyet görevlisi Serter Koçak oldu. Koçak, Öksüz yakalandıktan sonra bir ekiple Jandarma Karakolu'na geldi ve sorgulamayı kendilerinin yapacağını jandarma görevlilerine bildirip kontrolü eline geçirdi. Koçak bu sırada jandarma görevlilerinde şüphe bırakmamak için Öksüz'e, herkesin duyacağı şekilde, sivil imam olduğunu kendisiyle özellikle ilgilenileceğini söyledi.

İşte bu konumdaki Serter Koçak ile hiçbir kolluk görevi olmamasına rağmen Başbakanlık Müşaviri Ali İhsan Sarıkoca ile o dönemde 9 gün içinde 27 kez telefon görüşmesi yaptı. Telefon görüşmeleri darbe girişiminden bir gün önce 14 Temmuz'da başladı, Adil Öksüz'ün tamamen izini kaybettirdiği 22 Temmuz'da bıçak gibi kesildi. 14 Temmuz'da Sarıkoca halen Ankara'daydı.

15 Temmuz'da Antalya Belek'ten sinyal verdi. Serter Koçak ise hep Ankara'da kaldı.

SARIKOCA DEVREDE

Serter Koçak ile Ali İhsan Sarıkoca 15 Temmuz gecesi kalkışmanın başladığı saatlerde yeniden görüşmeye başladı ve gece sabah saatlerine kadar 7 görüşme yaptılar. Sarı Koca saat 23:22'deki yani darbenin başarısız olacağının anlaşılmaya başlandığı saatlerdeki görüşmeden sonra bir gün önce gittiği Antalya tatilini kesip Ankara'ya döndü. Yol boyunca da Serter Koçak ile temasta kaldı. Ali İhsan Sarıkoca ifadesinde Serter Koçak'ın yakalananlar arasında FETÖ imamı var demesi üzerine Kazan'a gittiğini ve bu kişiyi merak edip görüştüğünü iddia etmesine rağmen HTS kayıtları Sarıkoca'nın daha Adil Öksüz yakalanmadan Öksüz'ün o sırada bulunduğu Kazan'a geçtiğini gösterdi.

Sarıkoca, Antalya dönüşünde daha Etimesgut'taki evine uğramadan 16 Temmuz sabahı (kalkışma sabahı) Kazan'a geçti. Buradan da saat 06:47'de Serter Koçak ile görüştü.

Koçak ile Sarıkoca'nın görüşmeleri bir süre kesildi. Öksüz'ün yakalandığı 16 Temmuz saat 11:00 sıralarından sonra ikili yeniden görüşmeye başladı. İkili, ilki saat 11:34'te olmak üzere o gün 6 telefon görüşmesi yaptı. Bunlardan bazıları arasında sadece dakikalar vardı.

İSTANBUL'A GİTTİ

Telefon görüşmelerinden 15 Temmuz gecesi Antalya'dan Ankara'ya gelen, 16 ve 17 Temmuz gündüz sürekli Kazan ve çevresinde bulunan Ali İhsan Sarıkoca 17 Temmuz'da sürpriz bir şekilde İstanbul'dan çıktı. İstanbul - Sütlüce ve Üsküdar çevrelerinde bulunan Sarıkoca, buradan da Serter Koçak ile görüşmeye devam etti.

HTS kayıtları, Sarıkoca'nın 18 Temmuz'da da İstanbul'da olduğunu gösterdi. Ne tesadüf ki aynı günün sabahında salıverilen Adil Öksüz de İstanbul'a geçti ve telefonu Üsküdar çevresinden sinyal verdi.Adil Öksüz görüşmelerini, o sıralarda Ankara Batı Adliyesi'nde görevli polis memuru Kahramanmaraş'tan hemşerisi olan Zeki Çınkır ile yapıyordu. Zeki Çınkır Adil Öksüz ile temasta olan kişiydi.

Zeki Çınkır, Sabiha Gökçen Havaalanı'na 09:27'de varan Öksüz ile görüştükten sonra Serter Koçak o sırada İstanbul'da olan Ali İhsan Sarıkoca'yı aradı.

Ali İhsan Sarıkoca, apar topar gittiği İstanbul'da bir gün kaldı.

Telefonu 19 Temmuz akşamında Ankara'da yeniden sinyal verdi.

Sarıkoca İstanbul'dan Ankara'ya döndükten sonra 3 gün boyunca Serter Koçak ile bazıları gece yarılarından sonra olan 7 görüşme daha yaptı.

İkilinin görüşmeleri, Adil Öksüz'ün tamamen ortadan kaybolmasından sonra 22 Temmuz'da tamamen kesildi.