Ahmet Kural ve Murat Cemcir: "Şişe kaygısı yaşıyoruz!"

Ahmet Kural- Murat Cemcir, ‘Ailecek Şaşkınız’ diyor. 2 Mart’ta vizyona girecek olan yapım hakkında ilk kez konuşan ikili, gişe kaygılarını kendine has yorumladı.

Ahmet Kural ve Murat Cemcir: "Şişe kaygısı yaşıyoruz!"
Akşam'dan Erçin Dağ Eysen'in röportajı...

Çekimlerde zorlandınız mı? 


M.C.: Ahmet biraz zorlandı.

A.K.: Çünkü karakterin yemek yapma ve ata binme gibi özellikleri var. Bu nedenle hazırlık dönemi en fazla olan filmdi bana göre. Ama yine de eğlenceli, komik ve bir o kadar da tehlikeli geçti.

Ne gibi tehlikeler atlattınız?

A.K.:  Yemek sahnesinde aşçı olarak şov yapalım derken eller kesildi. Çok fazla spor yaptım ve yoruldum.

Sizi bayağı bir zayıflamış gördüm.

A.K.: Filmden yaklaşık 10 ay önce Murat’la beraber spor yapmaya başladık.

M. C.: Adam bayağı baklava vücut geziyor.

Baklava yapmak ta o kadar kolay olmamıştır?

A. K: Gerçekten zormuş. Sekiz ay, günde iki antrenman yaptık.

KADINLAR BU FİLMİ ÇOK SEVECEK

Filme gelecek olursak, hikâyede olaylar nasıl gelişiyor?


M. C.: Filmde temel esas şu; zengin bir işadamı komiser bir kıza âşık olursa ne olur? Daha çok Ahmet’in çevresinde gelişiyor.

A. K.: Diğer filmlerimize oranla kadın merkezli bir film. Herkesin bir görevi var. Özellikle kadınlar olayın seyrini değiştiriyor.

M.C.: Kadınların seveceği bir film yaptık. Çünkü izlettirdiğimiz her kadının gözleri doldu.

Siz kendinizi hangi komediye daha yakın buluyorsunuz?

A.K: Bugüne kadar yaptıklarımız hep absürddü. Bu yapım reel bir hikâye olunca daha çok eğlendim. Güldürmek için güldürme yok. Zaten senaryo komik, e cümleler de komik. Bize sadece söylemek düştü. 

M.C: Biz bu defa yeni bir şey denedik. İlk kez aksan ve şive yapmıyoruz. Bir toprak hikâyesi değil.

İlk defa eleştirmedim

Klasik olacak ama gişe kaygısı yaşıyor musunuz?


M.C.: Şişe kaygımız var (gülüyor). 

A.K.: Kapalı şişe oynayacağız. Bu bize dayatılan bir şey. Tabii ki bir beklentimiz oluyor. Ama şu kadar izlensin şeklinde gayemiz yok.

M.C: Rakam işin kalitesini ve değerini değiştirmez. Akılda kalan duyguyu değiştirir. Bir film yaptığınız da mutsuzsanız bu kötü bir şey. Biz setten mutlu ayrıldığımız için açıkçası gişesiyle ilgilenmiyoruz.

Film yeterince ilgi görmedi diyelim. Hırs mı yaparsınız yoksa artık yeter deyip sinema yapmaz mısınız?

M.C.: İnsanların neden bu filmi sevmediğinin cevabını bulmaya çalışırız.

A.K: Sonra ekip ayrılır (gülüyor). Ben bir yere, Murat da başka bir yere gider.

M.C.: Şaka bir yana tekrardan film yaparız. Bu sefer hata yapmamaya çalışırız.

Filmi izlediniz mi peki eleştirdiğiniz noktalar var mı?

A.K: İlk defa kendimi eleştirmedim. Karakterin dışına çıkmadım.

M.C.:  Tek başımıza olsak bir sorun olabilir. Ancak tepede üç kişiyiz: Selçuk Aydemir, Ahmet ve ben. Senaryo aşamasında hata yapıldığı zaman ‘Oğlum n’apıyorsun?’ diyebiliyoruz. Dolayısıyla hataları çekimler başlamadan aza indiriyoruz. Minimum hatalarla seyirciye sunuyoruz.

Aşkta maçoyumdur

Siz karşı cinste güzel kadına mı aşık oldunuz yoksa zeki kadınlara mı?


M.C.: Güzel- çirkin kadın diye bir şey yok. Güzellik gönülle ilgili bir şey olduğu için kalple ve gönülle yaradanda zannetmiyorum da insanın gönlünü karanlık yaratsın. O yüzden gönlü güzel olsun.

A.K.: Dış görünüş hiç önemli değil.

Gerçekten hiç değil mi?

A.K.: Değil, değil. 36 yaşına geldik artık.

Nasıl bir âşıksınız?

A.K.: Normal bir âşığız (gülüyor).

Maçoluk var mıdır?

A.K.: Maço değilimdir.

M.C.: Aşkta maçoyumdur.

A.K.: Kelime oyunları bunlar (gülüyor)

Depresif halim 3 saat sürüyor

Filminiz yine absürd komedi mi?


M. C: Absürd değil, bayağı reel gerçek bir hikâye… ‘Düğün- Dernek’ serisinde masalsı bir anlatım vardı. ‘Çalgı-Çengi’ ise erkek filmiydi. Bu filmimiz ise tamamen ayakları yere basan, aile filmi oldu. Saadet Işıl Aksoy, Cengiz Bozkurt, Güven Murat, Çağlar Ertuğrul gibi hiç çalışmadığımız değerli oyuncularla çalıştık.

Sizi hep neşeli ve eğlenceli görüyoruz. Hiç böyle karanlık tarafınız yok mu?

M.C: Karanlık taraflarımızı Star Wars’ta kullanıyoruz.

A.K.: Bizim her şeyimiz açık, öyle karanlık bir tarafımız yok.

Hiç depresif anınız olmaz mı?

M.C.: Ben girmeye çalışıyorum ama beceremiyorum. 4-5 saat sonra normale dönüyorum. 

A.K.: Bende de minimum 3 saat sürüyor.

SAADET’E HAYRAN KALDIK

Saadet Işıl Aksoy ile çalışmak nasıl bir duygu?


A. K: Çok şaşırdım. Şaşırdım derken Saadet’le oynamak çok zevkliymiş. Çok donanımlı ve işini severek yapan bir oyuncu. İyi ki tanımışız.  

Kadın oyuncuyu siz mi belirlediniz?

M.C.: Beraber karar veriyoruz. Çünkü komedi öyle bir şey ki; karşınızdakini sevme zorunluluğunuz var. Sevmezseniz oynayamazsınız. Saadet gerçekten çalışkan bir kız. Star enerijisi var. Oynarken hayran kalıyorsunuz. Eminim ki seyircide hayran kalacak.
Konular Röportaj