Altan Erkekli: "İçimde kalan ukde yok"

Altan Erkekli, duyguları sorgulayan, kaybolan değerleri tekrar hatırlatan ‘Sen Olsaydın Ne Yapardın’ isimli programla pazar akşamları evlere konuk oluyor.

Altan Erkekli: "İçimde kalan ukde yok"
Altan Erkekli'nin Akşam'da yayınlanan röportajı..

Beğeniyle izlenen ‘Sen Olsan Ne Yapardın? Programına nasıl dahil oldunuz?


Programımız Amerika’da 8 sezondur yayın hayatına devam ediyor. Bu formatı Türkiye’ye uyarlayan şirketten bir telefon aldım. Yapımcılarım formatı tüm detayları bana anlatınca bu keyifli programın ekran başındakilere farklı bir tat sunacağını düşündüm ve ekiple bir araya geldim. Yaşı biraz daha büyük olanlar belki hatırlar. TRT’nin tek kanal olduğu dönemlerde toplumu bilinçlendirmek için “5 Dakika” adlı eğitici bir program yayımlanırdı. “Sen Olsan Ne Yapardın?” her an karşımıza çıkabilecek günlük olaylardan yola çıkarak toplumu bilinçlendirmeye, vicdanları sorgulatmaya ve aslına bakılırsa iç dünyamıza ayna tutmamızı sağlayan bir program. İnsani duygulara çok önem verdiğim için bu projede yer almam gerektiğine inandım.

TEPKİSİZLİĞİMİZLE YÜZLEŞMEMİZ GEREKİR

2 sezondur hafızanıza kazınan anılarınız oldu mu? Sizi en çok duygulandıran olay neydi?


Hemen hemen her bölümde gösterdiği tepkilerle beni duygulandıran insanlar oldu. Olaylar karşısında tepki göstermeyenler de oluyor zaman zaman. Fakat biz her zaman şunu söylüyoruz; “Tepkisizlik de bir tepki gösterme şeklidir.” Tepkisizlikle yüzleşilmesi gereken bir duygu olduğunu düşünüyorum. Biz tepkisizliğe kendi içimizden biri olarak eleştirilerimizi sunabiliriz ama biz programın içindeki emekçileri olarak tepkisizliğinde hangi boyutta olduğunu ekrana yansımasını istiyoruz.

İzleyicilerden nasıl dönüşler alıyorsunuz?

Ben sokak satıcısından taksi şoförüne, pazarcıdan kasiyere kadar gün içinde onlarca insanlar diyalog içine giriyorum. Bu kısa süreli sohbetlerimiz sırasında da ‘Sen Olsan Ne Yapardın?’ programımızı izleyenlerle de konuşma fırsatım oluyor. Programımız ile insanların duyarlı olmasına bir parça da olsa katkı sağladığımızı düşünüyorum. Gerek birebir konuştuğum kişiler gerekse de sosyal medya üzerinden aldığımız yorumlar gösteriyor ki programı bilen kişiler şahit oldukları haksızlıklara artık hızlıca reaksiyon veriyor. Tabii her an bir yerlerden Altan Erkekli ve ekibinin çıkıp gelmesini bekleyenlerin sayısı da az değil. Program formatı gereği toplumun yükünü daha çok sırtlanan insanların hayatlarını ekrana getirdiğimiz için o insanlar programımızı daha çok sahip çıkıyor.

Programda büyük oğlunuz Efe ile birlikte çalışıyorsunuz. Daha önce beraber çalışma fırsatınız oldu mu?

Efe çok küçükken Ankara Sanat Tiyatrosu’nda bir arada çalışma fırsatımız olmuştu. Turneye benimle gelmişti, ekip arkadaşlarımda bana sürpriz olması için Efe’yi de sahneye çıkarttılar. Ortanca oğlum Can da bu sene programın birkaç bölümüne dahil olacak. En küçük oğlum Ali henüz 3 yaşında şimdilik onunla evde oyunlar oynuyoruz.

ANILARIMI SES KAYDINA ALABİLİRİM

Büyük oğlunuzun performansları sebebiyle Efe’yi eleştiriyor musunuz?


Efe bir yıl içinde diyet yaparak tam 36 kilo verdi. Konservatuvarda eğitim alırken sınav dönemlerinde öğrencilere oynamaları için Hamlet’ten bölümler verilir. Rol dağılımları sırasında da öğrencilerin büyük bir kısmı da kendilerini Hamlet ile özdeşleştirir. Ben her zaman Efe’ye sen de Hamlet adayları arasında olmalısın, tombul ama sempatik rolünden çıkmalısın öğüdü verdim. Ben bunları söylerken ona kendisini önemsemesi gerektiğini, vücudunu dikkate almasının ne denli önemli olduğunun altını çizdim. Beraber çalışma fırsatı bulduğumuz programda ise reaksiyon alacağımız durumlarda Efe’nin beni daha çabuk anlamasını bekliyorum. Zaman zaman sinirlendiğim oluyor tabii. Tıpkı bir makinenin dişleri gibi sürekli uyum içinde olmamız gerektiğini düşünüyorum.
Yaklaşık 40 yıllık sanat hayatınızda içinizde ukde kalan bir rol oldu mu?

Bugüne kadar 100’ün üzerinde tiyatro oyununun 86’sında başrol oynadım. Bunun dışında diziler ve sinema filmlerinde rol aldım. İçimde ukde kalan rol yok diyebilirim. Son nefesime kadar sahnede, beyazperdede, ekranda güzel işlerle birlikte öğrendiğim mesleğin her türlü zorluklarına rağmen sunmaya devam etmek. Hayatımla ilgili hep istediğim seyircimizle beraber doğru bir şeylerin içinde yer almak ve anılmak.

Peki ya anılarınızdan oluşan bir kitap yazmayı düşünür müsünüz?

Yakın dostlarımdan ve çevremden aldığım yorumlar anılarımı bir yerde toparlamam yönünde fakat galiba ben uzun ve dolu geçen ömrümü kaleme alacak kadar sabırlı değilim. Dilekçe dışında da bir şey yazamam. Belki anılarımı ses kaydı haline getirebilirim, sonrasında birileri tarafından deşifre edebilir ve kitap haline okuyucularla buluşabilir.

OLDUKÇA DİSİPLİNLİ BİR HAYATIM VAR

Yediğinize içtiğinize ne kadar dikkat ediyorsunuz?


Mutfağımızda düzenli olarak ev yemekleri pişiriliyor. Ailecek dışarıdan bir şey alıp yemeyi tercih etmiyoruz. Sebze yemeklerinin ağırlıklı olarak yapıldığı bir mutfağımız var ve balık yemeye özen gösteririz. Geceleri ise az yemekle yetinmek istiyorum. Çünkü geceleri yemek yediğimde sabahları çok yorgun uyanıyorum. 

Altan Erkekli nasıl bir baba ve eş?

Bilmiyorum galiba bu soruyu beni tanıyanların yanıtlaması lazım (gülüyor).  Ama ben elimden geldiğince evde olmayı, evle birlikte yaşamayı,  ailemle birlikte en sağlıklı ortamlarda olmayı çok yeğlediğim için evcimen derler bana.

Disiplinli misiniz?

Hem yatılı okulda okumamdan hem de tiyatrocu olmamdan kaynaklanan oldukça disiplinli bir hayatım var. Özellikle yaptığım bu işte disiplin olmazsa uzun süreli başarılı olmanın mümkün  olmayacağı kanaatindeyim. 
Konular Röportaj