Amine Gülşe eleştiri oklarının hedefinde!

İlk oyunculuk deneyimini ‘Asla Vazgeçmem’de başrol oynayarak yaşayan Gülşe, ‘güzelliğiyle rolü kaptı’ eleştirilerine de cevap verdi.

Amine Gülşe eleştiri oklarının hedefinde!
Bugün'den Gülden Avuç'un röportajı...

Denize düştüm, ya yüzeceğim ya boğulacağım

*Türkiye Güzeli tacını giydikten sonra hemen oyunculuğa başladınız. Asıl istediğiniz oyuncu olmak mıydı?


Ben aslında güzellik yarışmasına da katılmayı düşünmüyordum. Yarışma öncesinde mankenlik ya da modellik yapmıyordum. Tamamen tesadüf oldu.

*Nasıl karar verdiniz güzellik yarışmasına katılmaya?

Ben İsveç’te doğup büyüdüm. Liseyi bitirdikten sonra ne okumak istediğime karar vermemiştim. Fotoğraf çekme tutkum var. Bunun için annemin memleketi İzmir Bergama’ya geldik. Televizyonda güzellik yarışmasının reklamını gördüm. Katılsam mı dedim, annem de ‘ne bekliyorsun, seni tutan mı var’ dedi. Böylece katıldım ve kraliçe seçildim, şimdi de oyunculuk yapıyorum.

*Film gibi bir hikayeniz varmış…

Bir anda gelişti her şey gerçekten de... Peri masalı gibi… Türkiye güzeli seçildikten sonra çok fazla teklif aldım. Ancak benim için öncelik Dünya Güzellik yarışmasıydı. O bitene kadar bir şey yapmak istemedim. Geri döndüğümde teklifler devam edince ben de kabul ettim.

Oyunculuğa başladığım gün şöyle düşündüm; Şu an denizin ortasındayım. Ya yüzeceğim ya da boğulacağım. Umudum kilometrelerce yüzmek.

Eleştiriler eksiklerimi kapatıyor

*Şimdi de Asla Vazgeçmem dizisinde başrol oynuyorsunuz… Sevdiniz mi oyunculuğu?

Evet, çok seviyorum. Her bölüm başka bir heyecan yaşıyorum. Çünkü bu benim için büyük bir deneyim. Her seferinde başka bir şey yaşamak, farklı duygular yansıtmak…

*Hiçbir deneyiminiz yokken başrol oynamaya nasıl cesaret ettiniz?

İlk başta çok korkuyordum. Çok tedirgindim. Hemen oyunculuk dersleri almaya başladım Çetin Sarıkartal’dan. O bana gerçekten güç verdi.

*‘Sadece güzel diye başrolü kaptı’ eleştirilerine ne diyorsunuz?

Bu adımı attığımda eleştiri bekliyordum açıkçası. Bir yandan konservatuvar mezunu oyunculara da hak veriyorum. Çünkü senelerce okuyorlar. Ben de oyunculuk okumak istiyorum ama her şeyin bir zamanı var diye düşünüyorum. Sadece oyunculuk değil, yaptığınız her işe yorum gelebilir. İyi ya da kötü. Ancak ben olumsuz eleştirileri kötü algılamıyorum. Çünkü seni izleyen insanlar, eksikleri tamamlayabilir. Ben her eleştiriyi kendime alıyorum.

*İsveç’te doğup büyümeme rağmen Türk kültüründen hiç kopmadım. Çocukluğumda Türkçe dersleri aldım.Tarihimizi öğrendim.

Gece gündüz, uykusuz çalışıyorum

*Sadece güzellik yeter mi oyuncu olmak için?

Her daim insan güzel olamaz ki… Her insanın çirkin yanları vardır. Mesela ağladığın zaman, bağırdığın zaman nasıl güzel görünebilirsin ki… Sonuçta güzelliğinle oynamıyorsun. Kimse benim gece gündüz uykusuz çalıştığımı görmüyor. Güzelliğimle değil, emeğimle bir yerlere gelmeye çalışıyorum. Bunu görsünler.

İSVEÇ’TEN AYAĞIMI KESMEM

*Artık tamamen Türkiye’ye mi yerleştiniz?


Tam anlamıyla değil aslında. Annem şu anda benim yanımda ancak babam ve ağabeyim İsveç’te. Ben ayağımı İsveç’ten kesmedim. Oraya gidip geliyorum. Benim ikinci memleketim. Orada doğdum büyüdüm sonuçta. Daha bir seneye kadar orada yaşıyordum. Türkiye her daim benim bir parçam oldu. Sürekli gidip geliyordum.

*Bundan sonraki planlarınızda neler var?

Oyunculuğumu geliştirmek ve iyi bir oyuncu olarak anılmak.
Konular Röportaj