Avrupa çatırdamaya mı başlıyor?

Avrupa, Ortadoğu başta olmak üzere diğer bölgelerde uyguladığı ayrılıkçı hareketleri güçlendirme ve kaos çıkarma stratejisini kendi topraklarında hissetmeye başladı.

Avrupa çatırdamaya mı başlıyor?
Yeni Şafak'ta yer alan habere göre refah döneminin sona ermesi ve Avrupa Birliği’nin yaşadığı siyasi kriz, kıtadaki sınır meselelerini yeniden gündeme taşıdı.

Avrupa’da uzun yılların ardından ilk kez iki ülke arasında “savaş” kelimesi telaffuz edildi. Cebelitarık meselesinde İngiltere ile İspanya arasında “savaş” sözünün üst düzey isimler tarafından dile getirilmesi, Avrupa’nın sınır krizlerini bir kez daha gündeme taşıdı. Avrupa’nın siyasi ve ekonomik gücü azaldıkça, aşırı milliyetçilik ve ayrılıkçı duygular yeniden su yüzüne çıkıyor.

İspanya'da Katalonya, Bask bölgesi, Belçika’da Valonlar ve Flamanlar arasındaki ayrılıkçı dalga, Fransa’nın Korsika sorunu, İtalya’nın kuzeyindeki ayrılıkçı dalgalanma, İskoçya ve Kuzey İrlanda’da bağımsızlık rüzgarları, 'Avrupa çatırdamaya mı başlıyor' sorusuna sebep oluyor.

Bumerang geri dönüyor

Avrupa’nın refahı yaşlı kıtanın tutkalını oluşturuyordu. Şimdi bu tutkal özelliğini kaybediyor. Küresel alanda ekonomik gücünü doğuya kaptıran, yaşlı nüfusun artmasıyla ekonominin dinamizmini kaybeden Avrupa’da ayrılıkçı hareketler her geçen gün kuvvet kazanıyor. Avrupa, Ortadoğu başta olmak üzere diğer bölgelerde uyguladığı ayrılıkçı hareketleri güçlendirme ve kaos çıkarma stratejisini kendi topraklarında hissetmeye başladı. İşte Avrupa’yı parçalama ve hatta savaşın eşiğine getirme potansiyeli olan sınır problemleri.

Cebelitarık

İngiltere ile İspanya arasında “savaş” kelimesini telaffuz ettiren Cebelitarık meselesinin geçmişi 18. Yüzyıl'a kadar uzanıyor. İngiltere’nin denizaşırı topraklarından biri olan Cebelitarık, İspanya’nın güney ucunda yer alan 6.7 kilometre kare büyüklüğünde bir bölge. 1713 Utrecht Antlaşması ile İspanyol egemenliğinden Britanya egemenliğine devredilen Cebelitarık iki ülke arasında yaşanan bir egemenlik sorunu. Cebelitarık’ın statüsündeki muğlaklık İngiltere ve İspanya arasında şu günlerde olduğu gibi ciddi krizlerin yaşanmasına neden olmakta.

Katalonya ve Bask sorunları

İspanya’yı bölünme tehdidiyle karşı karşıya bırakan iki sorun doğusundaki Katalonya özerk yönetimindeki ayrılıkçı girişimler ile ülkenin kuzeydoğusundaki Bask Özerk Yönetimi. Bask bölgesi ayrılıkçı ETA terör örgütünün eylemleri ile bir dönem İspanya’yı yoğun şekilde meşgul etmişti. Katalonya’da ise 2014 yılında yapılan ve Madrid tarafından geçerli sayılmayan referandumda yüzde 80 oranında bağımsızlık için “evet” oyu çıkmıştı.

Kuzey İrlanda

Kuzey İrlanda sorununun tarihsel kökeni, 1600’lü yılların başlarına kadar uzanıyor. 1916 yılında Dublin’de kurulan IRA’nın (İrlanda Cumhuriyet Ordusu) eylemleri sonucu 1922’de adanın güneyinde bağımsız İrlanda Cumhuriyeti kuruldu. Adanın kuzeyiyse İngiltere yönetimine bağlı kaldı. 1960’lı yıllarda Kuzey’de yaşayan Katolik İrlandalılar İngiltere’den ayrılıp birleşik bir İrlanda devleti kurmak amacıyla IRA’yı yeniden kurdu. IRA 2005’te silah bıraktı ve yaklaşık 3600 kişinin canını yitirdiği çatışma süreci resmen sona ermiş oldu. 2007’de Kuzey İrlanda’da Katolikler ve Protestanlar arasında bir ortak hükümet kuruldu. Brexit sürecinin resmen başlaması ile Kuzey İrlanda’da da bağımsızlığa yönelik referandum isteği güçlenmiş durumda.

İskoçya

Ülkede son 300 yıldır çeşitli siyasi gruplar, partiler ve kişiler bağımsızlık konusunda kampanyalar yürütüyor. İskoçya’da 1999 yılından bu yana özerk bir parlamento bulunuyor. İngiltere’den ayrılmayı 2014’te referanduma götüren ancak bağımsızlık için yeterli çoğunluğu sağlayamayan İskoçya’da hükümet, Brexit oylamasının ardından ikinci bir bağımsızlık referandumunu gündeme aldı. İskoçya Özerk Yönetimi Başbakanı Nicola Sturgeon son olarak bağımsızlık referandumu oylamasının 2018 yılı sonbaharıyla 2019 yılı bahar ayları arasında uygun bir zamanda yapılacağını açıkladı.

Korsika

Fransa’nın güneydoğusunda 250 bin nüfuslu küçük bir ada olan ve yaklaşık 250 yıldır Fransa’dan bağımsızlığını kazanma mücadelesi veren Korsika, coğrafî olarak İtalya’ya daha yakın. Napolyon Bonapart’ın da memleketi olan adada Fransızca’dan çok İtalyanca’ya benzeyen Kors dili konuşuluyor. Bugün için ayrılıkçı eğilim güçlü olmasa da, Fransa’da olası bir Le Pen iktidarı, söz konusu eğilimi yeniden güçlendirebilir.

Flamanlar ve Valonlar

Avrupa’da Cermen ve Latin dünyası arasında bir tampon vazifesi gören Belçika, yıllardır iki etnik grup Flamanlar ile Valonlar arasındaki gerilime sahne oluyor. Mevcut gerilim ülkedeki siyasi hayatı da derinden etkiliyor. Belçika’da Flamanlar tarafından Flamanca, Valonlar tarafından Fransızca ve küçük bir Alman grup tarafından Almanca konuşuluyor. 20. yüzyılın ikinci yarısında bir yandan Flamanlar ve Frankofonlar arasındaki çatışma diğer yandan Flaman ve Valon Bölgeleri arasındaki eşit olmayan ekonomik gelişme damgasını vurmuş durumda. Devam eden çatışmalar ülkede üniter devlet yapısından federal devlete doğru bir dizi reformun yapılmasına neden oldu. Bu bölgede çıkan bir çatışma, tüm Avrupa’yı ateşe atabilir.

Kuzey İtalya ve Sardunya

Ulusal birliğini ancak 19. Yüzyılın sonunda gerçekleştirebilen İtalya birçok etnik ve bölgesel ayrılıkçı hareketin tehdidi altında. Kuzey İtalya ve Sardunya bölgelerinde güçlü ayrılıkçı hareketler etkilerini artırıyor. Ülkenin kuzeyi sahip olduğu refahı daha fakir güney bölgeleri ile paylaşmak istemiyor. Bunun yanı sıra ülkenin en zengin bölgelerinden birisi olan ve İtalya’nın Batısı’nda yer alan Sardunya Adası’nın İtalya’dan bağımsızlık taleplerinde bulunması bir diğer önemli sorunu oluşturuyor.