Ayça Ayşin Turan iddiasını ortaya koydu

Miranda Kerr’e olan benzerliğiyle dikkatleri üzerine çeken Turan, dizideki ‘asi kız’ tiplemesiyle Özcan Deniz’in dikkatini çekmeyi başardı. ‘Sevimli ve Tehlikeli’ filminde başrolü kaptı; oyunculuk serüvenini, ideallerini ve hayallerini anlattı.

Ayça Ayşin Turan iddiasını ortaya koydu
Akşam'dan Erçin Dağ Eysen'in röportajı..

Oyunculuk nasıl gelişti, nasıl fark edilip keşfedildiniz?

Ben aslında önce gönlümü müziğe kaptırdım, şarkı söylüyor ve keman çalıyordum. Fizik olarak fark edilince de herkes ‘’Neden oyuncu olmuyorsun?‘’ diye sormaya başladı. Ben oyunculuğun sadece fiziki farklılıkla yapılabileceğini düşünmüyorum tabii ki… Tümay Özokur ile tanıştım ve oyunculuk serüvenim de başlamış oldu diyebilirim. Kamera arkasında çalışmaya sıcak bakarken, oyunculuk sürpriz olarak hayatıma girdi.

“Oyuncu olsam, şunun gibi yükselsem…” şeklinde düşleriniz oldu mu?
Ben hayatım boyunca bu tarz özentiler ya da hedefler içinde olmadım. Kendimi doğru tanımlamaya ve doğru hedefler koymaya gayret ediyorum. Herkesin karakteri, istekleri ve çizgisi farklıdır. Kendi seçimlerimle Ayça’nın yolunu çiziyorum şu anda.

‘Sevimli Tehlikeli’ filminin kadrosuna nasıl dahil oldunuz?
Bildiğiniz gibi Karagül dizisinde rol alıyordum. Özcan Deniz, konuk oyuncu olarak projemize dahil olmuştu. Menajerim Tümay Özokur zaten projeye hâkimdi, onun hatırlatması, Şükrü Bey ile çalışıyor olmam ve Özcan Deniz’in de yönetmen olarak onaylaması projeye dâhil olmamı sağladı.

KARAKTERİME ÂŞIK OLDUM

Senaryo ilk elinize geçtiğinde neler geçti aklınızdan?

Filmin hikâyesini ilk duyduğumda ortada senaryo yoktu. Yani okumadım sadece dinledim. Birden filmin içinde hissettim kendimi ve karakterime âşık oldum.

Filmde sizi nasıl bir rolde izleyeceğiz?
O biraz izleyiciye sürpriz olsun. Ama şunu söyleyebilirim ki karşılarında bambaşka biri olacak. İzleyicilerimiz beni Karagül’deki ‘Ada’ karakteriyle tanıdılar. Zeliş, tam tersi bir karakter. Onun saflığını onun değişimini umarım benim gibi hissedebilirler. Ben oynarken çok keyif aldım, o masalın prensesi olmak çok eğlenceliydi.

Peki rolünüze nasıl hazırlandınız?
Ben iyi gözlem yapabiliyorum. Karakteri oluşturmam da en büyük destekçim tabii ki yönetmenimiz oldu. Uzun bir prova sürecimiz oldu, rolün gelişmesi için beyin fırtınası yaptık. Belli bir süre sonra artık Zeliş gibi nefes almaya, onun gibi bakmaya ve hissetmeye başlamıştım.

ÖZCAN KENDİNİ GÜVENDE HİSSETTİRİYOR

Özcan Deniz’le çalışmak kolay mıydı yoksa zor muydu?

İşine olan tutkusuna, sabrına, disiplinine kesinlikle hayran kaldığım bir yönetmen. Sahne tecrübesi, oyunculuk deneyimleri, onu oyuncu psikolojisi konusunda çok duyarlı bir noktaya getirmiş. Dolayısıyla seni anlayabildiği için, sen de oyuncu olarak kendini daha güvende hissedebiliyorsun. Hayattaki en büyük tecrübe yaşanmışlık. Tecrübeleri, yaşama doğru aktarabildiğinizde 10 numara işler yapılabiliyor.

Aksiyon dolu çekimlerde nasıl tehlikeler atlattınız?
Şu an iyi olmam sebebiyle, yaşadığımız aksaklıkları nazar boncuğu olarak değerlendiriyorum. Hayatın içinde de şans eseri yaşamıyor muyuz? Yaşandı ve bitti, sonuç her şeye rağmen güzel, önemli olan da bu bence.

Sizce insanlar bu filmi neden izlemeli?
Umut için! Umudunu kaybedenlere, kendi hikâyesini yazacak cesareti olmayanlara umut verecek bu film. ‘’Sevimli Tehlikeli’’ herkesi içine alabilecek bir hikâye.

Televizyonda izlediğiniz diziler hangileri?
Setten maalesef televizyon izlemeye vakit kalmıyor. Kendi projemizi ancak izleyebiliyorum.

Oyuncu olarak kimi ya da kimleri örnek alıyorsunuz?
Örnek almak doğru değil, çok değerli sanatçılarımız var, hepsini gözlemliyorum ve kendi doğrularımın ya da yanlışlarımın sağlamasını yapıyorum. Ben, ben olabilirsem var olabilirim, taklitler ancak asıllarını yaşatır hepimizin bildiği gibi.

TEK FARKIMIZ GÖZ ÖNÜNDE OLMAK

Bir genç kız olarak bu pırıltılı dünyaya  girmek üzeresiniz. Bu sizi ürkütüyor mu?

Ben bir mesleği en doğru şekilde uygulamaya çalışıyorum. Kariyer ve şöhret planlamam ile ilgili olarak menajerimin oluşturduğu ekip arkadaşlarımla bu yolculuğu gerçekleştiriyorum. Sonuçta hepimiz sıradan insanlarız, tek farkımız göz önünde olmak. Egom beni yönetmediği sürece korkacak bir şey yok, ayaklarım yere sağlam basıyor, durduğum yerin farkındayım, çizgimi bozmamak adına sahip olduğum değerleri daima koruyacağım. Umarım kimse bana bir gün ‘’Sen çok değiştin’’ demez. Bunu dedirtmemek için, elimden gelen gayreti göstereceğim.

Geleceğe, oyunculuğa dair hedefiniz, hayaliniz ne?
Bana göre en iyisini yapabildiğim yer… Şu an olmak istediğim yerdeyim, yarını bilemem. İyi oyuncu ve iyi insan dedikleri noktada görmek isterim kendimi. Acele etmiyorum, hazmederek ufak adımlarla gitmek hedefindeyim.

YAŞAMIN KEYFİNİ ÇIKARMALI

Anı yaşamaktan mı yanasınız?

Yarını bilmediğim için evet anı yaşıyorum. Yarının bizi ne sürprizlerle karşılayacağını bilmiyoruz. Hayat felsefemizin de ‘anı yaşamak’ olması gerektiğini düşünüyorum, zira an dediğin an bile anında geride kalıyor. Ölecekmiş gibi yaşanmaz elbet ama kocaman hayaller kurmak da şayet gerçekleşmezse insanı yerle bir edebilir. Yaşamın keyfini çıkarmak gerekir.

Peki aynaya baktığınız zaman nasıl bir kadın görüyorsunuz?
Aynalar hiç yalan söylemezmiş öyle derler. Nasıl bir kadın değil de hiç büyütmek istemediğim bir çocuk yanım var ben onu görüyorum. İçimdeki çocuk ölmemeli hatta yaşlanmamalı… Aynadaki beni seviyorum.

MİRANDA’YA BENZEMENİN BİR ÖNEMİ YOK

Sizi Miranda Kerr’e benzetiyorlar. Bu benzerlikten rahatsız mısınız?

Dünyada herkesin bir eşi varmış, cümleyi tersten alıp, Miranda Kerr, Ayça Ayşin Turan’a benziyor diye de kurabiliriz. Bunun çok önemli olduğunu düşünmüyorum, o orada ben burada başka hayatları kucaklıyoruz. Birbirimize benzememizin ne faydası var, o zaman bu benzerlik beni neden mutlu etsin ya da neden rahatsız etsin…
Konular Röportaj