Aylin Kabasakal: "Aşk biter, denge ve uyum kalır"

Cennet Mahallesi’nin Fatoş’u, Baba Ocağı’nın Gülsüm’ü, Güzel Köylü’nün Nurten’i Aylin Kabasakal, şimdilerde ATV ekranlarında “Gözüm Sende” adlı programı sunuyor...

Aylin Kabasakal: "Aşk biter, denge ve uyum kalır"
Akşam'dan Arzu Akyol'un röportajı...

ATV ekranlarında “Gözüm Sende” adlı bir program sunuyorsunuz. Nasıl gidiyor? 


Çok keyifli ve huzurlu çalışıyoruz. Çok da izleniyor. 

Evlilik programlarıyla ilgili çok tartışma var… Etkilenmiyor musunuz?

Biz o tartışılan formatların dışındayız aslında. “Gözüm Sende” Türk aile yapısına uygun bir program… Biliyorsunuz bizde görücü usulü evlilikler yaygındır. Biz de bu geleneği ekranlara taşıyoruz. Seçicimiz annesiyle birlikte geliyor. Adaylarımızı görmeden bir gün boyunca nerede ve nasıl yaşadıklarını, yaşam alışkanlıklarını izliyorlar. Seçicimize ve annesine “Bakın sizin için gelen adayların evleri böyle, işleri böyle, giyimleri böyle, eğitimleri böyle. Eğer istiyorsanız sizi buluşturalım” diyoruz. Akşam da karşı karşıya geliyorlar. Fiziksel olarak da etkilenirlerse yollarına devam ediyorlar. Zaten annelerimiz babalarımız da böyle yapmamış mı? Benim annem ve babam görücü usulü evlenmişler ve 40 yıldır beraberler. 

Fiziksel uyum önemsiz mi yani?

İkisi de önemli. 

Öyle diyorsunuz ama eşiniz bir Best Model…

(Gülüyor) Ben eşimle uzun zaman aynı spor salonunda spor yaptım. İlk gördüğümde çok beğenmiştim ama ne zaman ki “Merhaba” deyip sohbet etmeye başladık ve “Evet Nazif iyi bir çocukmuş” diye düşünmeye başladım o zaman bir ilişki düşündüm. Yani yakışıklı diye başlamadı ilişki. Yoksa spor salonlarında çok sayıda yakışıklı erkek var ama eşimi övmek için söylemiyorum Nazif gerçekten düzgün bir insandır.

ALLAH’A ŞÜKÜR ÇOK MUTLUYUM

Siz aslında bu program için uygun bir isimsiniz. Çünkü çok mutlu bir evliliğiniz var. Nedir bunun sırrı?

Allah’a şükür, evet… Denge ve uyum… Aşk ilk adım olarak önemli ama aşk bittiği zaman ki biter, “Eyvah ben kiminle evlenmişim” dememek için uyum çok önemli. Saygı önemli. Saygı duyduğunuz kişiyi seversiniz zaten. Bir de ailelerin benzemesi çok önemli.

Programda özellikle damat adaylarının anneleri çekilmez olabiliyor ama siz kontrolü hiç kaybetmiyorsunuz. Nasıl başarıyorsunuz bu kadar sakin kalmayı? 

Sadece empati kuruyorum. Benim de bir oğlum var ve evlat büyütmenin ne demek olduğunu biliyorum. O kadar emek harcadığın evladının kendine en uygun eşi seçmesini ve mutlu olmasını istiyorsun. 

Oğlunuzla böyle bir programa katılsanız siz neye bakarsınız gelin adayında?

İnsan evladını tanır ve onun ne istediğini bilir. En çok onun istediklerinin var olup olmadığına bakarım. Ailelerin uyumlu olup olmadığına bakarım. Çünkü ailelerin uyumu çok önemlidir. Programda da dikkat ettim, seçiciler annelerinin sözünden çıkmıyorlar. Özellikle erkekler annelerinin onayını istiyorlar mutlaka. Ben de “Oğlum emin misin?” diye küçük bir soru işareti bırakırım ama gerisine o karar verir.

Kadınlarla ilgili ne öğretiyorsunuz Serhan’a?

Benden çok babası iyi bir rol model oğlum için. Çok nazik bir eşim var. Mesela şimdi oğlumuza, “Orta yaşlı bir kadının eli öpülüp başa konulmaz. Sadece elini öp yeter” diyor. Oğlum da aynısı yapıyor (gülüyor). Kadınlara nasıl davranması gerektiğini hem sözleriyle hem davranışlarıyla öğretiyor babası. Mesela daha beş yaşında ve geçen gün sabah 05.30’da kalkmış, “Dünyanın en güzel kızı yanıma gelir misin?” diye sesleniyor. Nasıl gitmezsin (kahkahalar)

Siz nasıl bir ailede büyüdünüz?

Almanya’da doğdum ben. Babam orada çalışıyordu. Bir kardeşim oldu. Sonra döndük. Ailem İzmir’de yaşıyor. Bir tek ben buradayım. Çok huzurlu, çok normal bir ailede büyüdüm. Öyle ki öfkelenmeyi, korkmayı bilmiyordum. İstanbul’a geldiğimde arkadaşlarım bana “Sen serada mı yetiştin?” diyorlardı. Düşünün ne ailemde ne çevremde hiç kavga gürültü yoktu. Hiç boşanan çift de görmemiştim. Her şey güllük gülistanlıktı.

ARTIK EGE DİZİSİ YAPMAK İSTEMİYORUM

Çok başarılı bir oyuncusunuz aynı zamanda. Oyunculuk sizde de klasik hikâyedeki gibi çocukluk hevesi mi?

Gerçekten öyle… Ben kendimi bildim bileli vardı. Küçükken yolda yürürken bile “Bu kız geleceğin artisti olacak” diyorlarmış. Nasıl yürümüşsem artık (gülüyor). Lise çağlarında da iyice oyuncu olmaya karar vermiş ve ders almaya başlamıştım. Hatta İzmir Güzel Sanatlar Fakültesi’nin önünden geçerken “Ben burada okuyacağım” diyordum. Okudum ve birincilikle mezun oldum.

Ege dizilerinin vazgeçilmez oyuncususunuz. Ege dizisi teklifi gelse yine…

Büyük konuşmayayım ama zor… Farklı bir şey yapmak istiyorum artık. Ege’yi çok seviyorum, sanırım Ege de beni seviyor. Bütün köklerim Ege’de. Anne tarafı Girit, baba tarafı Midilli Adası’ndan gelmiş. Annem İzmirli, babam Manisalı.  Bütün ailem İzmir’de yaşıyor. Ama artık Ege dizisi olmasın. Çok fedakâr bir anne, çok kötü, çok âşık, çok vamp bir kadın olabilir. Biraz ters köşe yapmak istiyorum. 

Kariyerinizde kendinizi hayal ettiğiniz en son nokta ne?

Hem sunuculuk hem oyunculukla ilgili çok hayalim var. Son nefesime kadar oyunculuk yapmak istiyorum. Çok iyi projelerde yer almak istiyorum, farklı roller oynamak istiyorum, kendimi zorlamak, geliştirmek istiyorum. İnşallah böyle imkânlar çıkar.

SAĞLIK VE HUZUR HER ŞEYDEN ÖNEMLİ

27 Şubat doğum gününüzdü. Ne dilediniz?

Benim için sağlık ve huzur her şeyden daha önemli. Ailemle ve sevdiklerimle sağlık ve huzur içinde güzel yaşlar almayı diledim.

Mutlu olmak için neler yaparsınız?

Yurtdışı seyahatleri yapmaya bayılırım. Başka ülkeler tanımayı çok seviyorum. Bir arkadaş grubumuz var. Kendime verdiğim en büyük ödül onlarla seyahat etmek. Onun dışında oğlumla, eşimle, arkadaşlarımla evde vakit geçirmeyi, kitap okumayı, film izlemeyi seviyorum. Yemek ve tatlı yapmayı da çok severim. Çok evcimenim ben.
Konular Röportaj