Bakan Bozdağ: "FETÖ Adil Öksüz'ü infaz etmiş olabilir"

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, FETÖ'nün kilit ismi Adil Öksüz'ün çok şey bildiği için FETÖ tarafından infaz edilmiş olabileceğini söyledi.

Bakan Bozdağ: "FETÖ Adil Öksüz'ü infaz etmiş olabilir"
Hürriyet'te yer alan habere göre TGRT Haber televizyonunda “Gündem Özel” programında İhlas haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularını cevaplayan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, FETÖ’nün iki numaralı zanlısı Adil Öksüz’ün nerede olduğuna ilişkin kendi elinde bir delil olmadığını belirterek, "İki ihtimal var; ya Fetullahçı Terör Örgütü çok şey bildiği için bunu infaz etmiş olabilir, ben bunu zayıf bir ihtimal olarak görüyorum. Diğer ihtimal ise bunun bir yerde birileri tarafından saklandığıdır. Ben hala bu kanaatimi muhafaza ediyorum" dedi.

ABD Konsolosluğundan Adil Öksüz'ün aranması ve ABD Büyükelçiliğinden yapılan "Rutin uygulama" açıklamasını değerlendiren Bakan Bozdağ, "ABD Büyükelçiliği bizim şüphelerimizi gidermek istiyorsa, o zaman başka vizesini iptal edipte aradığı kişilerin sayısını ve mümkünse isimlerini açıklasın. Türkiye kamuoyu da öğrensin. O zaman biz hepimiz özür dileriz. ‘Gerçekten bu ABD Büyükelçiliğinin bu rutin bir uygulamasıdır. Biz bu uygulamayı farklı değerlendirmişiz’ deriz, özür dilemekten de çekinmeyiz. Ben o yüzden bir kere daha buradan çağrı yapıyorum; siz açıklayın o isimleri ben de Adalet Bakanı olarak özür dileyeyim” diye konuştu.

"BİR YERDE HALA SAKLANDIĞINI, KAÇAMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM"

Adil Öksüz'ün nerede olabileceği ile ilgili "Hayatın olağan akışını dikkate alarak yaptığım bir değerlendirmedir" diyerek yaptığı açıklamada Adil Öksüz’ün gerçek kimliğinin ortaya çıkmasıyla devletin bütün birimlerinin teyakkuza geçtiğini söyleyen Bakan Bozdağ, "Medya üzerinden de Adil Öksüz’ün resimleri, görüntüleri Türkiye ve dünya kamuoyuyla paylaşıldı. Bunun kilit isim olduğu ve çok önemli bir rol oynadığı açıkça ifade edildi. Bu nedenle de hem Türk halkı bunu yakın takip ediyor, gördüğü zaman mutlaka polise ihbar edecek, belki kendi yakalayacak ve teslim edecek.

İstihbarat örgütümüz, güvenlik birimlerimiz hepsi bu meselenin üzerinde. Bütün Türkiye ve Türk devleti imkan ve kabiliyetiyle bunu arıyor. Bu kadar bilinir hale geldikten sonra böyle birinin hareket halinde bir yerden bir yere intikali ve oradan oraya gitmesi kolay bir iş değil. Ben onun için dedim ki iki ihtimal var; ya Fetullahçı Terör Örgütü çok şey bildiği için bunu infaz etmiş olabilir, ben bunu zayıf bir ihtimal olarak görüyorum.

Diğer ihtimal ise bunun bir yerde birileri tarafından saklandığıdır. Ben hala bu kanaatimi muhafaza ediyorum. Çünkü hareket halinde olsa bir yerde olmasa diğer yerde, ya güvenlik birimleri, ya istihbarat ya halkımız bir şekilde ona ulaşır, onu yakalardık. Onun için bir yerde hala saklandığını, kaçamadığını düşünüyorum. Çünkü tespit edildiği an yurt dışına çıkma ihtimali gözükmüyor. Hayatın olağan akışına da pek uymuyor. Herkes harekete geçtikten sonra oluyor. Ben yurt dışına çıktığına ilişkin iddialara katılmıyorum. Bir bilgiye dayalı değil, birinci yorumum da bilgiye dayalı değil. Onuda açık olarak ifade edeyim”
şeklinde konuştu.

“SİZ AÇIKLAYIN O İSİMLERİ BEN DE ADALET BAKANI OLARAK ÖZÜR DİLEYEYİM”

ABD Konsolosluğunun vizesinin iptal edildiğini, bilgilendirme amaçlı Adil Öksüz’ü aradıklarını açıklamasıyla ilgili konuşan Bozdağ, ABD Başkonsolosluğundan bu rutin uygulama ile ilgili bugüne kadar kaç tane Türk vatandaşının vizesinin iptal edildiğini açıklamasını istedi.

Bozdağ, ABD Konsolosluğunun açıklamasının iddianamede geçen ‘ABD İstanbul Başkonsolosluğu tarafından Adil Öksüz’ün arandığı’ iddiasının tereddütsüz ispatı olduğunu belirterek, “Bir defa bu iddia olmaktan çıktı, kesin bir delil oldu. Bunun üzerine yapılan açıklamanın bir başka boyutu, ‘bu bizim samimi işbirliğimizin bir göstergesidir’ deniyor. Biz bunun üzerine diyoruz ki, o zaman samimi işbirliğinizin göstergesiyse bunun en büyük ve en önemli adımı terörist başı Fetullah Gülen’in geçici tutuklanma talebinin kabul edilip, tutuklanması ve Türkiye’ye iadesidir. Eğer siz bunu yaparsanız o zaman biz bunun samimi bir işbirliği olduğunu görürüz. Samimi bir işbirliği bunu gerektirir. Terörist Gülen, orada Türkiye aleyhine terör faaliyetlerini hiçbir engel, sınır tanımadan devam ediyor. İadeye dair dosyalar var, onlarla ilgili de bir işlem yapılmadı. Öte yandan Fetullah Gülen’in de, oradaki diğer FETÖ’cülerin de vizesi var, oturma izni var. Eğer samimi bir işbirliği varsa Adil Öksüz’ün vizesini iptal ettiğin gibi terörist Gülen’in de vizesini iptal et. Diğer FETÖ teröristlerinin de vizelerini iptal etmesi lazım. Hiçbirinin ki iptal edildi mi? Aksine darbe teşebbüsünden sonra pek çok FETÖ üyesi ve darbeye karışmış FETÖ üyeleri oraya gittiler ve şu anda hayatlarını orada devam ettiriyorlar; herhangi bir sıkıntı ile karşılaşmadan. Bu bir rutin uygulamadır şeklinde bir değerlendirme yapıldı.

Ben merak ediyorum rutin uygulama ise ABD Büyükelçiliğinin şunu Türkiye’ye açıklaması lazım; ‘Biz bugüne kadar Türk vatandaşlarından şu kadarının vizesini iptal ettik. İptal ettiğimiz vatandaşların hepsine de biz telefonla arayıp ‘vizeniz iptal edilmiştir’ dedik ya da mesaj geçtik, vizeniz iptal edilmiştir, boşuna zaman ve masraf kaybına uğramayın' diye uyardı. Bir açıklasınlar kaç kişi var. Rutinse herkese bu uygulamanın olması lazım. Ben merak ediyorum kaç kişiyi aramışlar, isim listesi nedir onlar açıklasın. Ben hatta onlara bırakmadan buradan 80 milyon Türk vatandaşının her birine sesleniyorum; içinizde vizesi iptal edilenlerden ABD Büyükelçiliği veya başkonsoloslukları tarafından aranan bir Türk vatandaşı var mı, yok mu? Adil Öksüz dışında varsa lütfen çıkın ‘beni aradılar’ diyin veya aramadılar ise çıkın diyin ki ‘beni aramadılar, iptal edildi.’

Ben şahsen rutin uygulama olduğuna inanmıyorum. Ben inandırmaları için yapacakları şey, ellerinde kayıtları var, kimin vizeleri iptal edildi bunu açıklarlar biz o zaman görürüz. Sen yardımcı oluyorsun, vizesini iptal ediyorsun. Sonra arayıp haber vermek ne demektir; ‘Bak seni Türk polisi arıyor, vizeni de biz iptal ettik. Başının çaresine bak.’ Aklın yolu bir, vatandaşın aklıyla alay etmenin alemi yok. Ben işbirliğinin varlığı ya da yokluğunda değilim. Olmadı bu vize iptalini kabul edelim, bir işbirliği diyelim ama ondan ötesi bir işbirliği değil. Başka tür bir işbirliğini veya başka bir şeyi göstertiyor. ABD Büyükelçiliği bizim şüphelerimizi gidermek istiyorsa, o zaman başka vizesini iptal edipte aradığı kişilerin sayısını ve mümkünse isimlerini açıklasın. Türkiye kamuoyu da öğrensin. O zaman biz hepimiz özür dileriz. ‘Gerçekten bu ABD Büyükelçiliğinin bu rutin bir uygulamasıdır. Biz bu uygulamayı farklı değerlendirmişiz’ deriz, özür dilemekten de çekinmeyiz. Ben o yüzden bir kere daha buradan çağrı yapıyorum; siz açıklayın o isimleri ben de Adalet Bakanı olarak özür dileyeyim”
değerlendirmelerinde bulundu.

“DOSYADAKİ BİLGİ, BELGE VE DELİLLER, TERÖRİST GÜLEN’İN TÜRKİYE’YE İADESİNİ ZORUNLU KILAN VE ORADA TAKDİRİ KALDIRACAK AĞIRLIKTA”

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in iadesiyle ilgili olarak ABD’nin göreve yeni başlayan Adalet Bakanının tutumunu değerlendiren Bozdağ, şunları kaydetti:

“Eski yönetimle yeni yönetim arasında bir defa olayları değerlendirmede kullandıkları üslup bakımından çok büyük bir farklılık var. Onu net olarak görüyoruz. Yani şu andaki yönetim daha pozitif bir üslubu kullanıyor. Bu olumlu bir gelişme. Biz bundan dolayı memnuniyetimizi her defasında ifade ettik. Türkiye’nin geçici tutuklama talebi ve terörist Gülen’in iade talebi konusundaki taleplerinin neticeye ulaşması hususuna gelince orada bir ilerleme yok. Bizim taleplerimiz hala ABD Adalet Bakanlığında duruyor ve ilgili adli makamlara iletilmedi. Yeni Adalet Bakanı göreve gelince tebrik maksadıyla önce bir mektup gönderdim ve FETÖ konusunda Türkiye’nin hassasiyetinin altını çizdikten sonra beklentimizi de kendisine ifade ettim.

İşbirliği ve dayanışmadan duyacağımız, duyduğumuz memnuniyeti de aktardım. Daha sonra kendileriyle telefonda görüşme talebinde bulunduk ve kabul ettiler, telefonla görüştük. Yine tebriklerden sonra Türkiye’nin bu konudaki hassasiyetini ve beklentilerini kendileriyle paylaştım. Bu konuda adım atılmasını istedik. Kendilerinin bize söyledikleri, ‘Delillerle ilgili bir standardımız var. Onun üzerinde bir değerlendirme yapıyoruz.’ Biz onlara çok açık söyledik, ‘O dosyadaki deliller Türkiye ile ABD arasındaki anlaşmaya göre aradığı delil standardının üstünde bir standarda sahip.’

Biz geçici tutuklama talebini ilettiğimiz an gereğinin yapılması lazım, fakat onlar burada farklı bir değerlendirme yapıyorlar. Eğer bu dosyanın içerisinde sabit olan bilgi ve belgelerle bir geçici tutuklama ABD asli makamları yapmazsa o zaman hiçbir dosyada yapılmaması lazım. Biz şu anda bir iade ve geçici tutuklama talebini müzakere ediyoruz. Kaldı ki bir kişiyi yargılayıp cezasını tayin etmiyoruz. Yargılamak üzere bir iade ve geçici tutuklama talep ediyoruz. Yargılamayı ayrı mahkeme yapacak. Yargılama yapılmış olsa dahi dosyadaki bilgi, belge ve deliller, terörist Gülen’in Türkiye’ye iadesini zorunlu kılan ve orada takdiri kaldıracak ağırlıkta.”