Bestemsu Özdemir: "Şive konusunda destek aldım!"

Bestemsu Özdemir, TRT 1’de yayımlanan ‘Ege’nin Hamsisi’nde Zeynep olarak karşımıza çıkıyor. Karadenizli ve Egeli iki restoran sahibinin çevresinde gelişen olayları anlatan dizi için Özdemir, horon ve şive dersi aldığını söyledi.

Bestemsu Özdemir: "Şive konusunda destek aldım!"
Bestemsu Özdemir'in Akşam Life'ta yayınlanan röportajı...

Karadenizli mimar Zeynep’i canlandırdığınız Ege’nin Hamsisi çekimleri nasıl gidiyor?

Uzun zamandır bir komedide yer almak istiyordum. Son zamanlarda hep dramlarda rol almıştım. Yapımcımız Ferhat Eşsiz’le daha önce yine TRT’nin bir filminde Tabula Rosa’da çalışmıştık. Zeynep rolünü teklif ettikleri zaman çok sevindim. Oyuncu kadromuz çok iyi. Senaryo müthiş. Sette oynarken inanılmaz gülüyoruz. Dizimizi seyirci de çok sevdi. İlk iki bölümü reyting rekoru kırdı. İnşallah kış sezonunda da devam eder.

HORON DERSİ ALDIM

Zeynep bir Karadeniz kızı, şiveli mi konuşuyorsunuz, bu konuda özel ders aldınız mı?


Zeynep sürekli konuşmuyor ama aile arasındayken ya da sinirlendiğinde şive devreye giriyor. Karadeniz şivesi ve horon konusunda destek aldım.

Dizinin Karadeniz’deki çekimleri nasıl geçti? Sizi Karadeniz kızlarına benzettiler mi?

Çay kesme sahnesinde tam bir Karadeniz kızı olduğumu söylediler. Horon oynarken de öyle. Otelimizde saatlerce çalışarak horon öğrendik. Zeynep, Karadeniz Teknik Üniversitesi mezunu bir mimar. İzmir’de bir iş buluyor. Babası kızına, ailesine çok düşkün. Sadece onlar için yaşıyor. Önce bu teklife şiddetle karşı çıkıyor ama sonra kızına da hayır diyemediği için onunla birlikte oğlunu da alarak Ege’ye göç ediyor. Sıfırdan bir hayata başlıyorlar.

HAYAT HER ZAMAN TOZPEMBE DEĞİL

Zeynep ve ailesini Ege kasabasında sürprizler bekliyor mu?


Zeynep için burada yeni işiyle birlikte yeni bir hayat da başlıyor. Tabii ki engeller, zorluklar oluyor ancak hayat her zaman tozpembe değil ki... O inatçı, güçlü, hayatta her şeyle baş edebilecek sağlam bir kız. Aynı işte çalıştığı Deniz’le olan ilişkisinde ise gel gitler yaşıyor. İki ayrı bölgede yetişmiş iki ayrı insan...

ZOR OLUYOR

Karadenizli bir ailenin Ege kasabasına uyumu zor oluyor mu?


Çok zor oluyor. İlk iki bölümde biraz izledik. Bundan sonraki bölümlerde çok daha eğlenceli sahneler var. Kasabanın bütün düzeni altüst oluyor. Bizim kendi yöresel alışkanlarımız var. Ege halkının da öyle. Bu konuda da insanların uzlaşması kolay olmuyor. Buradaki komedi, o uyumsuzluğun sonucu oluşan absürtlükten kaynaklanıyor.

Tatil rotam Karadeniz!

Siz nerelisiniz? Kendinizi Karadeniz’e mi yoksa Ege’ye mi yakın hissettiniz?


Ben baba tarafından Erzincanlıyım, annemler Selanik göçmeni. Karadeniz muhteşem bir yer. Eylül'de fırsat bulursak Asuman (Dabak) ablayla birlikte Karadeniz’e tekrar gideceğiz, çok sevdim oraları.

HİÇ KİLO ALMADIM

Dizi setinde bol bol Ege ve Karadeniz yemekleri yiyorsunuz. Kilo aldınız mı?


Ben zeytinyağlıları seviyorum. Muhlama da çok güzel. Kilo almadım.

Sığacık’ta çekimler dışındaki vaktiniz nasıl geçiyor? Neler yapıyorsunuz?

Çok yoğun çalışıyoruz. Fırsat buldukça da denize giriyorum ve Sığacık’ın dingin, huzurlu, güzel atmosferinin tadını çıkarıyorum.
Konular Röportaj