Börü iddianamesinde gelişme!

Diyarbakır’daki Kobani protestoları sırasında Hüda Par’lı Yasin Börü ve üç arkadaşının sığındıkları apartmanda öldürülmesi ile ilgili davada sanıkların büyük bölümü hakkında, kendileri de olaylarda yer alan iki sanığın yaptığı teşhisler nedeniyle dava açıldığı ortaya çıktı.

Börü iddianamesinde gelişme!
Milliyet'ten Kemal Göktaş'ın haberine göre Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı Hakan Özdemir’in  hazırladığı iddianamede Yusuf Er, Ahmet Dakak, Hasan Gökguz, Riyat Güneş ve Yasin Börü’yü IŞİD’çi diye katleden 34 sanık hakkında dört kişiyi canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme, devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma suçlarından beşer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.

Birbirlerini teşhis ettiler

İddianameye göre, olaylardan yaralı olarak kurtulan Yusuf Er, sığındıkları evin sahibi Hasan Okçu ile babası Hüseyin Okçu’nun dışında Uğur Doğanay, Abdurrahim Pamuk ve Ahmet Tura’yı teşhis etti.

Gizli tanıklar Zümrüt ile Kanarya da beş sanığı teşhis etti. Diğer sanıkların 26’sı ise kendisi de olaylara karıştığı için hakkında beş kez ağırlaştırılmış müebbet istenen ve pazarcılık yapan Sedat Çoban tarafından “teşhis” edildi. Çoban, hakkında başka teşhis olmayan 16 kişiyi de tek başına “teşhis” ederek haklarında dava açılmasına neden oldu. Çoban’ın dışında sanıklardan Mecnun Akkoyun da 13 sanığı teşhis etti. Çoban ve Akkoyun’un birbirlerini teşhis etmesi de ilginç bir detay oldu. İddianamede Çoban’ı gizli tanık Zümrüt ve Akkoyun’un teşhis ettiği belirtildi.

‘Gelin fotoğrafı nerede?’

Sanıklar ise olay yerinde olmadıklarını ileri sürdü. Olayın yaşandığı evin sahibinin babası Hüseyin Okçu, gelin almak için Hatay’a gittiklerini ileri sürdü. Savcılık ise gelin almaya gittiklerini ama bir fotoğraf, görüntü çekiminin yapılmadığını söylediklerine dikkat çekerek dava açtı.

İki oğlu ile sanık olan Yıldız Doğanay ise Hastaneye gittiğini ve gece 02.30’a kadar orada kaldığını söyledi. Savcılığın incelediği hastane görüntülerinde de Doğanay’ın 18.06 ile 20.57 saatlerinde hastane acil kapısından giriş ve çıkış görüntülerinin bulunduğu anlaşıldı ancak savcılık, “Hastanenin 16 kapısı var, şüpheli bunlardan birini kullanmış olabilir” diyerek hakkında dava açtı. Bir başka şüpheli Burhan Dicle de Selahattin Eyyubi Hastanesi psikiyatri bölümünde yattığını ileri sürdü. Ancak savcılık, “hastanenin kamera kayıtlarının bulunmaması, hastane görevlilerinin dair net beyanda bulunamadığı” gerekçeleriyle Dicle hakkında dava açtı.

İddianameyi kabul eden Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi, güvenlik gerekçesiyle davanın başka bir ilde görülmesi talebiyle dosyayı Adalet Bakanlığı’na gönderdi.