Buğrahan Çayır: "Saygı Duymayı Öğrenmeliyiz"

Control+Z grubundan ayrıldıktan sonra solo kariyerine başarıyla devam eden Buğrahan Çayır, yeni teklisi “İstanbul Beni Yordu”yu hayranlarıyla paylaştı.

Buğrahan Çayır: "Saygı Duymayı Öğrenmeliyiz"
Akşam'dan Ali Mert Alan'ın röportajı...

Yeni single’ın “İstanbul beni yordu”nun hikâyesini anlatır mısın?


Ben genelde yaşadığım şeyleri yazmayı seviyorum. “İstanbul Beni Yordu” da başımdan geçen, deneyimlediğim bir olayın bende yarattığı hislerden meydana gelen şarkılarımdan biri...

Nasıl bir olay bu şarkının ortaya çıkmasına vesile oldu?

Yıllar önce müzik yapmak için Edirne’den İstanbul’a gelmiştik. Bir barda barmenlik yapıyordum. İş çıkışları prova alıp bir repertuar oluşturduk. Konser günü işten izin alamadım ve mecburen sabaha prova koyduk. O gün gerçekten çok yorulmuştum, 4-5 şarkı söyledikten sonra sesim kısıldı. İkinci yarıya çıkamadım ve ertesi gün işi bıraktım. Şarkının hikâyesi böyle ortaya çıktı.

İstanbul’a ne zaman yerleştin?

Aslında üniversite için Edirne’ye gitmiştim ama müzik yapmaya başlayınca ve yaptığımız tarz insanların hoşuna gidince kalmaya karar verdim. Üzerimde emeği olan ve müziğime katkı sağlayacak birçok insanla da Edirne’de tanıştım. Bizim dönemimizde Edirne’de olanlar bizi “Cornershop” ya da “Control+Z” olarak hatırlayacaklardır. Bu süre içinde birçok yarışmaya katıldık. Rock’n Dark Express bölge birinciliği ve Battle of the Bands’de Türkiye birincisi olduk. 8-9 yıl kadar Edirne›de kaldım. Her şeyin bir zamanı vardır. Ben de kendi bestelerimi solo olarak kaydetmeye karar verince İstanbul’a geri döndüm...

SAYGI DUYMAYI ÖĞRENMELİYİZ

“İstanbul Beni Yordu”da sana genç rapçi Evren Penez de eşlik ediyor. Onunla nasıl tanıştınız?


Evren’le müzik şirketim GNL vasıtasıyla tanıştık. O, Tekirdağ’da müzik yapan başarılı bir rapçi. Küçük şehirlerde müzik yapanlara ve sesini duyurmak isteyenlere de örnek olan biri. Daha önce bir dizide parçasını duymuştum ve ilgilimi çekmişti. Sözleri güçlü ve kendine has bir tarzı var. Evren de şarkıyı sevince beraber çalışmaya karar verdik. Ortaya çıkan sonuçtan oldukça mutluyum.

İstanbul’da seni en çok ne yordu?

En çok insanların saygısızlığı yordu. Problemlerin temelindeki sorununda bu olduğunu düşünüyorum “Saygı duymayı bilmemek…” Saygı duymayı öğrenmeliyiz. Bırakın insanları her bir canlının saygı görmeye hakkı var. Mesleklerimizi, statülerimizi bir kenara atıp aslında biz kimiz, neyiz diye düşünmemiz lazım. Düşünceye, kadınlara, çocuklara, hayvanlara, inançlara saygı göstermeliyiz. Bunu başarırsak her şey daha kolay olacak, inanıyorum.

Bir röportajında “Beklenti çıtasını iyi ayarlamak lazım çünkü beklentiler insanı üzer” dediğini okumuştum. Müzik kariyerinle ilgili senin beklentilerin neler?

En büyük hayal kırıklıklarımı büyük beklentiler içinde olduğumda yaşadım. Hepimizin hayattan, sevdiklerimizden beklentileri var elbette ama hayallerle beklentileri birbirine karıştırmamak gerek. Benim beklentilerime gelince, beni dinleyenlerle iyi vakit geçirdiysek ve beraber şarkılar söylediysek bundan daha güzel bir şey olamaz.

ZAMAN ÇOK DEĞERLİ

Sen hem müzisyen hem de oyuncu hem de müzik öğretmenisin. Hepsine zaman ayırmak zor olmuyor mu?


Sürekli öğrenebildiğim, kendimi geliştirebildiğim ve yeni insanlar tanıyabildiğim işler motivasyonumu yükseltiyor. Zaman çok değerli ve sevdiğim işleri yapmak istiyorsam, zamanımı çok iyi kullanmam gerekiyor. Zorlandığım dönemler oluyor tabii ama dinlenmeye vakit ayırıyorum. Dinlenmesini bilmek gerek.
Konular Röportaj