Burcu Çetinkaya: "Kimsenin ahını almayalım"

O hem bir anne hem de Türkiye Kadınlar Ralli Şampiyonu. Bugüne kadar yurt dışında da birçok başarıya imza attı.

Burcu Çetinkaya: "Kimsenin ahını almayalım"
Akşam'dan Aysun Yıldız Güngör'ün röportajı...

Sizi rallici kimliğinizle tanıdık.Sonrasında başörtü takıp Urfa’da tanınmış bir aileye gelin gittiniz… Sizi sizden dinleyelim mi?


Ortaokul ve lise hayatım Robert Koleji’nde geçti. Ardından 2 yıl da Babson College’de okuyup Koç Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden mezun oldum. Sonra çocukluk aşkım ralliyle buluştum. Bu vesileyle, taşımacılık ve otomotiv alanlarındaki iş kariyerim de ralli pilotluğunun yanı sıra, medya sektörüne doğru yöneldi. Anadolu çocuğuyum, İstanbul’da doğup büyüdüm. Fakat babamın Ankara, Oymaağaç Köyü’nden olması ve bizi küçükken her tatil oraya götürmesi köy kültürüne ve toprağa aşina olmamı sağladı. Bu yüzden Urfa, Siverek’teki hayatımı çok seviyorum ve özüme döndüğümü hissediyorum.

Hayatınızdaki dönüm noktaları?

Hayata baktığım pencereyi değiştirmem oldu…

Nasıl yani?

Çok isyankâr bir çocukluk dönemi geçirdim, bunun bana verdiği zararı fark edip İslamiyeti ve teslim olmayı seçtim. Soyut olarak da hayatımın en büyük dönüm noktası bu oldu. Dış görünüşteki değişiklikler, hobiler, spor kariyerim, iş hayatım hepsi detay aslında. Bugün varız, yarın yokuz. Ama kalıcı olan ruhumuz. Ben ruhuma işkence ediyormuşum. Sürekli kendime negatif enerji oluşturuyormuşum. Mükemmel değilim, elbet hatalarım oluyordur ama çok daha güzel bir pencereden, çok daha güzel bir manzaraya bakıyorum artık ve bunun için Allah’a şükür ediyorum.

Ruhsal ya da çevresel faktörler sebebiyle çok zorluk yaşadınız mı?

Benim dönüşümüm aslında şöyle başladı; 14 sene önce sigarayı, 10 sene önce alkolü bıraktım. 7 sene önce namaza başladım ve 5 sene önce de örtündüm. Yaptığım tüm tercihlerimi de aşkla yaptım. Hiç zorluk yaşamadım.

İslamiyet’e yöneldikten sonra hayatınızda neler değişti?

İslamiyet’i ismen kabul edip, yaşamadığımı fark edeli 12-14 sene oldu. İslamiyet teslim olmak demek, benim en büyük eksiğim hep isyan etmemdi. Bunu değiştirip Allah’a teslim olmayı öğrendikten sonra hayatıma huzur, mutluluk geldi. Başımı örtmemse bu sürecin son 4 senesine denk gelen çok ufak bir detay. Sabretmek, isyan etmeden mücadele etmek, nefsimle sürekli mücadeleye devam etmem gerektiği öğrendim.

Başörtüsü takmanın zorlukları oldu mu sizin için?

Örtündüğüm için nefsi mücadelem bazen oluyor ama aşık olduğum işi yapmaktan bütün zorluklara rağmen keyif alıyorum. Cefasız sefa da olmaz zaten.

Ralli tutkunuz nasıl başladı?

12 yaşında Emre Yerlici ve İskender Atakan’ın bir rallide birincilik için mücadelesine şahit oldum. Babamla ralliyi seyrettik. O zaman âşık oldum bu spora... Benim direksiyona geçmem 12 senemi aldı, direksiyona geçene kadar da 4 sene boyunca hiçbir yarışı kaçırmadım, izledim ve gönüllü çalıştım.

Yakın zamanda yeni bir yarış var mı?

Bu sezon 3 ralli geride kaldı, biraz sıkıntı yaşadık, son 2 rallide de aracımızla daha yarışın başında teknik sorunlarla mücadele ettik. Üçüncü yarışta da mekanik sebeplerden aracımız yandığı için çok sevdiğim Bursa Rallisi’ni pas geçmek zorunda kaldım. Fakat genel klasman puanı almak öncelikli hedefimiz olmasının yanı sıra, 6. kez Kadın Pilotlar 1.liğini kazanmak için son 3 rallide hazır olacağız. Yani, sıradaki yarış 9 – 10 Eylül İstanbul Rallisi…

Ralli dışında hangi sporları yapıyorsunuz?

Wakeboard, snowboard, basketbol voleybol, tenis... Bunların dışında sabah koşuları vazgeçilmezim.

KİMSENİN AHINI ALMAYALIM

Bir gününüz nasıl geçiyor?


Çok zor  bir soru çünkü çok değişiyor. Mesela bazen sabahtan akşama kadar bilgisayar karşısında yazı yazıyorum. Bazen rallide toz toprak ve mücadeleyle geçiyor. Bazen Siverek’te, bazen Ankara’da, bazen İstanbul’dayız. Ama kahvaltı, özellikle de erken saatlerde yapılan bir kahvaltı, sabah sporu, oğlumla yürüyüş, kitap okumak, film seyretmek, yemek yapmayı öğrenmeye çalışmak gibi bu aralar hayatımda çok sevdiğim konular var.

Keşkeleriniz var mı?

Hepimizin vardır ama takılı kaldığım bir şey yok. Çünkü biliyorum ki beni ben yapan, yaşadıklarım. Herkesin bir imtihanı, bir yolculuğu var. Benim yolculuğumda benim geçmişim, benim geleceğim. Çok da önemli değil, geride kalanlar, yeter ki kimsenin kalbini kırmayalım, ahını almayalım.

RALLİ TUTKUM ÇOCUKKEN BAŞLADI

Eski giyiminizi özlüyor musunuz?


Bazen özlüyorum tabii ki. Nefis mücadelesi bitmez.

Dolabınızın kurtarıcı parçaları nelerdir?

Dr. Martens botlarım. Bebek olduktan sonra çantalarımın hepsi tatile çıktı, bir sırt çantam var eşimin hediyesi onunla bütünleştim. Doğal kumaştan t-shirtlerim.

Modaya uyum sağlar mısınız?

Bana kendimi ne iyi hissettiriyorsa moda odur. Eskiden de böyle düşünürdüm. Ama Modanisa yarışlarda tanıtım sponsorum olduktan sonra ve reklam yüzü anlaşması yaptıktan sonra bu anlamda çok rahat ettim. Mesela şehirlerarası yoğun tempo arasında hem seçim yapmakta zorlandığımda hem de hızlı ve başarılı stoklarıyla hemen giyim işimi çözüyorlar, teşekkürü borç bilirim.

Kıyafet seçimlerinizi yaparken nelere dikkat ediyorsunuz?

Aslında bu konuda çok da becerikli olduğum söylenemez. Tasarımcıların ve markaların önerdiği stylingler ve tavsiyeler kurtarıcım oluyor diyebilirim.

Alışverişlerinizi Modanisa’dan mı yapıyorsunuz? 

Modanisa’dan birkaç kez alışveriş deneyimim oldu. Özellikle internet ortamında ulaşılabilir olmasını beğeniyorum. İş birliği teklifi aldığımda, sporculara verdikleri ve vermek istedikleri desteklerden dolayı onları takdir ediyorum. Çalışmaya başladıktan sonra da gördüğüm son derece profesyonel ve saat gibi işleyen bir firma.
Konular Röportaj