Can Bonomo'dan Fikret Kızılok cover'ı
Alternatif müziğin Türkiye'deki en önemli temsilcilerinden Can Bonomo, iki yıl aradan sonra yayınladığı dördüncü albümü "Kainat Sustu" yu dinleyicilerinin beğenisine sundu.
Can Bonomo, yeni albümündeki 10 şarkıdan 8 tanesinin söz ve
müziğinin sahibi. Sanatçı albümünde müziği Fikret Kızılok ve
sözleri Ahmet Arif'e ait olan
"Vurulmuşum" isimli şarkıyı yeniden
yorumladı.
Can Bonomo ve Ceza bir
arada!
Albümün bir diğer sürprizi ise Ceza ile Can Bonomo düeti.
"Terslik Var" isimli şarkı için biraraya
gelen Can Bonomo ve Ceza dinleyicilerine güzel bir şarkı
hazırladı.
Kainat Sustu albümünün fotoğrafları Aylin Güngör tarafından analog
olarak çekildi.
Yeni albümün çıkış şarkısı ''Kal
Bugün''
Özge Fışkın'ın vokal koçluğunu üstlendiği ve back vokallerini
yaptığı "Kainat Sustu" albümünde söz
ve müziği Can Bonomo'ya ve düzenlemesi Can Saban'a ait olan
''Kal Bugün'' şarkısı çıkış şarkısı.
Albüm lansman konseri 15 Mart'ta Zorlu
Stüdyo Sahnesi'nde!
15 Mart Çarşamba akşamı yeni albüm şarkılarını ilk defa canlı
olarak Zorlu Stüdyo Sahnesi'nde seslendirecek olan Can Bonomo:
‘’Kâinat Sustu’ içimize çok sinen, müzikal ve lirik
bağlamda kendimizi çok iyi ifade ettiğimizi düşündüğümüz bir albüm
oldu. Yıllardır beraber çalıştığımız ekibimize yeni dostlar
ekledik. Söz/beste yazımı, kayıtları ve düzenlemesiyle yaklaşık bir
buçuk sene sürdü. İçeriğine ‘Meczup’ albümüyle ‘İstanbul Müziği’
adını verdiğimiz türün 2017 yılındaki evrilmiş ve gelişmiş hali
diyebiliriz. Birbirinden farklı 10 yaşantı ve durumu barındıran bir
büyük hikaye ‘Kâinat Sustu’. Her yerde anlatmak için
sabırsızlanıyoruz.'' diyor.
Can Bonomo'nun Avrupa Müzik markası ile yayınladığı dördüncü albümü
Kainat Sustu, 3 Mart tarihinde tüm dijital platformlarda yerini
alırken, çok yakında tüm müzik marketlerde takipçileri ile
buluşacak.
Kainat Sustu albümü için Can Bonomo'nun Manifesto'su:
''Çağın ruhu dediğimiz şeyi saptamanın en kolay yolu, bir
dönem alternatif olmuş akımların izdüşümlerini geriye doğru takip
etmektir. Çünkü insanlar gelişebilmek için gerek tinsel, gerekse
fiziksel dönüşümlere ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyari dönüşümlerin
bazıları sert köşelere sahiptir. Çağdaşları tarafından anlaşılmamış
ve dolayısıyla başkalaştırılmışlardır. Bugün hâlâ 1960’ların Hippie
hareketinden ya da 1970’lerde oluşan Punk kültüründen müzikal ya da
neşri tezahürler görüyor olmamız, bu çağların ruhunu içselleştirip
sindirebilmek için doğru adımları attığımız yüzündendir. İçinde
bulunduğumuz dönem değerli pek çok sanatçı, aktivist ve düşünür
yetiştirmiş olmasına rağmen önünü göremediğimiz kompleks ve
kaygılarımız, çağın ruhuna tartışmasız bir ket vurmaktadır. Bizler
sanata, barışa ve insanlığa atılması gereken adımların savaş, erk
ve sosyoekonomik vehametlerin gölgesinde kaldığını üzülerek
seyrediyoruz. Artık yalnızca günü kurtarmak prensibiyle üretilen ve
kısa bir süre içerisinde yok olacak şeyler tüketmek istemiyoruz.
Kâinat sustu ve artık başkalaştırılmak pahasına; sanata hürriyeti,
hüviyeti ve heyecanı yeniden atfetmek için gölgesi savaşlardan
büyük aksedecek adımların sesini duymayı bekliyor. Bu albüm işte
benim adımımdır. İnsanlık adına eminim çok küçük. Ve fakat vicdanım
adına ehemmiyeti ölçülemez. “