Canan Hoşgör'ün parasının çalınması davası başladı

Yönetmen Hamdi Alkan’ın eski eşi oyuncu Canan Alkan'ın, arkadaşı ve sigortacısının evindeyken çantasında bulunan 182 bin dolarının kaybolmasına ilişkin 4 sanığın yargılanmasına başlandı. Duruşmada söz alan Alkan, “İkram ettiği kahveyi içtim, elim ayağım tutmadı” dedi.

Canan Hoşgör'ün parasının çalınması davası başladı
İHA'nın haberine göre yönetmen Hamdi Alkan’ın eski eşi oyuncu Canan Alkan'ın, arkadaşı ve sigortacısının evindeyken çantasında bulunan 182 bin dolarının kaybolmasına ilişkin 2’si tutuklu 4 sanığın yargılandığı dava başladı.

Anadolu 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Ayşe Ceylan ve Barış Elma katılırken, 2 tutuksuz sanık da salonda hazır bulundu. Müşteki Canan Alkan ve avukatı da duruşmaya geldi.

“Evime girerken çantası yoktu”

Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Ayşe Ceylan, “Müştekiyi 2 yıldır tanırım, olaydan 1 ay kadar önce benim firmamda sigorta temsilcisi olarak çalışmaya başlamıştı. Kendisi asgari ücret artı satışa göre prim alıyordu. İddia edildiği gibi müştekiye hap verilmesi şeklindeki olayları kesinlikle kabul etmiyorum. Böyle bir olay olmamıştır. Cüzdanımdan çıkanda uyuşturucu değil ağrı kesicidir. Canan hanım ofisime geldiğinde kendisinin iyi olmadığını ifade etmesi üzerine ısrarla kendisini hastaneye götürme teklifim kabul edilmedi. Kızının kendisini bu şekilde görmesini istememesi nedeniyle evime gelmesinde herhangi bir sakınca görmedim. Kendisi kötü bir gün geçirdiğini söylemişti, ben de ona yardımcı olmak istemiştim. Canan hanımın önce ofisime uğrayıp sonra da evime geldiği gün ve akşamında müştekide herhangi bir çanta görmedim. Kamera görüntüleriyle de kendisinin evime çantasız girdiği sabittir. Benim evime girerken çantasının olmadığını hatırlıyorum” dedi.

“Bana sevgi dolu yaklaştı”

Müşteki Canan Alkan ise beyanında, sanığı 2 yıldır tanıdığını söyleyerek, “Sanık bana tanıştığımız günden itibaren normalin üzerinde sevgi dolu yaklaştı. Bazı buluşmalara bir erkeğin kadına yapmayacağı şekilde çiçeklerle geldi. Ben kendisiyle dostluk kurmakta bir sakınca görmedim. Suça konu para 20-30 senelik birikimimdir. Seçimlerden önce güncel ortamda konuşulan bazı ekonomik durumlar nedeniyle bu paramın daha güvencede olmasını istedim. Sanık Ayşe Ceylan bana parayı bir bankaya yatırmam önerisinde bulundu. Para işlerinden çok anlamam, kendisine güvendiğim için önerisini makul buldum. Bu paranın EFT yoluyla değil de bankadan çekilerek söylediği bankaya yatırılmasının daha masrafsız olacağını söyledi. Ben kendisinin iş yerinde sadece 2 gün sigortalı gözüktüm, kendisinin çalışanı değilim” diye konuştu.

“Elim ayağım tutmadı, panikatak olabileceğini düşündüm”

Olay günü paranın olduğu çantayla sigorta işlemleri için sanık Ayşe Ceylan’ın ofisine gittiğini söyleyen Alkan, “Sigortayla ilgili bazı işlemleri bilgisayar üzerinden yapmaya başladı, bana kahve ikram etti. İçtiğim kahvede acıbadem tadı vardı, bunu söylediğimde bana Antep işi olduğunu söyledi. Ben de ikram edilen kahveyi içtim. Ben ‘Bankaya gidecek miyiz?’ diye sordukça oyalayıcı cevaplar verdi. Bir süre sonra kendimi iyi hissetmemeye başladım. Elim ayağım tutmaz oldu, hareket etmekte zorlanmaya başladım, ancak şuurumu kaybetmedim. Beni hastaneye götürme teklifinde bulundu, bunun panikatak olabileceğini ve 1-2 saat sonra düzeleceğimi söyledim. Biraz kendime geldiğimde ‘Bana gidelim’ diye teklifte bulundu. Araba kullanacak halim olmadığı ve daha önce de evinde kaldığım için kendisine bir güvensizliğim söz konusu olmadığından evine gitme teklifini kabul ettim, daha sonra eve gittik” ifadelerini kullandı.

“Sabah uyandığımda çanta yoktu”

Alkan beyanının devamında, “Eve gittiğimizde Burcu Sarak evdeydi, yemek için bize bir şeyler hazırladı. Biraz kendime gelmiştim, ofisteki kadar baygın değildim. Bir süre sonra Ayşe Burcu ve çocukları gönderdi. Ben de kanepeye uzandım, kendisiyle sohbet ettik. Yatmaya çıkarken çantayı da yanıma aldım. Paranın olduğu çantayı nereye koyacağımı kendisine danıştım, bana istiyorsan dolabın içindeki kasanın yanına koy dedi. Kasanın önüne koydum, dolabı da kapattım. Sabah uyandım, birlikte kahvaltı yaptık. Dolabı açtığımda çantanın olmadığını fark ettim. Aşağı indim, çantanın olmadığını söyledim. O da bana, ‘Soyulduk, yüzüğüm ve cüzdanım yok’ dedi. Ben çok üzüldüm ve ağlıyordum, o da beni teselli etmeye çalışıyordu. Beraber gidip ifade verdik. O da soyulduğunu söylüyordu. Polisin daha sonra bulduğu para benim bankadan çektiğim paradır. Ben sanıktan şüphelenmediğim için çantanın çalındığını öğrendiğim an sanığın bu eylemi yaptığı konusunda bir şüpheye de kapılmadım” dedi.

"Uyku hapını Ayşe Ceylan'a verdim"

Tutuklu sanık Barış Elma da, “Ayşe Ceylan bana, ‘Canan hanımın çantasında bir evrak var onu almamız lazım’ dedi. Ben de, arkadaşım Ali’nin bu işte bize yardım edebileceğini söyledim. Ali de, ‘Öyle olmaz, uyku ilacı olursa sersemler’ dedi. Bunun üzerine uyku hapı alarak ertesi gün ofisine gittiğim Ayşe Ceylan’a verdim. O esnada Canan hanım da, Ayşe Ceylan’ın ofisine geldi. Ben çıktım, 5 saat sonra Ayşe Ceylan Beni çağırdı. Gittiğimde Canan hanımın yüzü soluk, gözlerinin altı morarmıştı. Oradan ayrıldım. Ben hiçbir şekilde hırsızlık ve gasp olayına karışmadım” dedi.

Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.

İddianameden

Anadolu Cumhuriyet Başavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Canan Alkan’ın arkadaşı olan Ayşe Ceylan’ın tavsiyesiyle bankada bulunan 182 bin 76 doları başka bankaya yatırmak amacıyla çektiği, daha sonra Ayşe Ceylan’ın ofisine gittiği anlatıldı.

Canan Alkan’ın ofiste kahve içtikten sonra halsizleştiğini, kendisini kötü hissettiğinden dolayı araç kullanamayacağını söylemesi üzerine Ayşe Ceylan’ın evine götürmeyi teklif ettiği, müştekinin bu teklifi kabul ettiği ve birlikte sanığın evine gittikleri belirtildi.

Müşteki Canan Alkan’ın para bulunan çantayı yatacağı odadaki dolaba koyduğu ve uyandığında çantasının yerinde olmadığını belirterek şikayetçi olduğu kaydedildi.

İddianamede Ayşe Ceylan’ın, "beden bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı yağma" suçundan 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

Ayşe Ceylan’ın asistanı Burcu Sarak, şoförü Barış Elma ve Barış Elma’nın arkadaşı Ali Erdem’in ise Ayşe Ceylan birlikte hareket ettikleri iddiasıyla, "beden bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı yağmaya yardım" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapsi talep edildi.