Celile Toyon: 'Aslanın ağzına kafamı sokarım'

Celile Toyon, dizi direnişine son verdi, çok uzun yıllardan sonra Kanal D’nin yeni dizisi “Kalbim Ege’de Kaldı” ile setlere dönmeyi kabul etti.

Celile Toyon: 'Aslanın ağzına kafamı sokarım'
Celile Toyon'un Hürriyet'te yayınlanan röportajı..

* “Kalbim Ege’de Kaldı” diziniz hayırlı olsun diyeyim öncelikle... Bu hikayenin çıkış noktası sizsiniz, olay örgüsü ve karakteriniz hakkında biraz bilgi verir misiniz?


- Çok teşekkür ederim. Hikaye iki aile arasındaki komik çekişmeler, anlaşmazlıklar ve bu savaşın tam ortasındaki nine üzerine kurulu... Nine kendi yetiştirdiği, “torunum” dediği iki genci baş göz edip bu iki aile arasında barışı sağlamak istiyor. Ateşkesin tek yolunun da sevgiden geçtiğine inanıyor. Onların birbiriyle zorla da olsa evlenmelerini sağlamak için ufak tefek entrikalara başvuruyor tabii... Kocasının bıraktığı deniz kenarındaki arazilerin değerlenmesi sayesinde epey zengin olan Iraz Nine, bu paralarla hem çocukların hayatını kurtarmak hem de barışı sağlamak niyetinde...

* Gelelim bu eğlenceli hikayeye nasıl dahil olduğunuza... Neydi Iraz Nine rolünü kabul etmenizi sağlayan, teklife “evet” dedirten?

- Senaryo ve rol tabii ki... Tiyatroya o kadar ihanet edildi, o kadar yanlış yapıldı ki, aslında garip bir kırgınlık içindeydim. Dizi tekliflerine “evet” demiyordum. Yıllar önce, televizyonlar daha siyah-beyazken çektiğimiz “Üç İstanbul” dizisini saymazsak, “Kalbim Ege’de Kaldı” ilk dizim.

* Bu kadar kırgın olmanızın sebebi ne?

- Mesleğime, tiyatroya ve tiyatrocuya yapılan haksızlık...

SETTE DOLAŞAN KÖPEKLER EN BÜYÜK EĞLENCEMİZ

* Peki nasıl oldu da buna rağmen kabul ettiniz rolü?


- Yönetmen Ömer Uğur Bey’in dünyaya, hayata bakış açısı beni çok etkiledi.

* Set ortamını nasıl buldunuz? Tiyatro sahnesinden sonra dizi seti çok yabancı gelmedi mi?

- Evet değişik ama çok şeker bir ortam, pek de yabancılık çekmedim. Kendi sahnem yokken çocukları izliyorum, nasıl ürettiklerine bakıyorum, “Işık nereden geliyor, nereye bakmam lazım?” diye soruyorum. Yani sürekli bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Gerçekten zahmetli bir iş bu.

* Sadece zorluk mu var, hiç mi eğlenmiyorsunuz?

- Sette dolaşan köpekler en büyük eğlencemiz...

* Nasıl yani?

- Gelip sette yatıyor, bizi izliyorlar. Teknik ekip ışığı falan kurarken birinin üzerinden atlıyor, öteki yatıyor şezlonga güneşleniyor ya da ben sıra beklerken gelip etrafımda dönüyor, saklanıp bana oyun yapıyor. İyi ki etrafımızdalar.

* Dizideki manevi çocuklarınız Oya Unustası ve Alper Saldıran’la aranız nasıl? İlk kez bu sette mi karşılaştınız?

- Evet, bu sette tanıştık. Çok şeker, çok iyi arkadaşlar.

ROLE İKNA OLURSAM ASLANIN AĞZINA KAFAMI BİLE SOKARIM

* Rol seçimindeki kriterleriniz neler?


- Benden o rolün çıkıp çıkmayacağı... “Ben bu çocuğu doğurabilir miyim?” diye soruyorum önce kendime... Eğer inanırsam, ikna olursam, bir hayvan terbiyecisi bile olabilirim, hiç korkmadan aslanın veya timsahın ağzına kafamı sokabilirim!

* Iraz Nine ile yakın olduğunuz noktalar var mı? Örneğin gerçekte onun kadar anaç mısınızdır?

- Ben zaten yumuşak bir insanım ve bütün arkadaşlarım genç... Onlardan çok şey öğreniyorum, onlar da benden çok şey öğrendiklerini söylüyorlar.
Konular Röportaj