Cem Kılıç bilinmeyenlerini anlattı

Onu şimdiye kadar sevilen dizilerde ve beyazperdede izledik. Yakışıklı isim Cem Kılıç, müzikal geçmişinden ve çocukluğundan bahsetti...

Cem Kılıç bilinmeyenlerini anlattı
Cem Kılıç'ın Akşam'da yayınlanan röportajı...

- Sahne aldığınız bazı mekanlar vardı fakat şimdi yolculuğunuz daha ciddi bir boyuta ulaşmış gibi görünüyor. Kısaca bahsetmek ister misiniz?


Aslında fazla bilinmez ama ben yaklaşık 12 yıldır sahnelerdeyim. Her hafta şarkı söylüyorum. Ekip olarak artık bunu taçlandırmak daha geniş kitlelere ulaşmak ve güzel şarkılarla insanların kalplerine kazımak istiyoruz. İşte böyle bir yola çıktık ve istediğimiz hedefe umarım çabucak ulaşırız. Soner Sarıkabadayı bana ‘Nasıl Bir İnsansın’ adlı çok güzel bir şarkısını armağan etti. Düzenlemesini Ozan Doğulu yaptı. Klibi de Murad Küçük çekti, güzel bir iş çıktığına inanıyorum.

- Peki bu yoğun tempo sizi yormayacak mı, oyunculuk ve müziği bir arada nasıl yürüteceksiniz?

Ben müziği hayatım boyunca bırakmadım ve bırakmayacağım. Oyunculuk da aynı şekilde ve müzikle birbirini çok güzel destekliyor. Ama bu dönem müzik alanında biraz ilerlemek istiyorum.

- Albümde bu kadar önemli isimleri bir araya nasıl getirdiniz?

Ozan Doğulu ve ailesini uzun yıllardır tanırım ve çok severim. Onunla çalışmak çok zor. Kaprisinden dolayı değil asla ama her projeye inanmıyor. Şarkıya ve bana inanmaları gerekiyordu. Bunu başardığım için mutluyum. Soner Sarıkabadayı da aynı şekilde, herkese şarkı veren biri değil. Ama ben bu insanları uzun zamandır tanıyorum ve onların gözünde benim kredim var. Başarılı olacağıma inandılar ve destek oldular.

OSMAN SINAV’IN HAKKINI ÖDEYEMEM

- Kaç yıldır oyunculuk yapıyorsunuz?


Oyunculuk kariyerimde yirmi iki seneye ulaştım. Henüz on altı-on yedi yaşlarımdaydım. Bir jöle reklamında Mustafa Altıoklar ile çalışma şansım oldu. Daha sonra Osman Sınav’la çalıştım, diziler çektik. Sıcak Saatler ve Çılgın Bediş’te rol aldım. Anlayacağınız epey bir zaman geçmiş.

- Ama zirveye çıkış ‘Ekmek Teknesi’ dizisiyle oldu değil mi?

Evet zirveye çıkış ‘Ekmek Teknesi’ dizisiyle oldu. Yine Osman Sınav yapımıydı. Osman Abi zaten beni Ankara’da keşfedip buraya getiren kişidir. Hakkını asla ödeyemem. İstanbul’a yerleştikten sonra pek çok projede beraber çalıştık.

- Müzikte de aynı şekilde bir keşfedilme söz konusu mu?

Aslında ben bu alana kendimi zorla soktum. İstanbul’a yerleştikten sonra bir süre Cihangir’de yaşadım. Çok güzel müzik yapılan mekânlar vardı ve ben oralardan hiç çıkmazdım. Daha sonra gitar çalmayı öğrendim ve bu kulüplerin sahipleriyle arkadaş oldum. Bana gruplar kurdular ve o gruplarla sahne almaya başladım. Şimdi çok iyi bir orkestram var. Her tarzda müzik yapabiliyoruz. Dolayısıyla bu işte tırnaklarımla kazıya kazıya ilerlediğimi söyleyebilirim.

- “Her tarzda müzik yapıyoruz” genelde kalıp bir cümledir. Yani siz gerçekten İbrahim Tatlıses’ten Metallica’ya kadar her tarza hakim misiniz?

Aslında Türkçe müzikteki her tarzdan bahsediyorum. İbrahim Tatlıses’ten de söylüyoruz. Bu şarkıları elbette kendi tarzımızda yorumluyoruz. Orhan Gencebay’dan “Batsın Bu Dünya”yı yorumlamayı çok seviyoruz mesela. Orkestrayla etle tırnak gibi olduk birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Bir bakışla ya da benim bir el hareketimle şarkının düzenlemesini bir anda değiştirebiliyoruz.

SANATÇININ HAYATINI MERAK EDERİM

- Magazinle aranız nasıldır?


Magazin hem bizim hem de izleyenlerimiz için önemli. Ne yaptığımızla çok ilgileniyorlar. Sevdiğim ve izlediğim bir sanatçının özel hayatını ben de merak ederim. Ama asla popülerliğimi artırmak için görüntülenmeye çaba harcamadım ve daha çok işimle gündeme gelmek istedim. Sağ olsun -bir yerde gördüğü zaman- magazinci arkadaşlar beni çekiyor. Ben de elimden geldiğince uzatılan mikrofonları geri çevirmemeye dikkat ediyorum. 
Konular Röportaj