Cengiz Bozkurt: "İngiliz ve Türk mizahını harmanladım"

TRT 1’de yayınlanan ‘Hangimiz Sevmedik’te "Şener" karakterini canlandıran Cengiz Bozkurt, “İngiltere’de yaşayıp orada sahneye çıkmanın avantajını yaşıyorum. İngiliz mizahıyla kendi mizahımızı harmanlamadan doğan başka bir şey çıktı ortaya” diyor.

Cengiz Bozkurt: "İngiliz ve Türk mizahını harmanladım"
Cengiz Bozkurt'un Yeni Asır'da yayınlanan röportajı...

Dizi çekimleri nasıl gidiyor?


- Her şey çok güzel. Yönetmenimiz Metin Balekoğlu, inanılmaz hızlı çekiyor. Çok memnunuz. Beş gün çalışıyoruz. İki gün tatil yapabilme lüksüne sahibiz. Çok iyi bir ekibimiz var.

- Uzun dizi sürelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Sektör, hızlı bir şekilde kendini imha sürecine doğru ilerliyor. İlk bölümleri 190 dakikaya çıkardılar. İki sinema filmi neredeyse. İlk bölümden reyting alalım diye 200 dakikayı zorlamaya başladılar. Bu bir süre sonra normalleşecek. Bu da sektörün imhasına yol açacak.

- Çözümü nedir sizce?

- Reyting sistemini değerlendiren kurumların, 'Saat 20.00'den 22.30'a kadar olan süreyi değerlendiriyoruz, diğerleri değerlendirme dışıdır' diye bir karar alması gerekiyor. Yani bir kota konulması lazım ki, bu sistem düzelsin. Dizi sektörü kendi ipini çekerse 'Ben şimdi ne yapacağım?' endişesi yaşamam. Yaş kemale erdi artık. Dede olma yaşında baba oluyoruz. Ama önümde Altan Erkekli örneği var. Abimiz öyle yapınca biz de onu örnek aldık. Bir çocuk daha geliyor. Üçüncü kızımız doğacak. Bundan sonrasını seçmece projelere ayırarak; çocuklarla bolca vakit geçireceğim, daha sakin, koşturmacasız bir hayat planlıyorum.

HALA 'ERDAL BAKKAL'

- İngiltere'den İstanbul'a geleli 12 sene olmuş. Aslında çok da uzun bir süre değil ama seyirci sizi benimsedi. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu?


- Evet, 12 yıl oldu. 31 yıllık oyunculuk kariyerimin 21 yılında sadece sahne yaptım. Son 10 yılda dizi ve sinemada yer aldım. Seyirci 'Daha önce neredeydiniz' diye soruyordu. Bu soruyla ilk yıllarda çok karşılaşıyordum. Artık benimsediler.

- Hala 'Erdal Bakkal' diye sesleniyorlar size. O algıyı bir türlü yıkamayacaksınız herhalde...

- Yok, yok, şikayetçi değilim. 'Erdal Abi' dediklerinde de dönüp bakıyorum. Sorun yok.

- Her yaptığınız işte fark yaratmayı, öne çıkmayı nasıl başarıyorsunuz?

- Öncelikle, öyle bir çabam yok. İngiltere'de yaşayıp orada sahneye çıkmanın avantajını yaşıyorum. İngiliz mizahıyla kendi mizahımızı harmanlamadan doğan başka bir şey çıktı ortaya.

- Sizin yer aldığınız bütün işlerde genelde aynı mizah anlayışı söz konusu. Canlandırdığınız karakterler de öyle. Bu tarzdan sıkıldınız mı?

- Evet. Şu an 'Şener' karakterini canlandırıyorum. Daha çok Yeşilçam samimiyeti var. Ama karakter yine alavereci, fırsatçı, paragöz birisine dönüştü. 'Erdal Bakkal'ın türevi gibi oldu. Bu türevlerden sıkıldım.

OYUNCUNUN İHTİYACI

- Aslında bu seyircinin istediği bir şey değil sanki. Yani seyirci sizi aynı tipte görmekten rahatsız değil.


- Çok doğru. Zaten bu, belli noktadan sonra oyuncunun ihtiyacı oluyor, seyircinin ihtiyacı değil. Dizi sektörü, seni iyi yaptığın karaktere sıkıştırıyor ve oradan devam etmeni istiyor. Bu, tamamen şahsi ihtiyaca, kanıtlama hırsına dönüşüyor. Tamam, sen oyuncu olarak yelpazeni genişletmek istiyorsun ama seyircinin öyle bir derdi yok. O yüzden dizilerde böyle devam edebilirim ama sinemada oyunculuğumun farklı özelliklerini göstermek istiyorum.

Yeşilçam deyince akla 'Hababam' geliyor

Yeşilçam denince aklınıza ilk gelen film hangisi?


- 'Hababam Sınıfı' serileri çok büyük miras. Ben hala gülüyorum, açıp izliyorum. İngiltere'de büyüyen Türk çocuklara soruyordum, 'En sevdiğiniz yerli film hangisi?' diye, onlar da 'Hababam Sınıfı' demişlerdi. Şaşırmıştım. Sadece bizi değil, göçmen ailelerin çocuklarını da etkileyen, nesilden nesile geçen bir film.

'Şener' karakterini canlandırıyorsunuz. Şener Şen'le tanıştınız mı?

- Hayır, tanışmadım. Bir müzikalde oynuyordu, ben de onun provalarını izlemiştim. Çok heyecanla izlemiştim. Şener diye anılmak gurur duyacağım bir şey.

Birlikte bir filmde rol almayı arzu ediyor musunuz?

- Hem de nasıl. Çok isterim. İnşallah oynarız ama Şener Abi çok az film yapıyor biliyorsunuz. Şener Şen'i az film yaptığı için eleştiren bir kesim var. Ben de daha fazla filmde oynamasını isteyenlerdenim.

Siz ne düşünüyorsunuz?

- Kişisel bir tercih. Saygı duyuyoruz. Orada laf bize düşmez. Tabii ki daha fazla filmde oynasın isteriz ama bence az ve öz işlerde rol aldığı, çok rafine işler yaptığı için Şener Abi hala o Şener Şen'liğini koruyabiliyor. Belki de her yıl iki filmde oynasa böyle beklemezdik.
Konular Röportaj