Ceylan Özgül'den bomba Adnan Oktar açıklamaları!

Adnan Oktar'ın eski 'Kedicik'lerinden Ceylan Özgül, Habertürk TV'de yayınlanan Teke Tek programında Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı.

Ceylan Özgül'den bomba Adnan Oktar açıklamaları!
Habertürk'ün haberine göre Adnan Oktar'ın eski müritlerinden Ceylan Özgül ve Fırat Develioğlu, Habertürk TV'de yayınlanan Teke Tek programında Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı. Özgül "Adnan Oktar cinsellikle ilgili işlerin içinde çok fazla olmak istiyor ama olamıyor" dedi.

Teke Tek'te Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtlayan Adnan Oktar'ın eski müritleri şunları söyledi:

Fırat Develioğlu:
1986'da sıradan bir ailenin çocuğu olarak dini öğrenmek için bu gruba katıldım. Sonra 90’lı yıllara kadar böyle sürdü. Kızların elini bile sıkmıyorduk. 90’lardan sonra olaylar değişmeye başladı. İlk başta dinden başka bir şey yoktu kafamızda. 90’lı yıllardan sonra yapı değişti. Olayın suç örgütü yapısına doğru gittiğini gördükten sonra 1999’da bu yapıdan ayrıldım. Adnan Hoca’nın mehdi olduğuna inanıyorduk. Cihat ve zekat yöntemiyle gençler kandırılıyordu. Her şey dini bir mantığa oturtuluyordu.

"GENÇLİK HATASI, GİRDİK ZAMANINDA"

Develioğlu:
  Benim örgütün içerisinde bulunduğum zamanlarda bu sivil toplum örgütü şeklindeydi. O mahkemede ilk beraat çıktı sonra mahkeme bozdu. Örgüt o aşamaya gidiyordu, bu hissediliyordu. Tamam hissediliyor, düzgün bir yapı değil. İyi işleyen bir şey değil, bir iyilik çıkmaz. Gençlik hatası. Girdik zamanında. Projeli cemaatlerin belli ikna metotları oluyor. Bunlar pek bildiğimiz konular değil. Ben orada kurban tarafta bulunduğum için... Kuran'a davet argümanlar kullanılınca Türk insanının boynu kıldan ince. Mimar Sinan Üniversitesi'nden ağırlıklı insanlar vardı kurulduğunda. Görüş ayrılığına düştüler, ayrıldılar. Kuran'ı yorumlamada onlar ehli sünnet kaynaklar ile yorumlamayı savundu, Adnan Hoca'nın bu işine gelmedi. Önünü kesiyordu gibi görüyorum.

"AKLINIZI LİDERE TESLİM EDİYORSUNUZ"

Develioğlu:
Sık dokulu örtütlerden 'ben ceketimi alıp çıkıyorum' diyemiyorsunuz. Bu FETÖ'de de böyle aklınızı lidere teslim ediyorsunuz, siz siz değilsiniz. Kendinizi koruyarak çıkıyorsunuz. Buna rağmen hedef oldum. Yapacak bir şey yoktu, örgüt suça gidiyordu. Tamamı bu konu ile haşır neşir olmuştur. Bunlar duyulmuştur. Onlar o nesil ile de kesilmiş şeyler. 100 bin kişi olmuş olması gerekir dedim. Yanımızda çok kişi olsun, güç odağı olalım. Bugün 230 kişi, 220 kişi var. Ben 'burayı büyüteyim değil, ben yaşayayım' görüyorum.

"DİN KULLANLARAK VE HİLE İLE ORAYA ÇEKİLİYORLAR"

Ceylan Özgül: 
Ben 2006-2007'de girdim. Okullarda insanların toplu halde davet edildiği yapı benim zamanımda yoktu. 99 operasyonundan sonra kendisi tamamen yer altına girmişti, kendisi ile ilgili hiçbir şey yoktu. Onunla ilgili internete yazdığımda bazı şeyler görüyordum. İftira deniyordu, ben de ne yazık ki inanıyordum. Buradaki herkes teker teker dini kullanarak ve hile ile oraya çekilir. Bir kişi hedef oluyor. Bir kızı hedef aldığını görüyorsunuz. Çok fazla strateji var. İnsanların kazandırılma yöntemleri, o hile çok büyük.

"ORADA HÜCRE SİSTEMİ VARDI"

Özgül: 
Bir müridi ile tanıştım, 'Bir ağabeyim var seni oraya götüreceğim' dedi. Maaş yoktu. Ben üniversite öğrencisiydim, aynı zamanda çalışıyordum. Ben onlara yardım ediyordum. Çok idealist bir gençtim. Ailesini dinleyen bir genç değildim. Bunun esarete dönüşmesi birkaç yılı buluyor. O esaret sadece fiziksel bir esaret değil. Sizi kendi arkadaş çevresi ile sarıp dış dünya ile izole ediyorlar. Beyin yıkıyorlar. Çok fazla yeni arkadaşınız oluyor. Bu arkadaşlar size çok destek oluyor ve size karışmıyor. Çok yardımsever arkadaşlarınız oluyor kız erkek. Bu arkadaşlar ile çok daha fazla zaman geçiriyosunuz. Kendi fikirlerini size empoze ediyorlar. Onlarla birlikte yaşıyorsunuz, işinizden çıkıyorsunuz, aileniz ile bağınız kopuyor. Örgütten kaçış zamanı geldiğinde iki hikâyem var: İlk kaçışım 2013 yılında başarısız oldu. Orada hücre sistemi vardı. Kızlar yanında kimse olmadan dışarıya çıkamaz. Doktor kabininde bile yanınızda birisi var. Örgüte yakın doktorla da vardı, başka doktorlar da. 'Ben doktora gidiyorum' diye kaçmaya çalıştım ama yakalandım, kaçamadım.

"DAR KIYAFETLER SONRADAN GELDİ"

Özgül:
Biz yakası kapalı kıyafetle dışarıya çıkardık, sonra dar kıyafetler geldi. Adnan Oktar'ın Kuran'ı yorumlamasına tabii tutuluyorsunuz. Bu birçok dinde, hepsi ayrı okulları vardır. Bunu okul haline getiriyor, sapkın bir okul. Bilgisayarınızda telefonunuzda takip ortamınız var. Kitap okuyorsunuz, almak istediğinizi alamıyorsunuz. İstiyorsunuz ama onlar isterlerse getriyorlar Kaçışım başarısız olunca zorlu bir hayat başladı. Ajan münafık ilan edildim. Annem vefat etti. Örgüt, 'Ceylan gelmek istemiyor' demiş.

"OKTAR'IN KALDIĞI EVDE YAŞIYORDUM"

Özgül:  Prototip diye bir şey yok. Ekran önüne çıkarılan kadınlar az sayıda. İnternette görmediğiniz sağlık kontrolüne götürülenlere baktığınızda öyle olmadığını görüyorsunuz. Yayınlarda farklı makyaj uyguluyorlar, öyle görünüyor. Örgütte çok farklı görünen insanlar da var. Pek de kedicik değil hepsi. Çok fazla örgüt evi var, sayısını bilmiyorum. Bunlar grup evleri... Hep ev değiştiriliyor. Ben Adnan Oktar'ın kaldığı merkez evde kalıyordum. Adnan Oktar'ın hangi işine yarayacağına göre hangi evde kalacağımız belli oluyor. Herkese görev veriliyor.

CİNSEL İSTİSMAR İDDİALARI

Özgül:
Bu gruplardan 1-2'si örgüte bu şekilde (seksle) kazandırılmış. Cinsel istismar, örgütün kullandığı köleleştirme yöntemi. Size her türlü bilgi açıklanmıyor.

ADNAN OKTAR'IN CİNSEL HAYATI

Özgül:
  Son zamanlardaki videolarında da göründüğü gibi ciddi bir sağlık sorunu var. Cinsel hayatına şahit olmadım. Adnan Oktar cinsellikle ilgili işlerin içinde çok fazla olmak istiyor ama olamıyor. Bu nedenle de farklı yöntemler kullanıyor diye anlıyorum. Müridleri ile dığer kızlar arasında var tabi. Çok ilgileniyor, olmayı çok istiyor ama olamıyor da. Benim sömürülmem cinsel değil beyin yoluyla oldu.

Yayından görüntüleri haberin videosuna tıklayarak izleyebilirsiniz...