Cumhurbaşkanı Erdoğan İl Başkanlarını böyle uyardı!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti İl Başkanları Toplantısında konuştu. 2019 seçimlerinin önemine işaret eden Erdoğan, "Bize dava adamı, milletin adamı olarak görev yapacak AK Parti kadroları lazım" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan İl Başkanlarını böyle uyardı!
Yeni Şafak'ta yer alan habere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti İl Başkanları Toplantısında konuşuyor.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Başkanımız Hasan Ali Tütüncü kardeşimizin ailesine ve sevenlerine baş sağlığı diliyorum.

2019 seçimleri


Bize dava adamı, milletin adamı olarak görev yapacak AK Parti kadroları lazım.

Mart 2019 ve Kasım 2019 bizim için önemli seçimler. Bunun için her aşamada çok titiz davranmalı, en küçük bir lekeye, en küçük bir zayıflığa izin vermemeliyiz.

Ülkemize yönelik saldırıların dozu artıyor.


Anamuhalefetin kullandığı dile tepki

Türkiye'nin en büyük şanssızlığı, çapsız, ruhsuz, plansız, projesiz ama bir o kadar da muhteris bir ana muhalefet partisine sahip olmasıdır. Anamuhalefet partisi, programı ve gayretiyle milletimizin gönlünü kazanarak iktidara gelmek yerine, AK Parti ve şahsımızla birlikte Türkiye'nin de kaybetmesi pahasına yönetimi ele geçirme anlayışıyla hareket ediyor. Dil, normal bir muhalefet dili değil adeta bir terör örgütü dili.

Uymayan kim varsa kenara koymamız lazım

Daha çok çalışarak en iyi kadroları göreve getirerek daha çok proje üretme çabası içinde olmalıyız. Bu yürüyüşe ayağını uyduramayan kim varsa başta bakanlarımız olmak üzere kenara koymamız lazım. Bu yürüyüşe engel mi oluyor? Kenara koyacağız. Millete hizmette laubalilik mi yapıyor? Kenara koyacağız. Millete hizmette her türlü yolsuzluğa bulaşan mı var? Kenara koyacağız. Buralarda dikkatli olmaya mecburuz.


Arakan'daki Budist terörü

Dünyanın neresinde olursa olsun yardım bekleyenlere el uzatmanın derdinde olduk. Türkiye milli gelirine oranla en fazla kalkınma yardımı yapan ülke olmuştur.

Arakan bizim için meçhul bir yer, hiçbir ilgimizin olmadığı bir coğrafya değildir. Arakan'daki sıkıntının, uzun geçmişi olan, karmaşık sebepleri bulunan meselelerden kaynaklandığını elbette biliyoruz. Medyada, özellikle de sosyal medyada dolaşan görüntülerin, haberlerin pek çoğunun da Arakan'la ilgisi yoktur. Bu resimlerin bir kısmı bizdeki Gezi olayları ve bölgedeki çukur eylemleri dahil birçok olayda kullanmıştır. Bölge ile ilgili provokasyonlar sadece medyayla da sınırlı değildir.

Dün ben Başkan'la bir görüşme yaptım. Görüşmeden sonra kapıları açtılar. Ve TİKA yardım götürüyor. Bugün de Dışişleri Bakanımız Bangladeş'e geçiyor. Eşim, oğlum, bunun yanında Fatma Betül Sayan kardeşimiz, Genel Başkan Yardımcımız Ravza hanım, bir heyet olarak bu gece Bangladeş'te olacaklar. Bu kampları dolaşıp yardım dağıtacaklar. Bu ilk etap. İkinci etapta da 10 bin ton yardım dağıtılacak. Önümüzde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu var. Ayın 17'sinde oradayız. Orada da bütün yapacağımız görüşmelerde önemli bir gündem maddemiz olacak. Arakan meselesini Kazakistan'da yapılacak İslam İşbirliği Teşkilatı'nda da dile getireceğiz. Myanmar yönetimini bu meselenin insani bir zeminde çözüm konusunda teşvik edeceğiz.

ABD ile Kuzey Kore arasındaki gerilim

Kuzey Kore'nin füze denemelerinden kaynaklanan gerilimi de yakından ve endişe ile takip ettiğimizi belirtmek istiyorum. Japonya ve Güney Kore gibi dostlarımızı bire bir ilgilendiren bu krizin en kısa sürede çözülmesi dileğimizdir. Böyle bir kavgada zararı taraflar değil tüm insanlık görecektir. Kuzey Kore'yi bir an önce gerilimi tırmandıran eylemlerden ayrıca vazgeçmeye davet ediyoruz.

Kitle imha silahları üzerinden yürütülen bir kavganın kazananının olmayacağı açıktır. Bizlere 'Sakın ha kitle imha silahı yapmayın' tavsiyesinde bulunanlar kimler? Ellerinde en güçlü kitle imha silahı bulunduranlar bizlere 'Sakın ha' diyorlar. Tamam da sizdekiler ne olacak?

"Bu şahıslar yarın yüzüme nasıl bakacak?"

Türkiye, resmi devlet politikası olarak AB üyeliği stratejik hedeflerinden vazgeçmedi. Almanya'nın Türkiye karşıtlığını seçimlerinin ana teması haline getirmesinden rahatsızlık duyuyoruz. Gün ola harman ola. Bu şahıslar benim yüzüme nasıl bakacak? Akşam yatıyorlar, sabah kalkıyorlar Türkiye, Erdoğan. Erdoğan size ne yaptı?

Siz seçiminizi yapın. Kim kazanırsa kazansın. Bizi ilgilendirmiyor. Ama ben Almanya'daki soydaşlarıma yalnız şunu söylüyorum: Demokratik haklarınızı kullanırken Türkiye düşmanlarına oy vermeyin.

Neymiş, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesine karşılarmış. Engelleyeceklermiş. Şimdi bak, Avrupa Birliği'nden de ses gelmeye başladı. Ne diyorlar? Belirleyici olan Almanya değildir. Bir an önce alın şu kararı. Buradan ben kendilerine şunu söylüyorum: Şayet Türkiye'nin Avrupa Birliği'yle mevcut ilişkisine bile tahammül edemiyorsanız, çıkın bunu mertçe söyleyin ve gereğini yapın. Bu mertliği göstermek yerine Türkiye'yi Avrupa Birliği tam üyelik müzakerelerini bitirmeye zorlamak iki yüzlülüktür, siyasi ahlaksızlıktır. Bizim, Avrupa Birliği ile bir derdimiz olmadı. Ama şöyle bir zaman tünelinde geriye gidersek, 63'ten bu yana Türkiye'yi kapıda beklettiniz ve verdiğiniz hiçbir sözü de tutmadınız.

Türkiye'yi seçim meydanlarında meze yapmaya çalışanlara bekledikleri fırsatı vermeyeceğiz.
"