Destici'den AKP çıkışı!..

"“AK Parti’nin amacı Türkiye’yi demokratikleştirmek değil, kendi iktidarlarını ve PKK ile el ele, kol kola giderek devam ettirmek. Bunu ben değil, AK Partili milletvekilleri söylüyor."

Destici'den AKP çıkışı!..
CİHAN'da yer alan habere göre Milli İttifak liderlerinden BBP eski Genel Başkanı Mustafa Destici, “AK Parti’nin amacı Türkiye’yi demokratikleştirmek değil, kendi iktidarlarını ve PKK ile el ele, kol kola giderek devam ettirmek. Bunu ben değil, AK Partili milletvekilleri söylüyor. Onlar anlaştı. Siz bakmayın karşılıklı kavgalarına, bunlar kayıkçı kavgası. 8 Haziran’da aynen kaldıkları yerden devam edecekler.” dedi.

Saadet Partisi(SP) ve Büyük Birlik Partisi (BBP) tarafından kurulan Milli İttifak'ın liderleri Mustafa Destici ile Mustafa Kamalak, Sivas’ta düzenlenen mitingde seçmenlere seslendi.

Sivas milletvekili adaylarının tanıtımı ve selamlama konuşmaları ile başlayan mitingde konuşan Mustafa Destici, seçime cuntacıların yaptığı darbe yasalarıyla gidildiğini hatırlatarak, “13 yıldır Türkiye’yi yönetenler, ülkeyi darbe yasalarından kurtaramadı. 2002’de, 2007’de ve 2011’de AK Parti hükümetine tek başına anayasa yapacak yetkiyi verdiniz, yapabildi mi? Bırakın 3 yetki, 13 yetki de verseniz darbe yasalarını değiştirmezler. Ancak kendi istedikleri şekilde PKK ile pazarlık ettikleri bir anayasa yapma imkanı bulurlarsa, o şartla anayasayı değiştirirler. Çünkü bunların amacı Türkiye’yi demokratikleştirmek ve tam bir hukuk devleti yapmak değil, kendi iktidarlarını ve PKK ile el ele, kol kola giderek devam ettirmek istiyorlar. Bunu ben değil, AK Partili milletvekilleri söylüyor. Siz bakmayın karşılıklı kavgalarına, bunlar kayıkçı kavgası. 8 Haziran’da aynen kaldıkları yerden devam edecekler” ifadesini kullandı.

'BUNLARI YENİ Mİ ÖĞRENDİNİZ?'

Başbakan Yardımcısı Akdoğan’ın, Selahattin Demirtaş’a ‘senin kardeşin dağda’ dediğini aktaran Destici, “Peki sen bunu yeni mi öğrendin? Dolmabahçe’de kakara kikiri yaparken kardeşinin dağda olduğunu bilmiyor muydun? Aynı şekilde Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ‘bunların bir ucu dağda, bir ucu siyasette, Meclis'te’ diyor. Sayın hoca, günaydın. Yeni mi öğrendin? Sen bunu yeni öğrendiysen vay senin profesörlüğüne vay. Cumhurbaşkanı da 'kürt sorunu yok' dedi. Doğru yolu buldu, inşallah her konuda doğru yolu bulur.” diye konuştu.

Başkanlık sisteminin ülkede iç savaşa neden olacağını savunan BBP eski lideri Destici, “Bunlar, anayasanın değiştirilmesini şunun için istiyor: Birisi Başkanlığı alacak, İmralı canisi ise serbest kalacak, özerklik verilecek, anadilde eğitim. Anayasa'dan da Türklük tanımı çıkartılacak. Bunları hükümetin milletvekilleri söylüyor. Bunların istediği başkanlık, eyalet demek, bölünmek demek. Dahası iç savaş, kan ve gözyaşı demek. Biz buna asla müsaade etmeyeceğiz. Bu ülkede hiç kimse bir iş savaş çıkarmaya muvaffak olamayacak. Çünkü biz bir ve beraber olarak yaşamaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

'İDAMI DURDURMAK İSTİYORSAN, GEREĞİNİ YAP'

Hükümetin dış politikada yaptığı yanlışlarla Ortadoğu’da kan akmasını durduramadığı gibi istismar etmeye çalıştığını savunan Mustafa Destici, şöyle devam etti:
“Mısır eski Cumhurbaşkanı Mursi idama mahkum edildi. Başbakan ve Cumhurbaşkanı bunu seçim meydanlarında malzeme yapıyor. Biz de idam edilmesine karşıyız. Türkiye’yi yönetenler bunu söylemeyecek, gereğini yapacaklar. Cumhurbaşkanına tavsiyem, o milletin parasıyla 500 milyona aldığın uçağa bineceksin. Eğer Mursi’yi idamdan kurtarmak istiyorsan önce dostun Putin’e gideceksin. Sarayda ağırladığın ve bizi soykırımla suçlayan Putin’e ‘bu idamı durduralım’ diyeceksin. Oradan Papa’ya gideceksin, çünkü onu da sarayda ağırladın. Sonra Obama ve Merkel ile görüşeceksin. Son olarak Mısır darbecilerini finanse eden Suud Kralı'na gideceksin. Bu dostlarını gezecek ve bu idamı durduracaksın. Türkiye içinde bunu seçim malzemesi yapmayacaksın. Zaten Cumhurbaşkanı olarak ettiğin yemine göre bütün partilere eşit mesafede durman lazım. Ama Cumhurbaşkanı her gün bir şehirde açılış bahanesiyle oy istemeye devam ediyor. Çünkü paçaları tutuşmuş vaziyette. Çöküşü onlar da görüyor. Önce makamın saygınlığını sen göstereceksin, daha sonra siyasetçilerden ve milletten bekleyeceksin.”

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI'NI HİÇ KİMSENİN KENDİ SİYASİ ÇIKARINA KULLANMASINA İZİN OLMAMALIDIR

Diyanet İşleri Başkanlığı’na alınan araçla ilgili de konuşan Destici, “Diyanet İşleri çok saygın bir makam. Makam için 1 trilyona bir araba alındı. Kamuoyundan gelen eleştiriler üzerine iade edildi. Diyanet İşleri Başkanı, ‘İbreti alem için bunu iade ediyorum’ dedi. Ama ibret alması gerekenler bırakın ibret almayı, önce arayarak ‘sen bana sorarak mı bunu iade ettin’ dediler. Daha sonra ise ondan daha lüks zırhlı bir arabayı Diyanet İşleri Başkanlığı'na tahsis ettiğini açıkladı. Diyanet İşleri Başkanlığı'nı hiç kimsenin kendi siyasi çıkarına kullanmasına izin olmamalıdır” sözlerini kullandı.

'BÜTÜN BAKANLIKLARI SARAYDA TOPLAYACAĞIZ'

Vaatleri sıraladıklarında kaynağın sorulduğunu kaydeden Mustafa Destici, şunları söyledi: “Biz de diyoruz ki; saraya, uçağa, arabaya gezmeye, tozmaya israfa kaynak var, millete mi yok? Ankara’da onlarca bakanlık ve devlet kurumu kirada. Ama Cumhurbaşkanlığı'nda binlerce oda var. Biz orayı aslına uygun olarak Başkanlık yapacağız. Kiradaki bütün bakanlıkları oraya toplayacağız. Çünkü orası Başbakanlık merkez binası olarak inşa edildi.”

'DİYANET'E MÜJDE İMAMLARA KADRO DEĞİL, ZIRHLI MERCEDES ÇIKTI'

Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak ise Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili gündeme oturan makam aracı ile ilgili konuştu. İktidar ve muhalefetin kısır polemiklerle milleti oyalamakla meşgul olduğunu öne süren Mustafa Kamalak, “Son örneğini Diyanet tartışmasında gördük. İşi gücü bırakmışlar, Diyanet üzerinden polemik yapıyorlar ve Cumhurbaşkanı da başrol oynamaya başladı. Önceki gün diyanetle ilgili büyük bir müjde vereceğini açıkladı. Biz de zannettik ki yıllardır ihmal edilmiş olan din görevlilerinin maaşlarına zam yapılacak, özlük hakları düzeltilecek. 13 bin 500 kadrosuz imam hatibe kadro verecekler zannettik. Müjdeden son model zırhlı bir Mercedes çıktı. Sivas’tan sesleniyoruz, çekin elinizi Diyanet'in üzerinden, çekin elinizi.” ifadelerini kullandı.

Genel Başkan Kamalak, Sivas’ta bütün fabrikaların ve milli tesislerin satılarak peşkeş çekildiğini belirterek, "Fabrika kurmayan, mevcutları da satan, eşe dosta peşkeş çeken bir ülkenin işsizliği çözmesi, fakirliği yenmesi mümkün mü?" diye sordu.

"Süslü kelimelerle miting meydanlarında milleti kandırmaya çalışıyorlar. Yeni Türkiye’yi kuracaklarmış." diyen Mustafa Kamalak şöyle devam etti:
"Yeni Türkiye'yi yalılara taşınanlar değil, yetim hakkına sahip çıkanlar kurabilir. Milletin inancıyla makara yapanlar değil, milletin değerlerine sahip çıkanlar kurabilir. Yeni Türkiye’yi dürüst, şeffaf, şaibesiz olanlar kurabilir. Milletin sırtından doyan doyana, bunu gören yürek nasıl dayana. Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana, bilmem söylesem mi söylemesem mi? Yeni Türkiye'yi gencecik yiğitleri açlıktan kıvranırken 12 katrilyon harcayıp saray yapanlar değil, Anadolu'yu fabrikalarla donatanlar kurabilir"

'RABİA İŞARETİ YAPMAKLA GÜÇLÜ TÜRKİYE OLUNMAZ'

Hükümetin ‘Güçlü Türkiye’ sloganını eleştiren Genel Başkan Kamalak, Rabia işareti yapmakla güçlü olunmadığını savunarak, “Halkının tertemiz oylarıyla seçilen Mursi, 3 tane cuntacı tarafından hem de iki defa idama mahkum edildi. Sivaslı sana soruyorum Rabia işaret yapmakla Güçlü Türkiye kurulabilir mi? Sen ipten adam alabiliyor musun, bana ondan haber ver. Erbakan gibi bir mektupla zindanlardan adam çıkartabiliyor musun?” diye sordu.