Edepsizliğin destanı yazılıyor...

EDEPSİZLİĞİN DESTANI YAZILIYOR BU ÜLKEDE...

Değerli okurlar, okuyan bilir dünya yeni dünya düzeni artık tek elden ve insani değerlerin yerini sistemlerin, formatların alacağı bir düzen olacak diye taaa 90'larda yazıldı çizildi.
 
Hafife almamak lazımmış.
 
Bunu yapabilmek için önce insanların belleklerini silmek, cahilleştirmek şartmış, Nereden mi anlıyorum,  televizyonlarımızın halinden.
 
Dizilerde ağlama, kavga gürültü, her türlü silah, bağırma oyunculuk niyetine, bu kadarı bu tür dramaların piri Güney Amerika dizilerinde bile yok.
 
Daha beteri dizilerin konuları ülke gerçekleriyle uyuşmadığı için çünkü sağdan soldan adapte, filimlerden çırpma veya araklanma olduğu için ne anlattığı oturmuyor ve tepetaklak.
 
Bu işten  milyonlar kazanan yapım şirketlerinin tutturdukları diziler bir iki tane gerisi tökezlemiş, yani tutturulmamak üzere yapılıyor dizi ama birileri bu işten kazananıyor!
 
RTÜK’ün en önemli görevi TV yayınlarını 'düzenleme'dir, neredeyse işlevini tamamen yitirdi eğer 'düzenleme' bu ise.
 
Okyanus’un ortasında bir adada bizim vatandaşlar top atıyor, balık tutuyor ipe sapa gelmez konuşuyorlar, birbirlerini çekiştirip yarıştırıyorlar ve insanlar artık bunları izliyor.
 
İşin komik yanı zaman zaman bu yarışma için çıkan 'iltimas' söylentileri. Popstar bimem ne hanım(!) istemiş o kalmış, bu çıkmış yok bu tekrar gelmiş.
 
5 Kanalda 5 Hoca Efendi aynı soruya 5 farklı cevap veriyor, Tövbe Estağfurullah bunların 'Kur-an'ları ayrı mı?
 
Hayasız bir kadın 'Eşimin dayısı bana helal mi?' diye sorabiliyor telefonda ve Hoca Cevap veriyor, RTÜK hakikaten bitmiş.
 
Bu korkunç durum karşısında karikatürüstler, kelle koltukta bütün bu olup biten edepsizliklere karşı çıkan ve işi alaya vurarak hiç olmazsa yürekleri biraz olsun teselli eden karikatürüstlere bir konuşmasında Cumhurbaşkanımızın oğlu edep dersi veriyor!
 
Hangi edepten bahsediliyor acaba, onunda 'yazılım'ı değişti çoktan!
 
Bütün bunlar olup biterken haber kanallarının hala izlenmiyor olmasıda bir başka fiyasko, bu sıcak günlerde çok iş yapmaları gerekirken kimse onlara aldırmıyor ne acıklı.
 
Artık insani değerlerimiz, kültürümüzün kaybı bir yana geldiğimiz bu noktada en korkuncu 'Ekran insanları'mız hallerine üzülmeyi, ızdırap çekmeyi  unuttular.
 
Ama instangrmlarında yakında 'kedi' resmi koysalar hakaret ve küfür yiyecekler o kadar büyüyen bir öfke var.
 
Bunu fark eden haftalığı 100 bin’likler birden anneliklerini hatırlayıp ara veriyorlar, hatta yurt dışında bir müddet oturacaklar var aralarında, akıllılar yeni düzen nefret edilen starlara gebe. Buna yalı da alırım, katta alırım, diye övünen, mal mülk önünde, arabalarının önünde arkasında, oyumuzda var buyumuz da diye poz verenler dahil.
 
Üzgünüm, keşke olmasaydı sonları böyle.
 
Edebin dersini vere dursunlar edepsizliğin destanı yazılıyor bu ülkede.
 
Sacit ASLAN