Emre Saygı, 'Hadi Be'nin doğuş öyküsünü anlattı

Evde, misafirlikte, trafikte, kafede kısaca gittiğiniz her noktada talk şov izlemek ister miydiniz? Emre Saygı tam 3 yıldır açtığı dijital kanalı Hadi Be TV’de bunu yapıyor. Şarkıcıdan oyuncuya pek çok ünlü ismi ağırlıyor.

Emre Saygı, 'Hadi Be'nin doğuş öyküsünü anlattı
Akşam'dan Aysun Yıldız Güngör'ün röportajı...

Nasılsın Emre, neler var bu sıralar gündeminde?


Hadi Be TV’nin üçüncü sezonundayız. 3 yıldır bilfiil Hadi Be TV’de yatıp kalkıyorum. Haftada 3 gün program çekiyorum. Onun dışında bugün Ankara’da marka festivaline katılacağım.

Hadi Be TV’nin kuruluşunu anlatır mısın?

Ana haber muhabiri olduğum dönemlerde televizyonların yavaş yavaş yerini dijitale bırakması hem benim kendi yapmak istediklerimle birlikte muhabirlik kapasitemin de kısıtlandığını hissettim. Muhabirlikten öteye gitmeliydim ama ne yapmalıydım? Sonra düşündüm ki en sevdiğim şey röportaj yapmak, öyleyse ne duruyorum “yapabilirim” dedim ama biraz Talk Show tadında olmalıydı. Tabii henüz muhabir olduğum için biri çıkıp da “Gel bizim kanalda Talk Show” yap demezdi.

Bu yüzden kendi kanalını kurman gerekti…

Evet, kendi kanalımı kurup kendi programımı yapmalıydım. Her şey bana ait olmalıydı ki kimse karışmamalıydı. İşte bunun tek yolu dijitalden geçiyordu. Periscope’la başladığım maceraya YouTube’la devam ettik.

Peki, ne zaman fark edildin?

YouTube’da 20 program yayınladıktan sonra dikkat çektik ve dünyanın en büyük kahve üreticisi bize sponsor oldu. Yaklaşık iki senedir sponsorumuzla birlikte devam ediyoruz, üçüncü sezona girdik.

Büyümenizdeki etken neydi?

Sanatçılar programdan memnun ayrıldıkça, onların referansıyla daha iyi isimlerle daha büyük işler yapmaya başladık. Böylece 320 programı geride bırakmış olduk. Bugüne kadar da 6 milyon izleyiciye ulaştık.

Sanatçıları neye göre çağırıyorsunuz?

Bir sanatçının projesi olduğunda nasıl ki gazeteye röportaj veriyor, Beyazıt Öztürk’ün programına çıkıyor, dijital mecrada da bize gelsin istedik ve bu konuda dijitalde ilk mecra biz olduk.

DÜNYA DİJİTALE KAYIYOR

TV’de program yapmak gibi bir hayalin var mı, teklif geliyor mu?


Talk Show değil de yarışma formatında teklif geldi ama şartlarda anlaşamadım. Bir de benim tempom yoğun, Hadi Be TV’yi bırakmak istemedim. Dünya dijitale kayarken, dijitali bırakıp TV tarafına geçseydim önümü kapatırdım. Artık 2 yılı geride bıraktık ve programımızı bilmeyen kalmadı. Herkes bize güveniyor, herkes memnun. İzleyici kitlemizi de oluşturduk, 2018 yılında TV’yle ilgili projelere biraz daha aktif bakabiliriz.

Nasıl bir izleyici profilin var?

Deli dolu bir izleyici profilim var. Programa ilk başladığımda izleyiciler, program biterken konuğun beni öpmesini istemişti. Her programda konuklara “Beni öper misin?” diye soruyorum; ensemden, kulağımdan, yanağımdan veya alnımdan öperek bitiriyoruz programı. İzleyici sağ olsun, bizi yalnız bırakmıyor, biz de biraz onların isteklerine göre hareket ediyoruz…

Bekliyor muydun böyle bir başarı?

Kalkıp iddialı cümleler kurmak istemiyorum ama insan hissediyor “Galiba bu sefer olacak” dersin ya işte onu hissettim sanki. “Ben oldum” diyemem çünkü daha çok ekmek yemem gerekiyor, bir Beyazıt Öztürk, Okan Bayülgen ve daha büyük isimler olabilmem için… Ama yeni albüm veya single çıkaran bir sanatçıya tanıtım döneminde “Hadi Be TV” dedirtebiliyorsak bir şeyleri oldurabilmişizdir diye düşünüyorum.

Programında kimleri ağırladın?

Valla herkes geldi. Tek tek saymam çok zor.

O zaman kim gelmedi diye sorayım…

Tarkan (gülüyor). Her Talk Show’cunun olduğu gibi bizim de hayalimizdir. Bugüne kadar aldığımız isimleri yan yana koyduğumda; Hande Yener’inden Serdar Ortaç’ına, Erdal Özyağcılar’ından Tolgahan Sayışman’a, Sarp Leventoğlu’ndan İrem Derici ve Aleyna Tilki’ye kadar aklınıza gelebilecek herkes...

Programda özellikle dikkat ettiğiniz şeyler oluyor mu?

Dijitaldeyiz, evet televizyona göre daha rahatız ama her rahatlığın bir sınırı olması gerekiyor. Bizi izleyen nispeten genç arkadaşlarımız onlara bir yerde örnek olmalıyız.

Programın 2017 YouTube tıklanma gelirini Tohum Otizm Vakfı’na bağışlamak istemişsin…

Evet, Allah bana bir şeyler veriyorsa ve kazanabiliyorsam bunun başka bir yere verilmesi için geldiğine inanıyorum. Tohum Otizm Vakfı’yla görüştüm, 2017 YouTube tıklanma gelirinin tamamıyla destek olmak istedik ve böylece onlara bir katkıda bulunmuş olduk.

Yeni talk şovcular neden yetişmiyor?

Bence çıkıyor ama bizde çıkan her talk şovcu Beyaz (Öztürk) ve Okan’la (Bayülgen) kıyaslanıyor. Halbuki şu bardağı 20 yıl önce yapanla şimdiki bir olur mu? Herkes açsın baksın, 20 yıl önceki Beyazıt abiyle Okan abinin programları şimdikiyle aynı mı? Bugünkü rahatlıkları mümkün mü? Yeni birinin pişmesine izin verilmiyor çünkü reyting kurbanı oluyor. Bir de biz de inatla talk şovu komedyenlere yaptırmak gibi bir durumumuz var. Hayır, oyunculuk başka bir şey sohbet moderasyonu bambaşka bir şey.

ŞAHAN YETENEKSİZ Mİ!

Şahan Gökbakar’ın yaptığı her film rekor kırıyor ama talk şovu başarılı olmadı. Şahan yeteneksiz mi? Hayır tam tersi çok yetenekli. Mesela Cem Yılmaz televizyona çıkacağım zaman başarılı olamam dedi. Akıcı olman lazım, kitlenmemen gerekiyor, sohbeti devam ettirmen gerekiyor, dengeyi kurup seyirciyi küstürmemek gerekiyor. Bir akış var ve onun yönetimini sağlamak gerekiyor. Bu komedi oyuncusunun yapacağı bir şey değil. Şovmen veya moderatör dediğimiz kişinin yapacağı bir şey. Yani konuk hiç konuşmasa bile programı kendi başına sürdürebilmeli. Kısacası çok iyi sunucular ve şovmenler varken maalesef önleri kapanıyor.

DİJİTALDE ÇIĞIR AÇTIK

Neden muhabir olmak istedin, ailede var mı meslektaşın?


Hayır. Annem ev hanımı, babam da esnaf, üç kuşak Kadıköylüyüz. Muhabir olmak istememin sebebi; yanlış giden bir şeyi değiştirmekten haz alıyorum ve bir şeylere katkım olması beni çok tatmin ediyor. Ama o bir yoldu, sonlandı. Şu an çok başka bir tarafı açtık, Türkiye’de yeni bir şey yapıyoruz… Hadi Be TV dijital alanda çığır açan bir program. Çok deneyen oldu ama devamlılığı olmadı…

Muhabirlik zamanlarını özlüyor musun?

Hayır, hiç özlemiyorum. Muhabirlik çok severek yaptığım bir işti aslında ama Türkiye’de çalışma şartlarından mütevellit çok da yapılası bir meslek değil. Haber muhabirlerinden bahsediyorum; yeri geldiğinde sele, yangına, çatışmaya giden… Başlarına bir şey gelse özel sağlık sigortası bile yok. Hem maaştan hem sosyal haklardan tatmin etmeyeceksin, o zaman bu işi yapmanın da bir mantığı yok. Hepimiz bir şeylere aşığız. Evet, muhabirliği çok seviyorum ama ben zengin bir ailenin çocuğu değilim, orta halli bir ailede büyüdüm. Dolayısıyla kendi hayatımı bir şekilde idame ettirmem gerekiyor. 
Konular Röportaj