En az yüz yıl yaşamak mümkün

Prof. Dr. Osman Erk sağlıklı yaşamın sırlarını anlattığı son kitabı “Sağlığını Yeniden Keşfet’i anlattı...

En az yüz yıl yaşamak mümkün
Akşam'dan Bülent Şanlıkan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görev yapan dâhiliye uzmanı Prof. Dr. Osman Erk ile sağlıklı yaşamın sırlarını anlattığı son kitabı 'Sağlığını Yeniden Keşfet’i konuştu.

İşte Erk’in sağlıklı yaşamla ilgili anlattıkları…

HASTALIKLAR ARTIYOR


Günümüzde şeker, kalp damar hastalıkları, obezite, kanser ve nörolojik hastalıklar çok arttı. Fruktozdan zengin mısır şurubu, yiyecek ve içeceklerde bol miktarda kullanılmaya başlandı. Hazır ve yarı hazır besinlerin yaygınlaşmasıyla tuz tüketiminde ciddi artışlar var. Çay, kahve, kolalı içecekler, çikolata, enerji içecekleri tüketimi, dolayısıyla kafein tüketimi arttı. Toksinlerle dolu bir dünyada yaşıyoruz. Hareketsiz bir yaşamımız var, stresli ve gerginiz. Bunların her biri sağlığımız için tehdit. Sağlıklı olmak bir tercihtir. Dengeli ve yeterli beslenerek, toksinlerden uzak durarak ve yaşam tarzını değiştirerek en az yüz yıl yaşamak mümkün.

ANNE-BABALAR YANLIŞ YÖNLENDİRİLDİ

Beslenmede en büyük sorun bilgisizlik. İnsanların aslında beslenme konusunda çok fazla seçenekleri olmadı. İyi niyetli anne ve babalar sadece kar amacı güden gıda, hayvancılık ve tarım endüstrisini reklamlarıyla yanlış yönlendirildi. Sağlıklı beslenme olanakları olmasına rağmen, insanlar bol kalori içeren fakat içinde gerçek besin barındırmayan fastfood yiyeceklere, rafine şekere, rafine una, margarinlere, trans yağlara, kolalı içeceklere, işlenmiş et ürünlerine, toksik hayvansal proteinlere yönlendirildi. Sağlıklı bir beslenme rejiminin temel unsuru olan sebze ve meyvelere, kuruyemiş ve baklagillere ise çok az yer verildi. Başta hekimler olmak üzere bilim insanları, merkezi ve yerel otoriteler, kimya sektörü bu konuda üzerine düşen görevleri yerine getirmekte yetersiz kaldı.

ÜÇ DEĞİL DÖRT BEYAZ

Obeziteye yol açan besinleri ben “üç” değil, “dört beyaz” olarak adlandırıyorum. Bunlar; rafine şeker, beyaz un, peynir (süt ve süt ürünleri) ve tuzdur. Fazla hayvansal protein ve fazla yağ kullanımı da  obeziteye yol açar. Sağlıklı bir yaşam için bunlardan mümkün olduğunca uzak durmak gerekir. Sağlıklı protein almak için bitkisel gıdalar (sebzeler, yeşillikler, kuruyemişler, baklagiller) tercih edilmelidir. Yaşlıların protein kaynağı olarak süt ve süt ürünlerinden uzak durup peynir altı suyu tercih etmeleri yerinde olur.

TRANS YAĞLARDAN UZAK DURUN

Fastfood türü yiyecek satan yerlerde, tatil köylerinde, restoranlarda, hotellerde ve yemek şirketlerinde kullanılan işlenmiş sıvı yağlar en yoğun trans yağ kaynaklarıdır. Sürekli olarak kullanılan bu yağlar bol miktarda kanserojen bileşik içermektedir. Kızartma yağları tıpkı sigara gibi birçok kanserojen maddeyi içinde barındırır. Bu kanserojen maddelerin içinde en çok dikkati çeken HNE’dir. Bu kanserojen özellikle Omega 6 içeren (mısır, soya, kanola) yağların tekrar tekrar kullanılması sonucunda oluşur. Zeytinyağıyla HNE oluşma miktarı minimaldir. Bu açıdan zeytinyağı en güvenilir yağlardan biridir.

“GERÇEK GIDA” NEDİR?

Makro besinler yağ, protein ve karbonhidratlardır. Mikro besinlerse kalori vermezler ama sağlık açısından çok önemli içeriklere sahiptir. Kalorisi az, mikro besinleri fazla olan gıdalar gerçek gıdalardır. Yani az kalori, bol lif, vitamin, mineral, antioksidan, fitobesin içeren sebze, yeşillikler, meyveler, kuruyemişler, baklagiller ve tam tahıllar gerçek gıdalardır.

5 PORSİYON MEYVE YİYİN

Bazı uzmanlar hiç meyve yenmemesini tavsiye ediyor. Bu kesinlikle doğru değil. Meyveler, bitkisel besinler içinde su oranı en yüksek olan gıdalardandır. Dünya Sağlık Örgütü 2002 yılında günde en az 5 porsiyon meyve yenilmesini tavsiye etmiştir. Yenilen her bir porsiyon ilave meyvenin kalp damar hastalıklarını ve kanser riskini azalttığı saptanmıştır.

KAFEİN OSTEOPOROZ NEDENİ

Kafeinin fazlası da sağlığa oldukça zararlıdır. Kahve, çay, kolalı içecekler, sodalar, çikolata ve bazı ilaçlar bol miktarda kafein barındırır.  Günümüzün modern sayılan diyetinin en önemli unsurlarından biri fazla kafein tüketimidir. Kafein kısa süreli adrenalin sağlar, kan şekeri ve enerjiyi arttırır, daha sonra ise vücut kimyasını bozar ve yorgunluğa sebep olur. Kafein asidiktir, osteoporoza neden olur.

ŞEKER HASTALIĞI KADER DEĞİL

Şeker hastalığı (tip II diyabet) önlenebilir bir hastalıktır. Hastalığın aşikâr hale gelmesinden önce, uzun bir dönemi kapsayan prediyabet (diyabet öncesi dönem) evresinin fark edilmesi son derece önemlidir. Bu dönemde gerekli önlemlerin alınmasıyla kişi diyabet hastası olmaktan kurtulabilir. Bu 5-15 yıllık süreç içinde yaşam ve beslenme alışkanlıklarının değiştirilip düzenlenmesi, egzersiz alışkanlığı kazanılması, stres ve toksinlerden uzak durulması gibi önlemler hastalığın gelişimini engelleyebilir.