Erdoğan talimat verdi: Ve iptal edildi...

Türkiye ile Hollanda arasındaki gerilim sürerken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul ile Rotterdam Belediyesi arasındaki kardeş şehir protokolünün iptal edilmesi için Başbakan Binali Yıldırım ile konuştuğunu söyledi.

Erdoğan talimat verdi: Ve iptal edildi...
Hürriyet'te yer alan habere göre bu açıklamanın ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden beklenen haber geldi. Belediye Meclisi, Rotterdam Belediyesi ile yaptığı kardeş şehir protokolünü oy birliği ile iptal etti.

ERDOĞAN'IN KONUŞMASI

"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afyonkarahisar Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış töreninde vatandaşlara hitap etti. Erdoğan’ın konuşmasından satır  başları şöyle:

Bugün Hollanda'da seçim var. Atların, itlerin sahiplerinin ne yapılacağı ortaya çıkacak. Bunların, medenilikle alakası yok . Bunların, modern dünyayla alakası yok. Bunlar, Bosna Hersek'te Srebrenitsa katliamında 8 bini aşkın Bosnalı Müslümanı katledenlerdir.

PKK'YA MÜSADE EDİYORSUN...

O akşam da düşünün, Türkiye'nin bakanı, hem de bir bayan bakanı oraya geliyor. Nereye geliyor? Kendi konsolosluğuna. Ve kendi konsolosluğuna gelerek vatandaşlarıyla buluşacak. Bunun herhangi bir izne tabi olması söz konusu değil. Hayır kampanyası yapmak üzere Almanya'ya, Hollanda'ya, İsviçre'ye gelen PKK terör örgütünün temsilcilerine, onların yandaşlarına ve onlarla beraber hareket eden Türkiye'deki Barolar Birliği Başkanı'na, onlara müsade ediyorsunuz. Peki Türkiye'nin bakanına niçin kapıları kapatıyorsunuz?

Rotterdam Belediye Başkanı, İstanbul'la da kardeş şehirlermiş. Dün akşam Başbakanımıza söyledim, 'Hemen İstanbul Belediye Başkanımıza söyleyelim, tek taraflı olarak bunlarla o kardeşlik akdini bozsun. Zira bizim bu tür insanlarla kardeş şehir olmamız mümkün değil."

BUNUN BENİM ŞAHSIMLA ALAKASI YOK

Türk milleti hiçbir bedeli boş yere ödemez. 16 Nisan halk oylaması için adeta tüm Avrupa hayır seferberliğine çıktı. Gazeteleri Türkçe hayır manşetleriyle çıkıyor. Fakat bir taraftan da mutluyum ama. Niye çünkü gazeteler başlıklarını Türkçe atıyor. 'Diktarör Erdoğan'a hayır'. Yahu bunun benim şahsımla alakası yok. Bir sistem değişikliği yapılacak. Erdoğan'la ne alakası var. Yarın bu ülkede başkanlık seçiminde kim öle, kim kala. Hangi partiden kim seçilir veya seçilmez. Bunu kimse garanti edebilir mi? Bununla bunun ne alakası var. Ama bunların demokrasi anlayışı bu. Yaklaşım tarzları da maalesef bu. Tüm dergilerinin kapaklarında bu var.

Hayır diyen herkese tüm kapılar açık. Evet derseniz karşınızda polisiyle, atıyla, itiyle insanlık dışı bir duvar buluyorsunuz.

Hatta sonradan öğreniyoruz ki polislerine vur emri dahi vermişler. Yahu karşınızda hepi topu bir kadın bakan ve çoğunluğu kadın olan birkaç kişilik ekibi ve birkaç koruma var. Ve bunların elinde de silahı yok. Bunun için olağanüstü hal ilan edilir mi, bunun için polise vur emri verilir mi.

İSLAM KORKUSU ALDI BAŞINI GİDİYOR

İslam korkusu aldı başını gidiyor. Kendilerine sığınan mültecilerden bile korkuyorlar. Kendilerinden olmayan her şeyden korkuyorlar. Her şeye düşman kesiliyorlar. Geçmişte bunlar Yahudi'lere de böyle davranmadılar mı? Roman kardeşlerime aynı muameleyi yapmadılar mı? Boşnakların, sırf Müslüman oldukları için katledilmesine göz yumdular.

Hatta kendi içlerinde protestan diyerek, katolik diyerek gerçekleştirdikleri katliamlar var. Sadece ikinci dünya savaşında 50 milyon insanın ölümüne sebep olan bir yıkım ortaya çıktı.

AB'yi kurarak, yeni bir sayfa açtıklarını öne sürüyorlardı. Şimdi özellikle ülkemize tutumlarıyla, AB'nin de içini boşalttılar. İşte İngiltere AB'den ayrılıyor mu? Yaptı referandumunu ve ayrılma kararını verdi.

Bundan sonra artık ne AB'nin ne de Avrupa ülkesinin kimseye demokrasi özgürlük adalet dersi vermeye hakkı kalmamıştır. Faşizmin ruhu Avrupa sokaklarıyla kol geziyor.

Biz Türkiye olarak Avrupa ülkelerindeki ırkçılara karşı demokrasiyi insan haklarını hukuku savunmaya devam edeceğiz. AB'nin bu değerlere bizden daha fazla ihtiyaçları olduğu döneme giriyoruz.

Temennim şudur, bugün Hollanda'da yapılan seçimlerde de inşallah ekranları başında bizi izleyen oradaki soydaşlarıma vatandaşlarıma da sesleniyorum. Sakın ha bu ırkçı parti veya partilere oy vermeyin. Şu anda bizim bakanımızı oraya sokmaya mevcut zihniyete sakın ha oy vermeyin. Türkiye'ye karşı muhabbeti olan partilerle hareket edin.

18 MADDE NE DİYOR HABERİ YOK

Hadi Avrupalıları anladık da bizim ana muhalefet partisine ne oluyor? Anayasa değişikliğiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan hususları sanki öyleymiş gibi anlatıyorlar. Milletimizin kafasını bulandırarak Türkiye düşmanlarının değirmenine su taşıyorlar. Anayasa değişikliği topu topu 18 madde ya. Ana muhalefetin başındaki zat, açıp bu 18 maddeyi okuma zahmetine dahi katlanmamış.  18 madde ne diyor haberi yok. Biz de böyle olmasın diye cumhurbaşkanlığıyla başbakanlığını birleştiriyoruz. Benim milletim biliyor mu? Onun için 16 Nisan’da bunlara sandıkta gerçeği öğretmeye var mıyız?

BENİM SEÇİLECEĞİMİ KİM GARANTİ EDİYOR?

Daha önce ne demiş diye bir bakayım dedim. Aman allahım gözlerime inanamadım, neler dememiş ki… Meclis’in lağvedilmesinden, yani evetler sandıktan çıkarsa meclis lağvedilecekmiş… İstersem yüzlerce kişiyi yardımcım olarak bakan olarak atayabileceğime… Yahu benim seçileceğimi kim garanti ediyor? 16 Nisan’dan sonra benim böyle bir yetkim var mı? Yok. Ancak bu 2019 Kasım’ından yapılacak başkanlık seçiminde kim seçilecek ona göre ortaya çıkacak… Bir de ne diyor? Muhtarlıkları ve belediyeleri kapatabileceğime, ülkeyi bir gecede yabancı bir devlete teslim edeceğime kadar neler demiyor neler…

Zaferin müseccel şahitleri, biz bu zatın yalancılığını bilirdik. Ama bu defa söylediklerinin hepsi kuyruklu yalan. Halbuki açsa okusa 18 maddeyi orada görecek ne olacağını olmayacağını…  Diyor ki HSYK’yı başkan atayacak. Yahu yalan konuşma be, dürüst konuş be. Cumhurbaşkanı’nın 4 tane üye atama yetkisi var, 7 tane parlamentodan geliyor, ne kadar çoğunlukla? 5’te 3 çoğunlukla oradan seçilerek geliyor. Hani yasama organı kalkmıştı?

Şu laf çok büyük yalan. “Bunlar diyor askerlikten kurtulacaklar.” Parlamentoda görevli olmak oradaki görev kutsiyeti itibariyle askerlik görevinden daha mı düşük? Soruyorum. O kafaya şunu da takmış olabilir ha, ‘bayanları da askere gönderelim’ yahu zaten sayı zaten ortada. Ve “İki sene sonra emekli olacak’ diyor. Böyle bir şey yok. Herkes nasıl emekli oluyorsa böyle emekli olacak. "