Esra Erol'a Zuhal Topal'ın reytingi sorulunca ne dedi?

Milliyet / Cadde'den Ali Eyüboğlu'nun röportajı...

Şimdiye kadar kaç kişiyi evlendirdiniz? Bunlardan kaçının evliliği sürüyor? Kaç çift boşandı?
Şimdiye kadar  320 çifti evlendirdik, ama artık 10 aylık yayın süresince 20 - 25 çifti evlendiriyoruz. Sayıyı biraz azalttık. Çünkü ne kadar çok evlilik olursa o kadar çok sıkıntı oluyor. Tanışıyor, aşık oluyor, evleniyorlar. aşkları bitince evlilikleri de bitiyor. O yüzden acele etmeyin, 3 - 4 ay flört - nişanlılık süreci yaşayın ondan sonra kesin kararınızı verin diyoruz.

Aslında gerçek anlamda evlilik programı yapmaya 2010’da başladım. Diğerleri stajdı. İlk zamanlar sadece televizyon programı yapıyorsun. Gittikçe yaptığın işi idrak ediyorsun, bilincine varıyorsun. Programdaki evlilik yaş ortalaması düştü. 25 - 35 yaş grubu çok daha sağlıklı, uzun ömürlü evlilikler yapıyor. Evlenenlerin boşanma oranı ise yüzde 19.

‘Şikayetler yönümü belirledi’

RTÜK’e en çok şikayet edilen işlerden biri de evlilik programları. Bu nedenle kendinizi hiç diken üstünde hissettiğiniz oluyor mu?
Olmaz olur mu? Sürekli ensede bir kılıç var…  Onunla yaşıyorum. Ama o şikayetleri gerçekten önemsiyorum. Onlar benim yolumu belirledi ve bugün geldiğim noktayı sağladı. Programcılık anlamında beni eğitiyor.

Ekrana çıkınca o gücün etkisiyle şuursuzluk yaşıyorsun. O güç seni şöyle bir sersem ediyor. Yaptığım işin zorluğu beni daha korkak hale getirdi.

Evlilik programlarının bu denli eleştirilmesine karşın insanların bu programlara başvurmaya devam etmesini nasıl açıklıyorsunuz?
Kendi adıma konuşmam gerekirse; bizde gerçek anlamda karakterler ve hikayeler var. Onların talipleriyle ilişkileri ya da evliliğe giden süreçlerini hep arkası yarın gibi ekrana taşıyoruz. Bu da bağımlılık yapıyor. Sokaktan aldığım tepki bu.

Benim bu konuda en övündüğüm şey bu. Sahte iş yapamam, sahte dostluk da kuramam. Bana gerçek insanlar, gerçek hikayeler lazım.

Hatta şunu da tavsiye ediyorum adaylara. Diğer programlara gidenler lütfen bize gelmesinler. Çünkü bu durum işi bir süre sonra yapaylaştırıyor, sahteleştiriyor.

Çok uzun süre evlilik  programlarına katılmış biri söz konusu ve ekran müdavimi biri olunca profesyonel gelin adayı gibi davranıyor. Çok çekingen biri, kabak çiçeği gibi açılabiliyor ve içindeki gerçek kişi ortaya çıkıyor. Küstah, ukala biri büyük bir özgüvenle geliyor ve içinden bambaşka biri çıkıyor. Benim işim biraz kalplerle aslında. Görüneni değil, içindekini ortaya çıkarmayı seviyorum.

‘Adayların talepleri çok değişti'

İlk günden bu yana Esra Erol’un bir TV yıldızı olduğunu ısrarla yazan, ama buna karşın insanların evlilik programlarında eş ararken, “Evin var mı? Gelirin ne gibi?” salt maddiyatla ilgilenmesine, eş adaylarının ekranda bir anlamda kendilerini pazarlamasına karşı biriyim. Beni bu konuda ikna edebilmek için söyleyecekleriniz neler?
Şunu söylerim. Artık 2 - 3 sezondur ekrana getirdiğimiz adayların kimlik kartlarında bile kişinin işi, yaşı ve çocuk sayısı haricinde hiçbir bilgi yazılmıyor.

Senin o kızdığın ‘yat - kat’ mevzularına artık asla izin vermiyorum. Gelen profil o kadar değişti ki, tek dertleri elektrik ve aşk oldu. Vallahi daha zorlaştı işim. Eskiden bir evi var deyip gidiyordu. Şimdi yaşam, giyim, kuşam, iş sektörü, karizması, güzelliği ve özgüveni her şeyden önemli hale geldi.

‘Benim ekran numaram yok!’

Esra Erol’un yaptığı işte başarılı olmasının sebebi ne?
Ben gerçeğim demek kadar komik bir şey var mı? Bunu nasıl izah edeyim ki ben! Benim ekran numaram yok!

Rol yapmıyorum, oynamıyorum. Hiçbir zaman da ben oldum moduna girmedim. Girmek de istemiyorum.

Programa başvuranların ciddi mi yoksa gönül eğlendirmek veya şöhret için geldiklerini anlayabiliyor musunuz, yoksa insanoğlunu tanımak çok zor mu diyorsunuz?
İnsanoğlunu tanımak gerçekten zor. Biri gerçekten evlenmeye geliyor, biri şovuna geliyor. Biri günlerce güldürüyor ve gidiyor. Bunlar programın parçaları. Tek düze bir program değil bizimki. Hayatta ne varsa, bizimki de onun bir yansıması.

Evlenmek için gelenlerden amacına ulaşanların sizi mutlu etmesine karşın, eli boş dönenlerin  sizde bıraktığı izler neler?
Bence artık hepsi terapi için geliyor. Kendini iyi hissetmek için. Özellikle de 45 yaş üstü kadınlar. Orada kıymet görmeleri, kendilerini tanımaları, ekrana çıkacağım diye kendilerine bakmaları. Yalnızlıktan kurtulup ekrana çıkmak onlara terapi gibi geliyor.

‘Eşimin saçlarını 10 yılda beyazlattım’

Bu sezon ATV’deki programın yapımcılığını eşiniz Ali Özbir’in üstleneceği doğru mu? Esra Erol için bu avantaj mı dezavantaj mı?
Ali Özbir yapımcı değil. Yapımcı Fırat Yavaş, şirketinin adı da Ekia Medya. Fırat daha önce ‘İşte Benim Stilim’ ekibinin yapımcılarından biriydi.

Eşim, programla ilgili her daim fikrini beyan eden biri. O bizim gizli kahramanımız. Enteresan bir öngörüsü var. Televizyoncu olmayan birinin yorumları daha dikkat çekici ve uyarıcı. Yıllardır dekorun yapımından içerikle ilgili her şeye kadar Ali hep yanımızdaydı. Değişen bir şey yok, ama ’Esra Erol’da’nın yapımcısı değil. Fahri yapımcı… 10 yıldır bu adamla beraberim ve saçındaki beyazların sebebi benim. Ben yapımcılarla çalışınca da kaset teslimi iş yaparım. Karıştırtmam, içeriğe dokundurtmam.

FOX’taki yapımcınız Artı Film’le mahkemeliksiniz bildiğim kadarıyla, neden?
Çünkü geçen sezon almam gereken ödemelerimin hiçbirini alamadım. Beş aylık alacağım var yapım şirketinden. Bu parayı istedim. O da RTÜK cezalarını kesti ve ‘Alacağın yok’ dedi. Bu yüzden davalık olduk.

RTÜK cezaları, sizin yüzünüzden mi?
Hayır, gelin ve damat adaylarının tartışmasıyla alakalı.

Eski yapımcınızın FOX’a Zuhal Topal’la yaptığı evlilik programı ve reytingleri için neler söylemek istersiniz?

Tebessüm ediyorum… Ne diyeyim?

‘Uykusuzlar kraliçesiyim’

Hamilelik nasıl gidiyor?

Aslında ikinci daha kolay geçiyor. Çünkü elinin altında başka bir bebek olunca onunla meşgül oluyorsun, gün rahat geçiyor. Karnındaki garibim ancak tekme atınca fark ediyorsun. Hamilelikte herkes uyur. Benim üçüncü hamileliğim ve hepsinde de uykusuzlar kraliçesiyim.

Doğum ne zaman olacak?

Allah nasip ederse Kasım 20’den sonra her an… 24 haftayı bitirdim. İkincisinde daha bilinçli besleniyorsunuz. Yeme alışkanlıklarınız değişiyor. Kebap tadı bilmeyen ben, yarı vejeteryan gibiydim. Şimdi kebaba ve ete aş erer hale geldim. Bir de Türk kahvesinin kokusu…