Esra Kiraz: "Kadınlarla değil erkeklerle antrenman yaparım"

Esra Kiraz namı diğer “Çelik Bilek” Macaristan’ın Budapeşte kentinde düzenlenen Dünya Bilek Güreşi Şampiyonası’nda altın madalya kazandı.

Esra Kiraz: "Kadınlarla değil erkeklerle antrenman yaparım"
Akşam'dan Sibel Ateş Yengin'in röportajı...

Bilek güreşi sporuyla nasıl tanıştın?


Lisede bilek güreşi sporuyla tanıştım. O güne kadar böyle bir spor dalı olduğunu bile bilmiyordum. Bir gün okula geç kaldım. O gün liselerarası bilek güreşi turnuvası varmış. Arkadaşım “hadi gel biz de katılalım” dedi. İşin ucunda derslerden kaytarmak var ya “Tamam” dedim. Elemelere katıldık. Hem bütün rakipleri hem de bana yarışmayı öneren arkadaşımı da yenmiştim. Herkes çok şaşırmıştı. Antrenör “Sen geleceğin Avrupa ve dünya şampiyonusun mutlaka bu sporu yapmalısın” demişti. Böyle bir fırsat çıkınca değerlendirmek istedim.

Nasıl bir öğrenciydin?

Okulun yaramaz öğrencilerinden biriydim. Hem hiperaktif hem de biraz agresiftim. Bu nedenle beden eğitimi öğretmenim spor yapmam konusunda beni teşvik ederdi. Zaten ben de sporu çok severdim. Basketbola ilgim vardı. Teneffüs zili çaldı mı soluğu bahçede alır o beş dakikayı baskete ayırırdım. O kadar seviyordum. Ailemde de sporcu çok. Amcalarım güreş, dedelerim boks yapmış.

ÇOCUKLARI DÖVERDİM

Yaramazdım dedin ya kavga edip kimseyi döver miydin?

Ortaokuldayken çok kavga eder, çocukları döverdim. Korkarlardı benden.

Neden dövüyordun peki?

Ya arkadaşıma ya bana bir saygısızlık yapmıştır. Ya ne bileyim yani belki dalga geçmiştir  ondan dolayı indirmişimdir (Kahkahalar).

Ailen bilek güreşi sporu yapmana ne dedi peki?

Annem önceleri hiç istemedi. “Zaten erkek gibisin. Ne işin var erkek sporuyla. Boş ver” dedi. Babamdan binlerce kez Allah razı olsun. O hep benim yanımda oldu. Anneme “gezmeye gidiyoruz” deyip gizli gizli antrenmanlara gidiyorduk. Antrenmanlar gece olduğu için babam benimle gelirdi. İki saat oturup antrenmanı beklerdi. Annem ne yaptığımızı bilmezdi.

Peki onca şampiyonluğun var, şimdi ne diyor annen?

Şimdi çok memnun tabii. Başarılı olunca oda benimle gurur duyuyor. Diyete girdiğim zaman bana özel yemek pişiriyor artık. Türkiye Şampiyonasına katılacağım dönem 45 kiloya düşmem gerekiyordu. Annem de bunu bildiği için sinirlenip duruyor, kilo vermemi istemiyordu. “Bırak şu sporu” deyip söyleniyordu.  Bir yandan da üzülüyordu, tabii anne yüreği işte dayanamıyordu. Herkes istediğini yerken, ben yiyemiyordum. O da üzülüp ağlıyordu. Şimdi diyet zamanı onlara ayrı, bana ayrı yemek pişiyor. Şimdi hem ben mutlu oluyorum hem de onlar mutlu oluyor.

HIRS YAPTIM ŞAMPİYON OLDUM

Tekrar spora dönersek sonraki süreçte neler oldu?


İstanbul’daki tüm yarışmalara katıldım. Çünkü tecrübe edinip kendimi geliştiriyordum. İlk yarışmamda Türkiye Şampiyonu oldum. Avrupa Şampiyonasına gençler gitmiyordu o zaman, büyükler kategorisi vardı. Gençlerin ancak sponsorla gitme hakkı vardı. Allah Rahmet eylesin amcam benim için üç bin lira verip “Yeğenim gitsin, şampiyon olsun. Her zaman arkasındayım” demişti. İlk uluslararası yarış tecrübemdi.  O yarış için 45 kiloya düşmem gerekiyordu. Çok kilo vermiştim. Yarışmadaki Rus rakibimi yenmiştim. Kız meğer yılların şampiyonuymuş. Ama ikinci turda tecrübesizlikten yenilmiştim.  Avrupa ikincisi oldum diye o kadar çok ağlamıştım ki. Takımın maskotuydum, beni çok severlerdi. Abilerimiz “Ağlama, bu daha ilk denemen. Yıllarca gelip de derece yapamayan insanlar var, ilk senende ikinci olmuşsun bu büyük bir başarı” diyerek teselli ediyorlardı. O yıl dünya ikincisi oldum sonra.

İkincilik seni hırslandırdı mı peki?

Hem de nasıl. Hırs yaptım, deli gibi çalıştım. İkinci senemde Türkiye ve Avrupa şampiyonu oldum ama dünya şampiyonasına seçilmedim. O zamanlar gençlere önem verilmiyordu. Derece yaptığım halde götürülmüyorduk. Şimdiki federasyon başkanımız Niyazi Kurt’tan Allah razı olsun. Derece yapan herkesi götürüyor. Artık Üsküdar Belediyesi Spor kulübü adına yarışıyorum. Benim için branş açtılar. Çok destekliyorlar. Dünya şampiyonasına da Üsküdar Belediye Başkanımızın desteğiyle gittim. Dünya Şampiyonu oldum.

FUTBOLDAN NEFRET EDİYORDUM

Ödülünün karşılığını aldığını düşünüyor musun?


Bizde ödül yönetmeliği çok kötü. Avrupa şampiyonu da oldum, dünya şampiyonu da ama futbola ve diğer sporlara daha çok para akıtıyorlar. Bu yüzden futbolda nefret ediyordum. Şimdi ampute futbol takımımız Avrupa Şampiyonu olunca gerçekten çok gururlandım. Bu başarı yeniden futbolu sevmemi sağladı. Gerçekten futbol haricinde hiçbir spora destek verilmiyor. Biz de bu vatanın insanıyız. İnsan üzülüyor. Benim dalgalandırdığım bayrak başka ülkenin bayrağı değil ki. Ben iki defa İstiklal Marşı’nı  dinlettim, Macaristan gibi bir yerde herkesi ayağa kaldırdım. O gururu hem ben yaşadım hem de ülkeme yaşattım. Mesela Avrupa şampiyonu oluyorsun 4 bin 400 lira alıyorsun. Dünya şampiyonu da en fazla 7 bin 700 lira alıyor dalga geçer gibi.

Antrenmanı kadınlarla mı, erkeklerle mi yapıyorsun?

Antrenmanlarda asla kadınlarla bilek güreşi yapmam. Erkeklerle bilek güreşi tutarım. Çünkü kendinizden güçlü insanlarla yaparsanız daha iyi güçlenirsiniz.  Şu an kadınları çok rahat yeniyorum. Antrenmanlarda bana yenilmeyecek hiçbir kadın yok.

Bundan sonraki hayalin ne?

Hayalim dünya şampiyonu  olmaktı, artık hedefime ulaştım. Şimdiki hayalim iş sahibi olmak. Beden eğitimi öğretmenliği  yapmak istiyorum.

LÜKSTE GÖZÜM YOK, HUZUR YETER

İlk kazandığın parayla ne yapmıştın?


Dünya şampiyonu olduğum zaman 11 tane cumhuriyet altını verilmişti. Hepsini anneme vermiştim. Babamın borcunu kapatmıştık. Evde birkaç yenilik yapmıştık.

Kendine ne almıştın?

Hiçbir şey harcamadım, dediğim gibi annemlere verdim. Gidip de bir telefon bile alayım diye düşünmedim. Sonrasında kazandığım ödülleri  hep biriktirdim. Gerçi çok miktar  değil ama olsun.

Biriktirdiğin parayla ne alacaksın?

Araba almak istiyorum. Büyük bir araba alamam ama en azından 45-50 bin liralık bir araba olabilir. Wolswagen Polo’yu beğeniyorum mesela o olabilir. Bakalım...

Futbolcular gibi daha çok para kazansan lüks evler, pahalı arabalar almak ister miydin?

Lükste gözüm yok. Huzurlu bir hayatım olsun, annem, babam, kardeşlerim, sevdiğim insanlar sağlıklı olsun bana yeter. Lüks bir süre sonra  insanı şımartıyor, kibre sokuyor.

SPOR SAYESİNDE ÖNYARGILARIMDAN KURTULDUM

Sporla ilgilenmek sana neler öğretti?


Beni çok değiştirdi. Sakin  olmayı, nerede ne yapmam  gerektiğini, biriyle konuşurken nasıl hitap etmem gerektiğini öğrendim. Önyargılarımdan kurtuldum. Bu spor sayesinde daha fazla insan tanıdım. Aslında tanıdığım insanların aslında bana dost mu düşman mı olduğunu öğrendim.

Gençlere bir mesajın var mı?

Kesinlikle spor yapmalarını öneririm. Özellikle bilek güreşi yapsınlar. Bileğine güvenen pek çok genciminiz olduğunu düşünüyorum. Zaten Türk insanının bileği de yüreği de güçlüdür.
Konular Röportaj