Evrim Doğan: "Sonu hüsran da olsa bu işte olmalıydım"

Büyük ilgiyle izlenen ‘Bizim Hikaye’ dizisinin sevilen oyuncularından Evrim Doğan, hakkında merak edilen birçok şeyi ilk defa anlattı.

Evrim Doğan: "Sonu hüsran da olsa bu işte olmalıydım"
Evrim Doğan'ın Akşam'da yayınlanan röportajı...

Sizi biraz tanıyalım. Oyunculuk serüveniniz nasıl başladı, nasıl karar verdiniz oyuncu olmaya?


Eskişehir’de Anadolu üniversitesi turizm ve otelcilik okurken iktisadi ve idari bilimlerin tiyatro kulübüne girdim sırf sosyalleşebilmek için. Orada kulübün yürütücüleri benim bu işi ciddiye almam gerektiğini söylediler ama ben pek oralı olmadım. “Oyuncu mu olayım yani” dedim ama Eskişehir’i de o kadar çok seviyordum ki bir 4 sene daha neden olmasın, olmadı animatör olurum dedim ve “Eskişehir tiyatro kumpanyasının kursunda 2 ay boyunca sınava hazırlandım ve kendimi yetenek sınavında buldum. Kazanamam derken yüzlerce insanın içine ilk 8’e girdim. Muhteşem bir 4 sene geçirim. İnanılmaz insanlarla, ustalarla çalıştım. İyi ki dedim. Başka bir meslek seçseydim ölene kadar mutsuz olurdum galiba. “Genciz acele etmeyelim, biraz daha takılalım” diye aldığım bir karar tüm hayatımı değiştirdi kısaca.

Dönüm noktası olarak gördüğünüz diziniz hangisi?

Dönüm noktası olarak gördüğüm dizi ‘Gülümse Yeter’dir benim için. Dizi final kararı aldığında hüngür hüngür tüm ekip ağladık. Öyle çok eğlenip, gülüyorduk ki, sanırım o sette bir on yıl ömrüm uzadı. Ve tabi oynadığım rol ‘Nermin’ canım Nermin. Nermin benim dönüm noktam.

Oynadığınız karakterlerin hangisi size daha yakın?

Düşünüyorum da her karakterden hem biraz benden var. Çünkü ben yarattım benden çıktı onlar, hem de hiç benzer tarafları yok. Şansıma hepsi değişik, şahsına münhasır insanlardı.

Gelecek projeleriniz... Nasıl bir projede yer almak istersiniz?

Tiyatro yapmaya devam. Gücüm yettiği kadar... Önümüzdeki sezonda yapmayı planladığımız bir oyun var. Sinema da var. Bakalım sürpriz olsun. Tüm ekibi çok önemsiyorum. Kamera önü partnerlerim, arkasındaki ekip oldukça önemli, uyum sağlayabileceğim, inandığım ve ekibin inandığı projelerde olmak isterim.

Canlandıracağınız karakter için ön hazırlık yapıyor musunuz? O süreci biraz anlatabilir misiniz bize?

Evet elbette. Az öncede söylediğim gibi yıllarımızı veriyoruz bu işe. Sürekli çalışıyor okuyor araştırıyor ve bu işin olmazsa olmazı aktif olarak oyunculuk yapmak zorundayız. Bütün biriktirdiklerinizin üzerine yeni karakteri önce tanımaya çalışıyorum. Nasıl biri? Kim bu? Bütün hikaye içinde neyi taşıyor, sırtlandığı ne? Neye hizmet ediyor kısaca görevi ne? Bunları anladıktan, bu kapıları araladıktan sonra sıra daha keyifli bir sürece geliyor, nelerden hoşlanır nasıl giyinir nasıl konuşur, yürümesi konuşması nasıl, etrafımdaki kime benziyor. Ete kemiğe büründürmeye çalışırım. Sonra da onun içine sızmaya gelir sıra.

Çok katmanlı derin bir kadın karakter

Bizim Hikaye dizisiyle ekrana dönüş yaptınız. Canlandırdığınız karakter ‘Şeyma’ nasıl biri?


Şeyma çok naif, saf, oldukça saf biri. Saf ve temiz kalmış çünkü yıllardır dışarı çıkmamış. Şu yaşadığımız dönemi 10 sene geriden takip ediyor sanki. Tek dayanağı var kızı. Şimdi de aşkı...

Bizim Hikaye’nin diğer dizilerden farkı ve bu kadar sevilmesinin sırrı ne?

Bizim Hikaye’nin bu kadar sevilmesinin en büyük nedeni ekip. Birbirine bu kadar uymuş, her boşluğu diğerinin kusursuzca doldurduğu ekipler zor bulunur. Bu ekrana yansıdı bence. Ve bir diğer önemli gerçek hikaye, çatısı ve kolonları sağlam bir hikaye…

Bizim Hikaye’de sizi etkileyen ve ‘Bu işte olmalıyım’ dedirten şey ne oldu?

Bu işte olmalıyım dedirten şey ekip ve rol. Çok katmanlı derin bir kadın karakter. Orijinal hikayesini bilen, sıkı takipçisi olan biri olarak da sonu hüsran da olsa bu işte olmalıyım “Türkiye’de denedik“ diyebilmek için bile olsa bu işte olmalıyım, dedim. Şükürler olsun ki her şey yolunda. İyi ki içinde yer almışım.
Konular Röportaj