Ezgi Mola'dan içten açıklamalar

Sempatik oyuncu Ezgi Mola: "Kilo vermeye ayakkabı bağlarken nefesim kesilince karar verdim"

Ezgi Mola'dan içten açıklamalar
Ezgi Mola'nın Vogue Dergisi'nde yayınlanan röportajı..

Ezgi Mola, ne zaman ailenin neşeli tombiş kızı olmayı bırakıp ekranların ve reklamların güzel yüzü olmuştu? Bu planlı bir kariyer değişimi miydi?


- Aslında keşke bunları planlamış olsaydım. Mesela kilo vermem. Düşünün oyuncuyum, ona rağmen zayıflamaya son raddede, 29 yaşında ayakkabımı bağlarken nefesim kesilince ve doktordan zılgıt yiyince karar verdim. O kararı vermesem, başta sağlıksız bir insan, sonra cast’ı çok sınırlı bir oyuncu olarak kalırdım. Şu an Efsun’u (Kocan Kadar Konuş filmindeki karakteri) oynayamazdım. Kilo gidince cast seçeneği de genişledi. Gerisi öyle gelişti... Ki bu arada kilo verdin dediğin hâlâ yuvarlak hatlıyım gördüğün gibi. Planlasaydım bunu 29 yaşında değil, 23’te yapardım.

'YUVARLAK HATLIYIM YANE YAPSAM FEMİNEN DURUYORUM'

Ezgi Mola’nın sadece Instagram’da 1 milyon 800 bin takipçisi var. Dünyanın her yerinde çıktığı koşuları, köpeklerle ilişkisini sosyal medyada paylaşması, arkasından binleri, yüzbinleri getiriyor. O, köpeklere mama bağışlıyor, binlerce takipçisi de bağışlıyor. O koşuya çıkıyor, arkasından takipçileri koşmayı, doğru beslenmeyi hayatının parçası haline getirmeye çalışıyor.

- "Birileri koyduğunuz fotoğrafı birilerine göstermek için etiketleme yapıyor ya, benim takipçilerim de öyle arttı galiba” diyor. “Bahsettiğimiz rakam yaklaşık 2 milyon. O öyle etiketlemekle pek olmaz Ezgicim” deyince ben, hiç tereddütsüz şu karşılığı veriyor: “Ne bileyim. Samimi biriyim. Şimdi bu çekimde bile Emre’nin kulağına eğilip ‘Beni çok photoshop’lamayacaksın di mi?’ dedim. Oynadığım bir karakterden farksız görüyorum yaptığım bir çekimi, röportajı... Ne kadar kendimden bir şey bulursam, ne kadar kendime yaklaştırabiliyorsam o kadar iyi. Aynı şeyi sosyal medyada da yapıyorum. İçimden geçeni paylaşıyorum."

Ezgi Mola müthiş cilveli bir kadın. Elinde çekim için giydiği eldivenle telefonunun ekran kilidini açamayıp burnuyla açmaya çalışırken de cilveli; kameraya bakarken de, kendini kaptırmış bir şekilde canlandırmalar yaparak konuşurken de...

Gülüşünde, hayretinde, dalgınlığında hep bir şeytan tüyü var. Bunu silah olarak kullanıyor mu merak ediyorum?


- Bakma ben kontrollü bir tipim. Toplumun üzerimizde bıraktığı izler vardır ya, çocukluktan itibaren. Ama sonuçta yuvarlak hatlıyım falan ya, ne yapsam biraz feminen duruyorum.

EZGİ MOLA (FOTO GALERİ)

MODA’DA HAYAT MÜTHİŞ

Evci misin, dışarıcı mı?

- Evciyim ama bu aralar evim tadilatta, onun için geçici olarak Moda’da yaşıyorum. Orada hayat müthiş. Kev Cafe var, sürekli oradayım.

Bugüne kadar aldığın en iyi öğüt?

- Canımın sıkıldığı bir zamanda Uğur (Yücel) abi vermişti, “Devam et” demişti.

Bugün 18 yaşında bir genç kadına ne öğüt verirdin?

- Kendin ol. Hayatta yırtmaya uğraşma ve statü atlamaya çalışma.

Oyuncu olmak istese de aynı tavsiyeyi verir misin?

- Evet. Çünkü bunları yaparsa oynadığı karakteri de vicdanlı hale getirebilir. Karakterine vicdan katabilirse, hem gerçekçi, yaşayan bir karakter yaratır hem de dünyanın en kötü karakterini de canlandırsa, seyirci yine sahiplenir.

Ne öğrenmek isterdin?

- Çok gezmek ve hayatı öğrenmek istiyorum, çünkü daha oynayacağım çok rol var.

Bir gün boyunca yer değiştirmek isteyeceğin dört karakter?

- “Eternal Sunshine of the Spotless Mind”da Kate Winslet. Herhangi bir gününde Meryl Streep. Olan biteni anlamak için bir devlet büyüğü. Ve dedektif hikayelerine bayıldığım için bir dedektif.

En sevdiğin Sezen Aksu şarkısı?

- Bu Gece...

"BEN EFSUN’U ZATEN BULMUŞUM ABİ!"

1 Ocak’ta “Kocan Kadar Konuş 2: Diriliş” vizyona giriyor. Oradaki rolü Efsun, tam bir Türk kızı vakası. Hem fırlama, hem entelektüel, hem geleneksel. Ruhu bir yandan özgür, bir yandan toplumun kuralları altında eziliyor. Sınırları zorlamayı da seviyor, annesi gibi olmayı da deniyor. Efsun’la ortak yanları var mı diye soruyorum.

İşte yanıtı:

“Çok var. Hatta şöyle söyleyeyim, ilk filmde bir düğün sahnesi vardı. O çekilirken sete annem ve teyzemler gelmişti. Birkaç saat sonra çıkarlarken, ‘Ezgicim darısı senin başına, hadi inşallah’ diye bir laf çıktı birinin ağzından. Annem de ‘Hayırlısıyla’ deyiverdi. O an yönetmenimiz Kıvanç’ın ‘Ben Efsun’u zaten bulmuşum abi’ demesi gitmez kulağımdan.”
Konular Röportaj