Fatih Altaylı'dan Gomis için olay sözler!

Fatih Altaylı, Bloomberg HT'de yayınlanan 'Spor Saati' programında Süper Lig gündeminde yaşananları değerlendirdi. Altaylı, Galatasaray'ın yıldızı Gomis için çok sert ifadeler kullandı...

Fatih Altaylı'dan Gomis için olay sözler!
Sözcü Gazetesi'nin haberine göre Fatih Altaylı'nın uzun değerlendirmeleri şu şekilde:

-VAR REZALETİ YAŞADIK-

Ben sadece haklı çıkmanın haklı gururunu yaşıyorum. VAR, Türkiye'de işleri çözmez. Yine VAR'a bakacak olan hakemler de bu yok olan hakemler dedim bu hafta. İki hatta üç tane VAR rezaleti yaşadık. Kasımpaşa'nın attığı ve VAR nedeniyle iptal edilen gol, buz gibi gol. VAR'da görünmüyor mu net bir şekilde?

-CÜNEYT ÇAKIR HASTA BİR ADAM -

Bu Cüneyt Çakır hasta bir adam. Aynısını Dünya Kupası'nda yaptı, döndü burada yaptı. Yani tipine baktığın zaman, vücut yapısı rahatsız bir insan tipi. Ve kardeşim, hatalı çalmışsın. Düzeltin işte. Ne var bunda? En baba hakemler bile düzeltmediler mi VAR kararlarıyla. Bu inadım inat, bilmem nerem iki kanat... Herkes görüyor, bu 'Devam' diyor, kararında ısrar ediyor. Boncuğun mu dökülür? Sen kimsin? 'VAR'a gerek yok' diyerek çıksaydın o zaman madem bu kadar dört yıldızlı dünya çapında hakemsin.

-ÇİNLİLER BİZİ KURTARSIN-

Çinliler'den rica ediyorum; bu adama para veriyorlarmış 5 milyon euro, gelsin Çin'de maç yönetsin diye. Allah aşkına kabul etmediyse 6-7 yapsınlar, Türkiye'yi bu adamdan kurtarsınlar. Hakikaten kurtarsınlar. Bunun hakemlikle alakası yok. Bunun kişilik bozukluğuyla alakası var, yemin ediyorum sana. Bir insan göz göre göre hatasında ısrar ediyorsa ve bunu Dünya Kupası'nda da Türkiye Ligi'nde de yapacaksa eğer VAR'a da yazık.

-BÖYLE BİR ŞEY OLUR MU?-

VAR'a daha ilk haftadan ilk maçında ilk dakikasından tartışmalı hale getiren, bu beyefendi. Böyle bir şey olabilir mi? Sen kimsin? Bir de işin vahim tarafı, bunun etrafında bir yalaka hakem grubu oluşmuş. Hakem eskisi grubu. Başta da bizim Bülent Yavuz falan olmak üzere. Bu ne yapsa, alkışlar. Boncuk var eşele bakalım içinden başka çıkacak mı... Ayıptır.

-ÇAKIR'A GÜVENMİYORLAR-

Suratına baktığın zaman şurasına kadar kompleks olduğu belli olan bir adamdır Cüneyt Çakır. Bıraksın. Yalan söylüyor. Biliyor ki var. Onda bir rahatsızlık var. Şimdi şöyle söyleyeyim... Bilerce maç seyrediyoruz üst düzeyde. Hangisinde futbolcular bir hakemle bu kadar sorun yaşıyorlar? İngiltere'de yönetir, sorun yaşar. İspanya'da yönetir, sorun yaşar. İtalya'da yönetir, sorun yaşar. Yani futbolcular bu adamın vücut dilinden dolayı bu adama güvenmiyor. Yanlış mıyım?

-ASABIM BOZULUYOR-

Bu belli ki kulis, lobi falan oralarda son derece iyi. UEFA'da kurada hile oluyor da hakem atamasında hile olmuyor mu sanıyorsun? Bu belli ki bir dümenin içerisine girmiş, oradan. Yoksa bu düzeyde maç yönetecek bir adam mı bu yani? Her maçı bu kadar kavgalı, bu kadar eleştirilen bir adamın... Türkiye'de değil, Avrupa'da da eleştiriliyor. Hata yaparsın... Yan hakemin kaçırmış kardeşim, hata yaparsın... Neyse bırak bu Cüneyt Çakır'ı. Cüneyt Çakır deyince benim asabım bozuluyor yıllardan beri.

-PENALTI VERECEK YÜREK YOK-

Benim fikrim penaltı olmadığı yönünde. Eğer o faulse, içeridedir. Ancak verilmeyebilir. Uzatma anlarındaki pozisyon için ise bazı yerlerde kasıt aranmıyor. Eğer sen elini açtıysan, topun geçişinde şöyle duruyorsan, illa uçup vurmak gerekmiyor ki topa. Sen topun geçmesini engelleyecek şekilde kollarını, vücudundan açık tutuyorsan top sana gelirken, penaltı. Veremeyecek. O yürek yok. Şimdi şöyle söyleyeyim. Bunu Fenerbahçe - Bursaspor maçı olarak düşünme...

-REAL MADRID ALEYHİNE VERİR MİYDİ?-

Bunu, Real Madrid atıyorum Galatasaray maçı düşün. Real Madrid'in sahasında oynanıyor. 90+6. dakikada, diyelim ki Galatasaray o penalıyı kazanmış olsa ve gole çevirse turu geçecek. Hakem, Real Madrid aleyhine o penaltıyı verir miydi? Real Madrid'in lehine olsa ise verirdi. Bu büyük takım ve büyük seyirci karşısında ve futbol büyüğü karşısında hakemlerin evrensel tavrı bu.

-KOLAY KOLAY VEREMEZ-

Bursaspor Başkanı Ali Ay yanlış bir şey söylememiş. Galatasaray'ın stadında da olsa hiçbir hakem kolay kolay veremez. Fenerbahçe aleyhine de vermez, Beşiktaş aleyine de vermez. 90+6'da 50 bin taraftar önünde yeni bir yapılanma içerisinde olduğunu söyleyen, başkanı Ali Koç olan, 20 milyon taraftarı olan bir takıma futbol ekonomisi gereği de belki bunu vermezler. Cesaret gereği de bunu vermezler ya da cesaretsizlik gereği vermezler. Zordur bu. Ama futbol dünyasında bu bize özgü bir şey değil.

-HAKEMLER UZAYDAN MI GELECEK?-

Büyük takımlar, bu işe daha fazla yatırım yapan takımlar dünyanın her yerinde daha fazla kollanıyorlar. VAR sadece bizim tartışmaların boyunu değiştirecek. O VAR'a bakacak hakemler uzaydan mı gelecek? Aynı hakemler, aynı kılkuyruklar aynı ekrana bakacaklar. Bu hakemler sahada olan biteni, belki bazılarını görmedikleri için ama yüzde 90'ı gördüğü halde çalmamazlık ya da yanlış çalma yapmıyor mu? VAR'da da gördüğünü bir daha görüyor. Bunların meselesi göz bozukluğu değil ki.

-VAR'IN KATKISIYLA...-

Fenerbahçe'nin bu maçta, tüm karşılaşma boyunca kötü oynadığını söylemek mümükün değil. Kötü bir maç değildi bence Bursa maçı. Fenerbahçe'de genç oyuncular tribüne bir neşe, umut verdiler mi? Yeni teknik direktörüyle lige başlamış bir takımdan biz ne bekliyoruz? 3 puanı aldı. Bunda hakemin katkısı var, VAR'ın katkısı var ama sonuçta hafta bitti. Fenerbahçe'nin kaç puanı var? En yüksek puana sahip takımın kaç puanı var? Kayıpsız. Bu, taraftarı memnun eder. Yeni yönetimi memnun eder. Teknik direktöre bir hafta daha zaman kazandırır.

-FENERBAHÇE DİRENEBİLİR-

Fenerbahçe başka bir havada şimdi. Tribünde Avrupa'ya aç 50 bin adam olacak. Muazzam bir destek olacak. Futbolcular için uzun bir aradan sonra ilk kez kendilerini yeniden Avrupa piyasasında gösterme fırsatı olacak. Her şey olabilir. Benfica'yı ilk maçta izlediğimiz zaman kötü takım değil. Fenerbahçe'yi hallaç pamuğu gibi attılar özellikle ikinci yarıda. Fenerbahçe savunması da nispeten direndi. Fazla da açık vermedi gol yemelerine rağmen. Burada da direnebilirler...

-ALPER POTUK MU ATACAK?-

2-1 olsa ben Fenerbahçe turu atlar derdim. İki gol atıp gol yememe yine olabilir. Ama Fenerbahçe'de bakıyorum mesela iki golü kim atacak, dediğiniz zaman Benfica karşısıdna 'Şu atar' diyemiyorum. Alper Potuk mu atacak? Bursaspor maçında oynattığına göre Barış Alıcı'yı Benfica karşısında oynatmayacak gibi duruyor. Belli de olmaz."

-SADECE İMAJMIŞ-

Valla Gomis, geçen seneki tavrı itibariyle ahlaklı bir sporcu izlenimi verdi. Fakat Fatih Terim'in açıklamalarından sonra anlıyoruz ki bu izlenim gerçeği yansıtan bir şey değil, sadece imajmış.

-SANTRFOR OLARAK ALINMIŞSIN-

Şimdi siz belli bir kulüple, santrfor olarak anlaşıyorsunuz. Hani şey olsa anlarım. Gomis'i Galatasaray bir bek olarak almıştır. Bir bek için uygun görülen ücreti veriyordur. Takımdan bazı zorluklar nedeniyle teknik direktör ona 'Oğlum sen beksin ama bu sezon santrfor olarak oynayacaksın' demiş, o da santrforluğu çok benimsemiş ve bir sezonda 27 gol atmıştır. Döner der ki 'Hocam, beni bek diye aldınız. Bana senede bir beke verilecek olan iki milyon euro'yu verdiniz. Ben santrfor oynadım ve 27 gol attım. Daha ne yapayım? Siz de bana bir kıyak yapın' der ve bu makuldür.

-GOMIS DENEN ALÇAK...-

Gomis denen, 'alçak' diyeceğim kusura bakmasın Gomis denen alçak santrfor olarak anlıyorsun bu herifle. Santrforun işi ne? Balık mı tutmak? Gol atmak. Ayrıca da anlaşmanda gol başına ayrı para, asist başına ayrı para, galibiyet başına ayrı para ve şampiyonluk başına ayrı para gibi bir sürü bonus var. Ve sen sezon boyunca bu performansınla zaten 7 milyon euro para almışsın. Bu bonuslar bu sene de geçerli...

-BÖYLE BİR ŞEY OLMAZ-

Şimdi sen işini yaptın diye, şimdi bir gazete diyor ki 'Abi gel bizde yaz. Sana 250 bin dolar transfer parası, ayda da 50 bin lira maaş vereyim' diyor. Ben de gidiyorum yazmaya başlıyorum. Bir ay sonra çok okunan yazar haline geliyorum. Diyorum ki 'Ben kelime başına para isterim, kelime başına da ayrıca 100 lira isterim' diyorum. 'Oğlum sen manyak mısın?' derler bana. 'Biz seni yaz diye aldık. Otur diye almadık ki' derler. 'Kelime başına 100 lira vermediniz, o zaman ben yazılarımı çok kısa tutarım...' Böyle bir şey olmaz.

-DEFOL GİT GOMIS-

Gomis efendi biri sana daha fazla para veriyorsa, defol git. Bonservis bedelin belli, serbest kalma bedeli belli. Defol git, nereye gidiyorsan. Hem talibin yok hem de ben bunları kıstırdım, ne istersem alırım. Kulüp açıklama yaptı dedi ki: Parayı getiren herkes alır. Serbest kalma maddesini işlettiğin zaman zaten kulübün söz hakkı yok. Birisi parayı getiriyor, masada açıyorsun, sayıyorsun 7.5 milyon euro, tamam al. Kulübün reddetme hakkı yok.

-YÖNETİM ZAAFİYETLERİ-

Demek ki kimse bu parayı getirmiyor. Getirmiyorsa, sen de otur oturduğun yerde. Çık topunu oyna. Bunlar biraz da zaafiyetler, yönetim zaafiyetleri. Zannederim Abdurrahim Albayrak üzerine fazla yük bindiği için biraz futbol takımıyla olan eski münasebetinin dışında kaldı herhalde. Yoksa Abdurrahim'in olduğu kulüpte bunlar olmaz. Abdurrahim onu bir şekilde hallederdi.

-GALATASARAY'IN İHTİYACI YOK-

Bu sene Galatasaray şampiyon olursa Gomis'in alacağı para 56.8 milyon TL bugünün parasıyla. Galatasaray'ın tribün gelirinin neredeyse tamamına yakınını alacak. Tribün geliri 80 milyon TL. Oynamayacaksa ayrılsın. 'Ben oynamam, ben küstüm' diyen birine Galatasaray'ın ihtiyacı yok. Bu giderse başka biri alınır. Gomis bonservis bedeliyle giderse, alma hakkın var. Şu anda öyle bir olmadığı için oyuncu çıkaramadığın için denkleştiremiyorsun.

-ACİL SANTRFOR İHTİYACI VAR-

Gomis'in akıbeti belirsiz olduğu için bir şey demek mümkün değil ancak Gomis gidecekse Galatasaray'ın acil bir santrfora ihtiyacı var. Eren Derdiyok'la bizim biraz derdimiz olur çünkü Eren orayı dolduramıyor açıkçası. Son maçta izledin mi bilmiyorum. Sahada varlığı ile yokluğu arasında çok fazla bir fark yoktu. Doğrı düzgün top kapmıyor. Doğru düzgün pres yapmıyor. Çakılı santrfor oynayamıyor.

-İSTİFASINI İSTERDİM-

Ben Beşiktaş olsaydım eğer, bu basın toplantısının ardından Şenol Güneş'e telefon açtırırdım. "Başkan istifanı en geç yarın masasında görmek istiyor" dedirtirdim. Sen bir camianın seçmiş olduğu başkana 'O benim küçüğümdür' deme hakkına sahip değilsin. Bu iş yaş işi değil. Ne oluyoruz yani? Sen kimsin? Sen tabii ki Türk futbolunun Şenol Güneş'isin ama Beşiktaş Kulübü açısından böyle bir şey dediğin anda çuvallamanın ötesinde çuvalın içerisinde kendini sokmuş oluyorsun. Böyle bir şey deme hakkın yok.

-TRABZONSPOR'DA DİYEBİLİR AMA...-

Şenol Güneş belki Trabzonspor camiasında görev yaparken bunu söyleyebilir. Çünkü aynı camianın çocukları olarak 'O benden küçüktür' diyebilir ama 'Ben bu takımın kaptanıyken o genç takımdaydı ya da top toplayıcıydı' diyebilir. Ancak koskoca Beşiktaş camiasındasın ama o camianın üyesi değilsin. O camiaya profesyonel anlamda hizmet vermek için anlaşmış aslında başka bir camiaya bağlı bir adamsın. Ben başkan olacağım, isterse 105 yaşında olsun, bir teknik adam benimle böyle konuşamaz.

-BU İSTİFA KONUŞMASIDIR-

Aramızda odaya girdiğimizde Şenol bana diyebilir ki 'Ya Fatih'cim sen daha o zaman çocuktun' derse, kimse bunu bana diyemez de, diyebilir... Ama sen bütün medyaya 'O benim küçüğümdür' diyorsun. 'Höst' derim başkan olarak. Ve yemin ediyorum telefon açmam. Birine derim ki 'Arayın şunu, istifası yarın masama gelsin'. Kulübün transfer meseleleri medyanın karşısında mı konuşulur? Euro ile mi aldın, dolar ile mi sattın, bilmem ne yaptın... Bu konuşma, istifa konuşmasıdır. Çünkü dersin, bunları söylersin ve şapkanı alır gidersin.

-ŞENOL GÜNEŞ'İ KÜÇÜLTÜYOR-

Sen o kulüpte hala çalışmaya devam edeceksen eğer, bunları söylediğin andan itibaren sen çalışma ortamını müthiş bir şekilde bozmuşsun demektir. Yani burada Şenol Güneş, Karadenizli damarına yenik düşüyor. Bunlar Şenol'u küçültüyor. Ben başkan olacağım, yarın istifası masamda değilse eğer, kendisiyle çok ciddi sorun yaşarım.

Altaylı'nın Gomis'e yönelik yorumlarını haberin videosuna tıklayarak izleyebilirsiniz!
Konular Spor Haberleri