Fulya'nın sırrı günlüğünde!
İsviçre’de yaşarken huzurlu bir hayat hayaliyle yerleştiği Kaş’ta sır dolu bir cinayete kurban giden Fulya’nın babası anlattı: “Kayıp olduğu dönemde günlüğünü buldum. 8 Ekim’de ‘Önder, Atilla ve patronla hesaplaşılacak’ yazmış.
Habertürk'te yer alan habere göre Antalya'nın Kaş
İlçesi’nde cezaevi firarisi Atilla Matka’nın (32) vahşice öldürüp
cesedini kayalık alana bıraktığı 29 yaşındaki Fulya Özdemir’in
cenazesi, Ankara Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze
törenine genç kadının acılı ailesi, yakınları ve arkadaşları
katıldı. Defin işleminin ardından Habertürk’e konuşan gözü yaşlı
baba Eyvaz Özdemir, kızının ‘organize bir çete’ cinayetine kurban
gittiğini öne sürdü.
Fulya’yı öldüren Atilla Matka’nın cinayeti tek başına üstlenmeye çalıştığını savunan Özdemir şüphelerini şöyle anlattı: “Kayıp olduğu dönemde kızımın evinde günlüğünü buldum. 8 Ekim’de ‘Önder, Atilla ve patronla hesaplaşılacak’ yazmış. Atilla cinayeti işleyen kişi, Önder onunla aynı lojmanda kalıyormuş. Patronun ise kim olduğunu bilmiyorum ama bir otel sahibi olduğunu düşünüyorum.”
BASİT BİR CİNAYET DEĞİL’
Kızının dişli, sağlam bir kişiliğe sahip olduğunu belirten Eyvaz Özdemir şu iddialarda bulundu:
“Büyük ihtimalle onların çevirdiği yasadışı bir işe tanık oldu. Uyuşturucu ticareti ya da başka bir iş. Kızım kurallara bağlı dürüst bir insandı."
"Tanık olduğu olay yüzünden öldürülmüş olduğunu düşünüyorum. Bu basit bir cinayet değil. Önder ve patronu tanımıyorum. Bu cinayetin aydınlatılabilmesi için onların da bulunması gerekiyor.”
"ŞUURSUZCA VURDUM"
Lüleburgaz’da yakalandıktan sonra tutuklanan katil zanlısı Atilla Matka ifadesinde vahşi cinayetin detaylarını anlattı. Kırklareli Yarı Açık Cezaevi’nden firar ettikten sonra kaçtığı Kaş’ta kaçak yaşadığı ve gayri resmi şekilde çalıştığını belirtilen Matka şunları söyledi: "Fulya olay yeri olan eve kendi arabasıyla geldi. Beni artık istemediğini, ayrılmamız gerektiğini söyledi. Beni tehdit etti. Buna çok sinirlendim. Hatırlamadığım kadar defalarca, şuursuzca kafasına vurdum. Sinirden ben de bayılmışım. Bir süre sonra uyandığımda öldüğünü gördüm."
"Battaniyelere sararak olay yerine götürdüm. Burada karnından defalarca bıçakladım. Tekrar battaniyeye sararak üstünü taşlarla kapattım. Daha sonra oradan ayrıldım. Fulya’nın arabasını evinin önüne bırakıp telefonumun sim kartını parçalayarak Kaş’tan ayrıldım.” Polis genç kadının, cezaevi firarisi olması başta olmak üzere, birçok sırrını öğrendiği Matka’dan ayrılmak istediğini ve cinayetin de bu nedenle işlendiğini tahmin ediyor.
"TEK İSTEĞİ DOĞA VE SANATTI"
Kızının tek hayalinin stresten uzak, sanat ve doğayla iç içe bir yaşam sürmek olduğunu belirten Özdemir gözyaşları içinde kızını şöyle anlattı: “Tek çocuğumuzdu. İsviçre’ye 1993’te birlikte gittik. Öğrenimini orada tamamladı. Zürih Üniversitesi Bankacılık bölümünü bitirdi. Okuduğu okullarda Almanca, Fransızca, İspanyolca, İngilizce ve Latince öğrendi. Hayat dolu bir insandı. Stresi sevmiyordu.
Bu nedenle çok yüksek bir maaş aldığı dünyanın en büyük bankalarından birini bırakıp Kaş’a yerleşti. Tek isteği sanatla uğraşıp, doğayla iç içe bir yaşam sürmekti.”
DOĞUM GÜNÜNDE UĞURLANDI
Hayalinin peşinden koşarken, vahşi bir cinayete kurban giden Fulya, doğum günü olan dün toprağa verildi.
Acılı anne Nazan Özdemir, kızının çok saf bir insan olduğunu yurtdışında yaşadığı için güven duygusuyla her insana samimiyet gösterdiğini söyleyerek gözyaşı döktü.
Fulya’yı öldüren Atilla Matka’nın cinayeti tek başına üstlenmeye çalıştığını savunan Özdemir şüphelerini şöyle anlattı: “Kayıp olduğu dönemde kızımın evinde günlüğünü buldum. 8 Ekim’de ‘Önder, Atilla ve patronla hesaplaşılacak’ yazmış. Atilla cinayeti işleyen kişi, Önder onunla aynı lojmanda kalıyormuş. Patronun ise kim olduğunu bilmiyorum ama bir otel sahibi olduğunu düşünüyorum.”
BASİT BİR CİNAYET DEĞİL’
Kızının dişli, sağlam bir kişiliğe sahip olduğunu belirten Eyvaz Özdemir şu iddialarda bulundu:
“Büyük ihtimalle onların çevirdiği yasadışı bir işe tanık oldu. Uyuşturucu ticareti ya da başka bir iş. Kızım kurallara bağlı dürüst bir insandı."
"Tanık olduğu olay yüzünden öldürülmüş olduğunu düşünüyorum. Bu basit bir cinayet değil. Önder ve patronu tanımıyorum. Bu cinayetin aydınlatılabilmesi için onların da bulunması gerekiyor.”
"ŞUURSUZCA VURDUM"
Lüleburgaz’da yakalandıktan sonra tutuklanan katil zanlısı Atilla Matka ifadesinde vahşi cinayetin detaylarını anlattı. Kırklareli Yarı Açık Cezaevi’nden firar ettikten sonra kaçtığı Kaş’ta kaçak yaşadığı ve gayri resmi şekilde çalıştığını belirtilen Matka şunları söyledi: "Fulya olay yeri olan eve kendi arabasıyla geldi. Beni artık istemediğini, ayrılmamız gerektiğini söyledi. Beni tehdit etti. Buna çok sinirlendim. Hatırlamadığım kadar defalarca, şuursuzca kafasına vurdum. Sinirden ben de bayılmışım. Bir süre sonra uyandığımda öldüğünü gördüm."
"Battaniyelere sararak olay yerine götürdüm. Burada karnından defalarca bıçakladım. Tekrar battaniyeye sararak üstünü taşlarla kapattım. Daha sonra oradan ayrıldım. Fulya’nın arabasını evinin önüne bırakıp telefonumun sim kartını parçalayarak Kaş’tan ayrıldım.” Polis genç kadının, cezaevi firarisi olması başta olmak üzere, birçok sırrını öğrendiği Matka’dan ayrılmak istediğini ve cinayetin de bu nedenle işlendiğini tahmin ediyor.
"TEK İSTEĞİ DOĞA VE SANATTI"
Kızının tek hayalinin stresten uzak, sanat ve doğayla iç içe bir yaşam sürmek olduğunu belirten Özdemir gözyaşları içinde kızını şöyle anlattı: “Tek çocuğumuzdu. İsviçre’ye 1993’te birlikte gittik. Öğrenimini orada tamamladı. Zürih Üniversitesi Bankacılık bölümünü bitirdi. Okuduğu okullarda Almanca, Fransızca, İspanyolca, İngilizce ve Latince öğrendi. Hayat dolu bir insandı. Stresi sevmiyordu.
Bu nedenle çok yüksek bir maaş aldığı dünyanın en büyük bankalarından birini bırakıp Kaş’a yerleşti. Tek isteği sanatla uğraşıp, doğayla iç içe bir yaşam sürmekti.”
DOĞUM GÜNÜNDE UĞURLANDI
Hayalinin peşinden koşarken, vahşi bir cinayete kurban giden Fulya, doğum günü olan dün toprağa verildi.
Acılı anne Nazan Özdemir, kızının çok saf bir insan olduğunu yurtdışında yaşadığı için güven duygusuyla her insana samimiyet gösterdiğini söyleyerek gözyaşı döktü.