Furkan Andıç: "Hırsım spordan geliyor"

‘Kırgın Çiçekler’de Gökhan karakterini canlandıran Furkan Andıç, “Biraz hırslıyım ve bu da çok normal. Yıllardır basketbol oynuyorum, disiplinim spordan geliyor” dedi.

Furkan Andıç: "Hırsım spordan geliyor"
Milliyet'ten Senem Aydın'ın röportajı...

- ‘Umutsuz Ev Kadınları’, ‘Kaçak Gelinler’, şimdi de ‘Kırgın Çiçekler’... Hep tutan işlerde yer aldınız. Proje konusunda şanslı olduğunuzu düşünüyor musunuz?


Şanssa bunun adı, evet şanslıyım. Tabii ki senaryo,  oyuncu ve yönetmenin etkisi var  ama başarıda ekibin enerjisi ve uyumu da çok etkili bence. Çünkü bu doğrudan ekrana yansıyor.  Hangi işte olursanız olun, eğlenerek ve  severek yaparsanız daha yaratıcı olursunuz.

- Gökhan, oynadığınız diğer karakterlerden çok farklı...

Evet, daha önce hiç böyle bir karakter canlandırmamıştım. Fakir ve biraz sorunlu bir tip. Kompleksli olması ve sınıf ayrımına inanması, babası yüzünden. Babasıyla barışması, en sevdiğim kısım.

Beni çok etkiledi. Ailedeki kaos ve yaşanan dram hoşuma gidiyor. Cemre de Gökhan karakterini iyileştiren bir faktör oldu. Başlarda çatışıyorlardı ama beraber vakit geçirdikçe, değişti durum.

- Diziye sonradan dahil olmanın zorluklarını yaşadınız mı?

11’inci bölümde dahil oldum. Tabii ki negatif yanı da var, pozitif yanı da. Oturmuş bir ekip var, bu başlarda biraz tedirginlik veriyor. Ama yönetmenimiz ve oyuncu arkadaşlarım çok içtendi. Aralarına dahil olmak kolay oldu.

1 - 2 bölümde o tedirginliği attım, set dışında da görüşüyoruz. Çok pozitifler. Zaten sette negatif olmak çok kötüdür, sizin de enerjiniz düşer, konsantrasyonunuz bozulur. O anlamda herkes işini çok seviyor ve çok başarılı.

Oyunculuk büyük tutku

- Oyunculuk aşkınız çocukluktan mı geliyor?

Çocukluktan gelmiyor. Çocukluktan gelen, basketbol aşkım. Oyunculuk, daha sonra fark ettiğim ve içimde olduğuna inandığım bir şey. Çok büyük bir tutkuyla bağlandım. Basketbola da hâlâ aynı tutkuyla bağlıyım ama tabii zaman geçiyor, tercih yapmak durumunda kalıyorsunuz. Hayat önüme oyunculuğu çıkardı ve bu yolda ilerlemeye devam edeceğim.

Benim için çok büyük bir tutku. Herhalde hayatım boyunca hiçbir şeyi bu kadar sevemem.

- Kendinizi yeni jönler arasında görüyor musunuz?

Evet görüyorum ama her oyuncuda olduğu gibi benim de çok fazla eksiğim var.

Her sahnemi tekrar tekrar izleyip nerede eksik yapmışım diye bakıyorum, düzeltmeye çalışıyorum. Tamamen kendimle ilgili problemlerim var.

- Hırslı bir tip misiniz?

Biraz hırslıyım ve bu da çok normal. Yıllardır basketbol oynuyorum, farklı kulüplerde, takımlarda profesyonel olarak da yaptım. Sporun kattığı bir şey hırs ve disiplin.

- Yakışıklılığın oyunculukta avantaj olduğunu düşünüyor musunuz?

Tabii görsel bir iş yapıyoruz, illa ki avantajı vardır ama bir yerden sonra eğer içini doldurmazsanız ya da üstüne bir şey koymazsanız avantajı kalmıyor. Ben de üzerine bir şeyler koyduğumu düşünüyorum ki, buralara kadar gelebildim.

‘Hep iyisini istiyorum’

- Popüler olduğunuzu hangi projede hissettiniz?

Kademe kademe gelişti. ‘Umutsuz Ev Kadınları’nda da vardı. O karakter de sevildi ama ‘Kaçak Gelinler’le çok büyük bir seyirci kitlesi edindim. İyi bir şey çıkacağını biliyordum ama bu kadar iyi olacağını tahmin etmemiştim. İki sene üzerinden geçti ama hâlâ diziyle ilgili mesajlar alıyorum. Selim ve Şebnem karakterleri çok sevildi.

- ‘Kaçak Gelinler’in sinema filmi çekilecekti, o projeye ne oldu?

Çok istedik ama vakit olmadı. Biraz ikinci planda kaldı. İnşallah olur, seyirci hazır gibi.

- Kariyeriniz adına neler planlıyorsunuz?

Bitmek tükenmek bilmeyen bir yetememe duygusu var. Hep daha fazlasını, daha iyisini istiyorum. Bu düşüncenin, bu hırsın beni çok iyi yerlere getireceğini düşünüyorum. Eğer her şey düzenli devam ederse, kendi filmimi çekmek istiyorum. Yönetmen olarak, senaryosunu da benim yazdığım bir film olacak. Oyunculuğu çok seviyorum, kariyerime bu yönde devam edeceğim ama öyle bir hayalim var.

‘Bazen nefes almanız bile zorlaşıyor’

‘Kaçak Gelinler’ dizisi bir romantik komediydi. O projeden ‘Kırgın Çiçekler’e geçmek benim için büyük duygu değişimi oldu. Role hazırlanırken, düşünürken yoruluyordum. İşimiz gereği canlandırdığımız karakterleri düşünmek zorundayız. Saatlerce belki...

Bazen nefes almanız bile zorlaşıyor, ciddi söylüyorum. Ama hayatın içindeki her duygu çok güzel. Role hazırlık oyuncuyu meraklandıran ve heyecanlandıran kısım. Bir de çok farklı bir karakter canlandırdım.

Gökhan karakterinin yakınından geçen bir rol daha önce oynamamıştım. Çıkan sonuçtan memnunum.
Konular Röportaj