Genç Aylin herkesi çok duygulandırdı

LÖSEV'in reklam filminden çok etkilenen üniversiteli Aylin Özel, 10 yılda beline kadar uzattığı saçlarını kazıttırdı ve soluğu lösemili çocukların yanında aldı.

Genç Aylin herkesi çok duygulandırdı
Sabah'tan Sinan Aydın'ın haberine göre Erzurum Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Almanca Öğretmenliği 4'üncü sınıf öğrencisi Aylin Özel, Lösemili Çocuklar Vakfı'nın "Bu gece uyumadan önce elimi siz tutar mısınız?" spotuyla hazırladığı reklam filminden çok etkilendi.

Radikal bir karar alan genç kız, önce 10 yıldan fazladır özenle bakıp beline kadar uzattığı saçlarını kazıttı. Kuaförden çıkar çıkmaz da başına bir peruk takıp, çocuk onkoloji servisine koştu. Enfeksiyon riski nedeniyle ziyaretin yasak olduğu servise özel izinle giren Aylin, hasta çocuklarla tanıştı. Onlarla sohbet edip moral veren genç kız, ardından çocukların şaşkın bakışları arasında, bir anda başındaki peruğu çıkardı.

HEDİYELER VERDİ, SOHBET ETTİ

Bu jestten büyük mutluluk duyan çocuklarla kısa zamanda kaynaşan Aylin, aldığı boyama kitabı ve renkli kalemleri de çocuklara vererek, onlarla uzun süre sohbet etti. Hastane koridorları belki de aylar sonra ilk kez çocukların kahkahalarıyla çınladı. Uzun tedavi süreçleri nedeniyle farklı bir yüz görmenin mutluluğunu yaşayan çocuklardan Hilal Akarsu, bir ara "Dokunabilir miyim?" dediği Aylin ablasının başını okşadı.

'FARKINDALIK OLUŞTURDUM'

Aylin de yeni arkadaşlarının başlarına dokunarak yalnız olmadıkları mesajını verdi. Saçları dökülmeden önce çektirdiği fotoğraflarını cep telefonundan Aylin ablasına gösteren Hilal, "Yine ziyaretime gelir misin? Gelirsen bana uzun peruk getirir misin?" diye sordu. "Sen ne zaman istersen yanındayım" diyen Aylin, ertesi gün bir peruk alıp Hilal'in istediğini de yerine getirdi.

Sırada ise oyuncak araba isteyen bir çocuğun dileğini yerine getirmek var. Aylin Özel, yaşadıklarını ve hislerini ise şöyle anlattı: "Televizyonlarda yayımlanan LÖSEV'in reklamındaki çocuk, 'Bu gece uyumadan önce elimi siz tutar mısınız?' deyince çok etkilendim. 'Benim başıma gelse ne yapardım' diye düşündüm. Kendimi onlara yakın hissettirecek bir şey yapmalıydım. Aynı gün kuaföre gidip 10 yıldır özel uzattığım saçlarımı kazıttım. Arkadaşlarım önce çok şaşırdı ama onlar da saçlarını kazıtmayı düşünmeye başladı. Aileme haber verdiğimde de annem ilk anda şok geçirdi. Ama nedenini duyunca çok hoşlarına gitti ve bana destek oldular. Bence bir birey olarak görevimiz bu. Sadece kendimiz değil başkaları için de yaşamalıyız. Bu hastalığın başımıza gelmesi gerekmez. Bu konuda herkesin bir şeyler yapması gerektiğine inanıyorum. Ben sadece 'Ah, vah' eden biri olarak kalmak istemedim ve bir başlangıç yaptım. Bu sayede hiç olmazsa kendi çevremde bir farkındalık oluşturdum bu da bana manevi bir huzur verdi. Sonuçta üniversite öğrencisiyim, maddi imkânlarım belli. Keşke elimden daha fazlası gelse..."