General'in "Paşa" dediği Kuzu'dan FETÖ itirafları

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konakladığı otele saldırı düzenleyen Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığının "üs imamı" Astsubay Başçavuş Zekeriya Kuzu'nun ...

General'in "Paşa" dediği Kuzu'dan FETÖ itirafları
Milliyet'te yer alan habere göre Fetullahçı Terör Örgütü'nün  (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip  Erdoğan'a suikast girişiminde bulunanlardan Astsubay Başçavuş Zekeriya Kuzu,  savcılık ifadesinde darbecilerin FETÖ bağlantısı, suikast planının ayrıntıları ve  sonrasında olay yerinden nasıl kaçtıklarına dair bilgiler verdi.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı  Marmaris'teki otele suikast için gidenler arasında yer alan Çiğli 2. Ana Jet Üs  Komutanlığının "Paşa lakaplı üs imamı" olduğu iddia edilen Kuzu, yakalandıktan  sonra Muğla Cumhuriyet Başsavcılığındaki ifadesinde FETÖ ile Konya'da görev  yaptığı 2005-2006 yıllarında tanıştığını, İzmir'e tayini çıktığında da Bornova'ya  gelen bu kişinin kendisini "Öğretmen Arif" olarak tanıtan başka bir kişiyle  tanıştırdığını belirtti.

srarla soy ismini öğrenmek istediği bu kişinin kendisine bu yönde  bilgi vermediğini, soru sorulmamasını rica ettiğini kaydeden Kuzu, "Arif ile  yaptığımız sohbetlerde artık Fetullah Gülen'in ismi geçtiği gibi kitaplarını da  okuyorduk. 2012 yılı temmuz ya da ağustos ayına kadar bu şekilde buluşmalarımız  devam etti. O dönemlerde bana tayininin çıktığını söyledi. Israrlarıma rağmen  nereye çıktığını söylemedi. Arif, bundan sonra görüşeceği kişi olarak 'Tahir'  isimli, yine öğretmen olduğunu söyleyen bir kişiyle tanıştırdı. Tanıştığım bu 3  kişinin de ortak özelliği telefon kullanmamalarıydı." şeklinde konuştu.

İfadesini alan savcının sorusu üzerine "Paşa şeklinde bir lakabım  yoktu. Bu şekilde bana sadece 2. Ana Jet Üssü Komutanımız (Tümgeneral) Kubilay Selçuk hitap eder." diyen Kuzu, dini sohbetlere katılan Yavuz, Arif ve Tahir'in  üssün içinde olup bitenlerden haberdar olduklarını, kendisine de zaman zaman bazı  istihbaratlar verdiklerini, buna göre görevlendirmeler yaptığını söyledi

"HOCANIN BAŞKA İŞİ YOK MU, PARA DAĞITIYOR"

Bir dolarlık banknotlarla ilgili soruyu da cevaplandıran Kuzu, şunları anlattı:

"Bu dolarları 'Arif' diye bahsettiğim kişi verdi. Uzun bir süre önce (2008 veya 2010 yılı olabilir) bir sohbetimiz sırasında Arif bana bir dolarlık  banknot verdi. Bu parayı Amerika'da bulunan Fetullah Gülen'in gönderdiğini,  bereket olsun diye bu parayı cüzdanımda taşımam gerektiğini söyledi. Ben de  gırgır olsun diye 'Hocanın başka işi yok mu, para dağıtıyor' şeklinde cevap  vermiştim.

Bunun üzerine ben de aldığım parayı cüzdanımda saklamaya başladım. Bu para halen Çiğli 2. Ana Jet Üssündeki 621099 plakalı askeri araçtaki cüzdanımda  bulunur. Aramızda daha sonra bu parayla ilgili bir sohbet geçmedi. Paranın seri  numarasıyla ilgili de herhangi bir bilgim bulunmamaktadır."


MARMARİS SALDIRISININ DETAYLARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast için giden timin başında olduğu  belirtilen Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ile Çiğli 2. Ana Jet Üs  Komutanlığındaki Muharebe Arama Kurtarma (MAK) biriminde albay rütbesiyle görev  yaptığı dönemde tanıştığı bilgisini veren Kuzu, ifadesinde Marmaris'teki  saldırının detaylarını da paylaştı.

Darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz günü Taner Binbaşı'nın kendisini  arayarak Gökhan Paşa'nın üsse geldiğini ve Ramazan Elmas Albay'ın odasında  olduğunu haber verdiğini ifade eden Kuzu, Ateş'in kendisine bir görev olduğunu, 36 kişilik malzeme ayarlamasını istediğini aktardı.

Görevin ne olduğunu sorduklarında Sönmezateş'in hava fotoğrafı  gösterdiğini kaydeden Kuzu, şu bilgileri verdi:

"Sönmezateş, bize bu fotoğrafın bulunduğu yerde üst düzey bir PKK'lı  yöneticinin olduğunu ve bunu alacağımızı söyledi. 'Ekibin genç ve toplama ve bu  işin nasıl olacağını' sorduğumda bana bununla ilgili uzun zamandır hazırlanan  özelci bir ekibin olduğunu, bizim artçı görev yapacağımızı söyledi. Bu sayede  arkadaşların tecrübe kazanacağını belirtti. Sonra göreve 'hayır' diyen personel  olup olmayacağını sordu. Biz de personeli motive edeceğimizi söyledik ve yanından  ayrıldık. Saat 19.00 civarı Taner Binbaşı, Gökhan General'in çağırdığını söyledi.  Yanına gittiğimizde tedirgin ve morali bozuktu. Görevin iptal olduğunu, herkesin  evlerine gidebileceklerini söyledi. Ben de üzerimi değiştirmek için Hasan  Üsteğmen'le Kaklıç'a gittim. Kendisiyle çay içerken Taner Binbaşı beni aradı.  Derhal gelmemizi istedi. Dönüp Gökhan General'in yanına çıktık. Kendisi  misafirlerin geleceğini, göreve bugün çıkabileceğimizi ancak gelecek misafirlerin  ilk başta beklenilen sayıda olmadığını, bizim ekip dahil 27 kişilik malzeme  hazırlamamız gerektiğini söyledi.

Bir Skorsky, 14 civarında özel kuvvet personeli indirdi. Onları  arabamıza alarak malzemeliğe götürdük. Liderleri daha önceden tanımadığım Şükrü  Binbaşı'ydı. Gökhan General, Şükrü Binbaşı'ya 'Bu işin erbabı sizsiniz, bundan  sonra biz size tabiyiz' dedi. Şükrü Binbaşı, belirlenen makineli tüfekçilere hava  fotoğrafı üzerinden görevlerini anlatıyordu. Kursiyerlerin de önünde bir terör  örgütü liderini almaya yönelik operasyon yapılacağını söylediğini öğrendim. Bu  nedenle helikopter başına giderken kursiyerler yanımıza gelip 'Biz de gelelim'  şeklinde coşkulu şekilde talepte bulunuyordu."


Kuzu, "O esnada Gökhan General'in uçuş ekibine bağırdığını duydum.  Yüksek sesle, emirleri Genelkurmay adına Hulusi Akar'dan aldığını, derhal  kalkmaları gerektiğini söylüyordu. Bu esnada kim olduğunu hatırlamıyorum ancak  bizim ekipten biri bana 'Cumhurbaşkanı'nı almaya gidiyormuşuz' dedi. Ben de bu  durumu içerisinde bulunduğum helikopterin teknisyenine sordum. Kendisi bana baş  parmağını kaldırarak 'tamam' işareti yaptı." diye konuştu.

Marmaris'e geldiklerinde buranın fotoğrafının kendisine gösterilen yer  olmadığını anladığını, yerleşim yeri olduğunu, helikopterden inen özel kuvvetler  ekibinin havaya ateş ederek sivilleri uzaklaştırdığını anlatan Kuzu, 50 metre  önlerinden giden özel kuvvet ekibinin çatışmaya başladığını, silah sesleri duyduğunu söyledi.

Kuzu, "Villadan birisini çıkartıp bize doğru getirdiklerini gördüm. Şükrü Binbaşı, orada bulunan villanın içerisindekilere 'Teslim olun, yoksa roket  atacağız' diye bağırıyordu ancak yanımızda roket yoktu. Bu şekilde bağırdıktan  bir süre sonra el bombasına ait olduğunu düşündüğüm patlama sesi duydum."  ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı korumalarının bulunduğu odaya girerek bir tüfek ve  tabanca aldığını, başka bir şey yapmadığını iddia eden Kuzu, sürekli telefonla  konuşan Şükrü Binbaşı'nın, "Buradan derhal kaçmalıyız, helikopter gelmiyor."  sözleri üzerine olay yerinden uzaklaşmaya çalıştıklarını ancak ateş altında  kalınca Taner Binbaşı ile bir otele girdiklerini anlattı.

Yanlarına gelen gelen özel kuvvet ekipleriyle kumsala indiklerini, oradaki evin içine girdiklerini aktaran Kuzu, burada da ateş altında  kaldıklarını, silahını sürünürken kumsalda bıraktığını, önlerine gelen özel güvenlik görevlisinin tarifiyle ormanlık alana doğru ilerlediklerini ifade etti.

Yaklaşık birkaç saat yürüdükten sonra mola verdiklerini kaydeden Kuzu, "Şükrü Binbaşı, bize Gökhan General ve ekibinin muhtemelen öldürüldüğünü,  helikoptere yakıt alamadıklarını söyleyerek, bundan sonrası için hayati idame  yapacağımızı söyledi. Kaçtığımız dönemde bizi yanına alan, yiyecek-içecek veren,  konaklama imkanı sunan kimse olmadı. Kendi başımıza hayatımızı sürdürdük." dedi.

"HİZMET HAREKETİNDEN OLMAYAN VAR MI?"

Kuzu, "Bir dinlenme sırasında İsmail Yüzbaşı isimli özel kuvvetçi bize  dönerek, 'Burada hizmet hareketinden olmayan var mı?' diye sordu. Kimseden cevap  gelmedi. Bu konuşma olduğu sırada biz 18 kişiydik." ifadelerini kullanarak, daha  sonra MAK grubundan ayrılarak kaçmaya devam ettiklerini bildirdi.

Marmaris saldırında polisi şehit eden kişinin Şükrü Binbaşı olduğunu  öne süren Kuzu, Şükrü Binbaşı'nın kendisine ve ekibe polisi kendisinin  öldürdüğünü, kendisi ateş etmese polisin ona ateş edip öldüreceğini söylediğini  net şekilde duyduğunu söyledi.

Kuzu, güvenlik güçlerinden kaçtıkları sırada birkaç kez teslim  olmaları yönünde teklifinin olduğunu ancak yine Şükrü Binbaşı'nın bu teklifi  polisin kendilerini gördüğü yerde öldüreceği gerekçesiyle kabul etmediğini  savunarak, rahatsızlanan Taner Binbaşı'yı hastaneye götürmek istediklerini, bu  sırada da yakalandıklarını anlattı.

"ASTSUBAYLARIN AĞZI GEVŞEK"

Kuzu, FETÖ içerisinde faaliyet gösteren askerlerle ilgili de önemli  bilgiler verdi.

FETÖ'ye mensup kişilerin isimlerinin sorulması üzerine Kuzu, "Ben bu isimlerin hepsini tanıyorum. 57 kişi olarak belirttiğim kişilerin bu yapı  içerisinde faaliyet gösterdiğinden eminim. Diğer 23 kişinin ise bu yapı içinde  olduklarını duydum ancak emin değilim." dedi.

Kuzu, birlik içerisinde bu kadar kişiyi tanımasının sebebini de şöyle  açıkladı:

"Normalde bu yapı 'tedbir kavramı' ile adlandırılan, kimsenin kimseyi  tanımadığı, daha doğrusu hiçbir hizmet erbabının bağlı olduğu ağabeyi dışında  kimseyi tanımadığı bir güvenlik tedbiri alır ancak astsubaylar olarak bizim en  büyük zaafımız ağzımızın gevşekliğidir. Tedbir kavramına çok dikkat etmeyiz.  Hizmet hareketinin içinde olduğunu düşündüğümüz bir astsubay varsa gider, onunla  konuşur ve kendimizi de ifşa ederiz. Ben üs astsubayı olduğum için çok sayıda  astsubay gelip kendisinin de bu gruptan olduğunu bana anlatmıştır. Öte yandan, Taner Binbaşı'nın bana 'Hocam' diye hitap ettiği doğrudur ancak bu hitap tarzı bu  yapıyla ilgili değildir. Havacılıkta mesleğinde temayüz eden kişilere bu şekilde  hitapta bulunulabilir. Ayrıca, bizim kursiyerlerimiz bulunduğundan da "Hocam" diye hitap edildiği görülmektedir."

"Olaylar nedeniyle üzüldüğümü beyan etmek isterim." diyen Kuzu, ifadesindeki itirafları nedeniyle can güvenliğinden endişe etmediğini, diğer  arkadaşları ile aynı muameleye maruz kalıp, aynı yerde kalmak istediğini belirtti.