Gökhan Alkan'dan aşka dair sözler

"Seviyor Sevmiyor" dizisinin Yiğit’i Gökhan Alkan'dan çarpıcı açıklamalar...

Gökhan Alkan'dan aşka dair sözler
Sözcü'den Yüksel Şengül'ün röportajı...

‘EFSANE BİR DİZİ OLMUŞTU'


– Ekranda çok yaz dizisi var. Seviyor Sevmiyor nasıl bir dizi?
İlk tepkiler çok güzel. Seviyor Sevmiyor hit olacak bir pop şarkısı.. Sözlerine dikkat ettiğimizde kendi içinde dramatik bir yapısı vardır, düşündürür. Ön yargılı olmayıp diziyi izleyen herkes dizide kendinden bir şeyler bulacaktır.

– Daha önce yaz dizilerinde oynamış mıydın?
Evet. Günümüzün Gülen Gözler'i, Neşeli Günler'i, Aile Şerefi filmlerinin tadında olan Kocamın Ailesi de yaz dizisi olarak başlamıştı ve 57 bölüm süren bir efsane dizi olmuştu. Kocamın Ailesi'nden sonra Seviyor Sevmiyor'un hedefi de inşallah efsane dizi olmaktır.

– Yiğit nasıl birisi, onu en iyi sen anlatabilirsin?
Yiğit çok kırılgan. İşi ve kariyeri, hayatının merkezinde. Psikolojide ‘zeigarnik etkisi' diye geçen “yarım kalan işler tamamlanmışlardan daha kolay ve net hatırlanır” durumu yaşıyor tam olarak. Çocukken onun her zaman yanında olan tek kişiyle belki bir şey yaşanacaktı. Belkileriyle yaşıyor. Derken ilk aşkıyla karşılaşıyor. Çocukken çok ezildiği için korkularını bilgisinden aldığı gücünün arkasına gizliyor ve buz gibi bir duruş sergiliyor. Aşkı dolu dolu yaşamaya başladığında çok farklı olacak.

‘ANI KAÇIRMAYIN, GARANTİ YOK'

– Var mı ortak yanlarınız?
Tabii ki ortak yanlarımız var. Ama en benzer yanımız, disiplinli ve işine saygılı duruşumuz. Çalışmak en büyük ibadet ve ben işini en doğru şekilde yapan, insan olabilmek için savaşan bir adamım.

– Gökhan Alkan romantik midir, duygusal mıdır?
Tadında bir romantiğim. Ne çok romantik olup kendimi ve karşımdakini sıkarım, ne de hiç romantik değilim deyip içimden gelen duyguların, eylemlerin önüne geçerim. Bence sevip, sevmediğimizi her konuda hemen belli etmemiz lazım. Anı kaçırmayalım. Garantisi yok. Sinema, haz…Dizi, gerçektir.

– Geçen yıl, Defne'nin Bir Mevsimi ve Organik Aşk Hikayeleri adlı iki film çektin. Bu yıl var mı sinema projesi?
Defne'nin Bir Mevsimi, sanat filmiydi. Mehmet Öztürk'ün yönettiği, Antakya'nın birleştirici coğrafyasında bir ayrıştırma hikayesi. Festivallerde gösterilecek inşallah. Bu haklı gururumu ilk paylaştığım yer de siz oldunuz. Kış aylarında gösterime gireceğiz. Organik Aşk Hikayeleri de deneysel sinema akımı içinde özgün bir iş. Keyifle çalıştık ve nasıl bir iş çıkacağını merak ediyorum. Şu an netleşen bir proje yok.

– Tiyatro, sinema ve diziler… Senin için önem sırası nasıl olabilir?
Tiyatro; özgürlük. Sinema; haz. Dizi; gerçek. Gerçeklerden vazgeçip özgürlük ve hazzı elde edebilmek mümkün değil. Hepsi önemli. Sıra yok, seçilmiş ihtiyaçlar var.

Artık duygular bile kirlendi

– Dizide sana eşlik eden Zeynep Çamcı'yla nasıl bir sinerji oluşturdunuz?
Zeynep, ‘Burçlarımız ve yükselen burçlarımız aynı, birbirimize de benziyoruz, mükemmel bir cast çalışması olmuş' dedi. İçten, işini iyi yapan tam bir profesyonel. Sevdim Zeynep Çamcı'yı. Karakteri Deniz Aslan. Saç modeli onun söylemiyle aslan baş ve benim için de aslan partner.
Dizide Deniz'le Yiğit aşklarını 15 yıl sonrasına taşıyabiliyor… Günümüzde bu pek mümkün görünmüyor…

Yiğit ve Deniz o kadar temiz ve saf duygulara sahip ki, onlar için 15 yılın önemi yok. Günümüze gelirsek. Artık duygular da dahil olmak üzere yediğimiz içtiğimiz şeyler bile kirlendi, saflık temizlik tarih oldu. Bu açıdan bakınca, evet, böyle bir aşk filmlerde olabilir.

Oyuncunun söylenme hakkı yok

– Dizideki Yiğit'in aşkını biliyoruz… Gökhan Alkan'ın kalbi ne durumda, aşk var mı?
Merak edilen şekilde bir aşk yok. Süt ekşi çıktı diye yoğurda önyargılı olmamak lazım. O sütten yoğurt yapmaya çalışan biziz sonuçta. Akıl egemen olmadan aşkın da bir kıymeti yoktur. Başa bela olur. Aşkı akılla kontrol etmek lazım, yoksa tamamen hislere bıraktık mı biteriz.

– Dizilerin çalışma koşulları seni de bezdiriyor mu?
Koşullar zor ama bezdirmiyor. Bu konuma gelebilmek için çok çalıştım. Söylenmeye hakkım yok. Setlerde canından bezdiğini dile getirebilecek son ekip oyunculardır. En çok çalışan kamera arkası emekçileri olduğu için söylenme hakkı yalnız onlarındır.

– Bugüne kadar hiç papatya falı baktın mı?
Papatya falı bakmadım, bilmem ama en nihayetinde sonucun ne olmasını istiyorsanız onun için papatyanın yapraklarını yolmak yerine falın muhatabına vermek, şansı öyle denemek daha gerçekçi geliyor bana. Abi papatya falını bir yana bırakalım da biz dilek taşından medet uman bir milletiz.
Konular Röportaj