Güvenlik Uzmanı Mete Yarar: "Tıraşlı DEAŞ PKK safında"
Güvenlik uzmanı Mete Yarar dan çarpıcı açıklamalar...
YPG, ABD’nin yardımıyla Rakka’dan alkışlarla uğurladığı DEAŞ’lılar
ile ittifak yaptı.
TSK’nın başarılı hava operasyonlarıyla art arda darbeler vurduğu
YPG’yi teröristler, Rusya’dan istediği desteği alamayınca DEAŞ’lı
teröristlerle iş birliği yapmaya başladı. Rakka’da Amerika’nın
öncülüğünde iş birliği yapan DEAŞ ve YPG’li teröristler el
sallayarak kentten ayrılmıştı.
Birlikte çarpışıyorlar
Başbakan Yıldırım dün kirli ittifakı şöyle anlattı: "Orada
şu propaganda yayılmaya çalışılıyor; ‘Burada DEAŞ yok’. Şunu asla
aklımızdan çıkarmayalım, DEAŞ burada. Çünkü DEAŞ’a Rakka’dan yol
verdiler, buraya gelmesine izin verdiler. Şu an birlikte
çarpışıyorlar. Bunların birbirinden farkı olmadığını zaten dünya
biliyor."
Star Gazetesi'den Fadime Özkan'ın sorularını
yanıtlayan, güvenlik uzmanı Mete Yarar da aynı konuya
değindi.
PKK-PYD tereyağından kıl çeker gibi
temizlenecek
- Afrin operasyonu nasıl olacak size göre?
Fırat Kalkanı çok uzun bir süpürme harekatıydı, bu çok daha dar ve
çevrelenmiş bir yerde olduğu için çoğunlukla askerin ayağını
basmadan temizlik yapılacağını düşünüyorum. Sihalarla. Özel kuvvet
personeliyle ve zaman zaman da istihbarat yoğunluklu operasyonla.
Siville terörist ayrılacak. Bir ev düşünün şehrin içinde ve tamamen
cephanelik. Nasıl uçurabilirsiniz havaya? Bütün mahalle ayakta
kalır ama o ev aşağıya iner, onun bir tekniği var, tereyağından kıl
çekmek gibidir. Bu yüzden daha ince, nokta nokta çalışacaklar. O
yüzden de iş uzayacak. Nereden baksanız bölgede 400 bin insan
yaşıyor çünkü.
Afrin Operasyonu neden önemli?
Afrin önceden de önemliydi. 90’larda PKK Kandil’e yerleşmemişken,
ABD Çekiç Güç’le PKK’ya şemsiye sağlamamışken Beka vadisinde eğitim
alıyor, Amanoslar üzerindeki bağlantı yerlerine geçiyorlardı. İlk
güzergahları Afrin’di. Siyasi anlamda destek aldıkları yerlerden
birisi Afrin’di. O dönem bir müddet bölgede görev yaptım.
Türkiye’de öldürülen teröristlerin nasıl defnedildiğini dürbünlerle
izlerdik. PKK’da Suriye kökenliler yüzde 30 civarındadır. Çoğunluğu
da Afrin’dendir. Afrin PKK için önemli bir lojistik merkez. Militan
anlamında da öyle. Amanosların ve Suriye’ye kadar olan alının
güvenliğini sağlamak istiyorsanız Afrin’de PKK olmamalı.
SUİKASTLER YAPTILAR
- PKK’nın Afrin’i ilk gasp ettiği tarih 2012 miydi?
2012’den beri yerleşik vaziyetteler. Bölgedeki aşiret ve dini
liderleri öldürdükleri yerdir Afrin. Onlar için iki yer önemli.
Diğeri Kamışlı. Nüfus olarak orada fazlalar. İlk isyan
girişimlerine başladıkları yer Kamışlı ve Afrin’dir.
- Esed PKK’nın 2012’de Afrin’e el koymasına izin verdi mi?
Gücü mü yetmedi?
Müsaade etmedi, birçok tutuklama yaptı. Bizim iyi olduğumuz
dönemlerdi ve PKK’lıların Türkiye’ye teslim süreçleri o dönemde
yaşanıyordu. Seri şekilde 7-8 çok önemli, Türkiye ile yakın olan ve
Türkiye ile sorun yaşamak istemeyen dini ve aşiret liderini
öldürdüler, suikastlerle.
HORMONLU PKK-PYD
- Geçen altı yılda PKK eğitim ve donanım desteğini aldı ABD’den.
Afrin’de nasıl bir PKK var karşımızda?
Organik olmayan bir PKK var. Doping yapan sporcu gibi. Doğal
sürecin dışında popüler edilmiş, silahlandırılmış, güçlü
gösterilmeye çalışan bir örgüt. Ama biz şişirildiğini biliyoruz.
İlk karşılaşmalar Münbiç operasyonunda, el-Bab’da oldu. O dönemde
de silahlandırılmıştı PKK.
10 SN DİRENEMEDİLER
- Nasıldı karşılaşma?
10 saniye bile direnemediler. Bugün de çok fazla direneceklerini
düşünmüyorum. Ama bir asker kaybı bile Türkiye için önemli. Bu
yüzden süreci uzatmaya, içerde tartışmayı yükseltip Türkiye’nin
sabrını ölçmeye çalışacaklar. Ezici çoğunluk Afrin operasyonu
yapılsın diyor. Kobane zamanındaki gibi ses yükseltmeye çalışanlar
da olacaktır ama ben Mardin’de Diyarbakır’da olay beklemiyorum.
- Batı şehirlerinde mi bekliyorsunuz?
Kaos isteyenler olacaktır. Etnik, mezhepsel bir kimlik vermiyorum.
Son yaşananlara baktığımda çok üzülüyorum. Yaşadığımız vatanın bir
bütün olduğunu unuttuğumuz oluyor. Siyaseten bir kişiyi aşağıya
çekebilirsiniz ama vatanı aşağıya çektiğinizde kendi zemininizi
aşağıya çekiyorsunuz. Tayyip Bey üzerinden vatanı da aşağıya
çekmeye çalışıyorlar. Ben bu kadar bel altı vuruşların olduğu bir
dönem hatırlamıyorum. Türkiye’yi yıpratmayı tercih ettiğinizde
bunun adı başkadır.
VATAN HAİNLİĞİDİR BU!
- Bunun adı nedir?
Vatan hainliği! Çünkü bu iş uzadığında ölecek olanlar, bizim
evlatlarımız, arkadaşlarımız, bizim için görev yapan insanlar.
Kayıplarımız bizim kayıplarımız. Afrin bölgesine PKK geldikten
sonra bölgeyi terk eden Kürt, Arap ve Türkmenlerin sayısı 250 bin.
PKK Kürtleri temsil ediyorsa neden Kürtler geri dönmüyor?
Kobani’den Türkiye’ye 300 bin mülteci geldi ve PYD yönetimindeki
Kobani’ye dönmedi. Barzani’ye sığınan Kürtler de dönmedi geri.
Türkiye Fırat Kalkanı’nı yapınca bölgede nüfus 10 kat arttı. Çünkü
PKK bölgede etnik süpürme yapıyor. Kendisinden olmayan Kürtler,
Araplar ve Türkmenlerin bölgede yaşamasına müsaade etmiyor. Türkiye
Afrin’e huzur götürecek.
EZİCİ VE YIKICI ÜSTÜNÜZ
- PKK dopingliyse askeri olarak zayıf mı yani?
Kendisini çok hormonlu görebilir ama Türk Silahlı Kuvvetleriyle
karşılaştırılamaz. Barzani kendisini en güçlü hissettiği dönemde 12
saat direnebildi. Bu iş öyle kolay değil. Eline silah verdiğinizde,
üç aylık eğitimle bir yerden bir yere gelemezsiniz. Türk ordusunun
gerçekten söylüyorum; ezici ve yıkıcı bir üstünlüğü var. Bunu PKK
için değil herhangi bir bölgesel ülke ile ilgili de söylüyorum.
ASKERİMİZ CANINI DEĞİL VATANA VERECEĞİ
ŞANI DÜŞÜNÜR
- Askerin morali nasıl? Nasıl hazırlanılır bir
operasyona?
Türk Silahlı Kuvvetleri yapı olarak bunu her gün yaşar. Bir İsviçre
ordusu değil, her gün çatışma ortamında bu coğrafyada. Tatbikat
yapmıyor, çünkü zaten yaşıyor. Canını ortaya koyduğu çatışma
ortamlarından buraya geldi askerlerimiz. Bu tecrübeye sahip dünyada
tek ordu var, o da ABD. Başka eş değerde bir ordu yok. Bütün
personeli çatışma ortamından geçmiş, eğitim-savaş tecrübesi olan
başka ordu yok. Operasyona giderken havası şudur askerlerin:
“Vatanın bize ihtiyacı var, dün Hakkari’de vardı, bugün
Afrin’de var. Ben bu vatana nasıl hizmet edebilirim”.
Bu değişmez. Gittikleri toprak parçasından çok bu vatana ne kadar
şan ve şeref vereceklerine bakarlar.
- Kendi hayatları, aileleri, hayalleri gelir mi
akıllarına?
El-Bab’da şehit olan askerlerin tamamına yakını yaralıydı.
Yaralılar yarasının özelliğine göre 45 gün evine giderler ama hiç
biri evine gitmedi. Tedavi süresinde evine gitmeyip görev yerine
dönen insanlarla karşılaştım. Özel kuvvet personeli ve komando
birliğinden gelen. Hepsinin söylediği şuydu, birebir duyduğum için
söylüyorum: ‘Lütfen hemen tedavi edin, orada adama ihtiyaç var,
elim hala silah tutuyor”. Çoğu nişanlısını görmedi, çoğu düğününü
ertelemişti şehitlerin. Çocuğunun doğumuna gitmemişti. Birçoğu
annesinin babasının veya ailesinden birisinin cenazesine
gitmemişti. Hiç biri izin kullanmamışlardı. El Bab’a gidenler
Yüksekova’dan gelmişlerdi.
Tıraşlı DEAŞ PKK safında
- DEAŞ aniden buharlaştırıldı. Bir kısmı ABD talimatı PYD eliyle
Rakka’dan güvenli şekilde çıkarıldı. DEAŞ’ın kılık değiştiren bir
yapı olduğunu da biliyoruz, nasıl ortaya çıktığını da. Bu açıdan
DEAŞ’lıları tıraş edilmiş olarak PYD’lilerin arasında karşımızda
görme ihtimalimiz var mı Afrin’de?
Var! Net sordunuz net cevaplıyorum. PYD-DEAŞ ilk defa işbirliği
yapmadı. Rakka operasyonu sırasında DEAŞ PYD’lilerin arabasıyla
taşındı. Deyrizor’a götürüldüler. Deyrizor DEAŞ, PYD adına Esad ve
Rus güçlerine saldırdı. Bugün farklı bir şey olacağını beklemeyin.
PYD içerisinde yüzlerce DEAŞ’lı olabilir. PYD içinde yabancı ülke
vatandaşları da var. Bir kısmı eski asker, özel birliklerde
yetiştirilmiş. Bir sürü ajan var, parayla tutulmuş eğitim için
getirilmiş insanlar, danışmanlar var. Coğrafya o kadar kirletildi
ki temizlemeye çalışan bir tek Türkiye var. Türkiye’ye bu kadar laf
söylenmesine inanın bazen dayanamıyorum.
Barış Suriye’ye Afrin’den
gelecek
- Türkiye Afrin’de ne yapmak istiyor? PYD’yi oradan tamamen kazıyıp
atacak mı?
Kazıyıp atamazsınız, sonuçta bir siyasi bağı da var. Ama Türkiye
silahlı gücünü atmak istiyor. Bakın burası bir İdlib değil, bir
Fırat Kalkanı Harekatı bölgesi değil. Burası ideolojik anlamda
PKK’ya yakın insanların yaşadıkları yer. Silahtan arındırır,
denetim altına alırsınız. Risk yönetilirse sorun olmaktan çıkar
denir. En azından kabul edilebilir bir noktaya getirmek,
Türkiye’nin amacı bu bence. Türkiye şunu yapmak istiyor ama: Fırat
Kalkanı, Münbiç ile beraber Afrin ve İdlib bölgesini eğer güvenli
hale getirebilirse Türkiye’deki mültecilerin yarısı bölgeye
dönecektir. Bu, Türkiye üzerindeki baskıyı azaltır. Buranın
kendisini toparlamaya başlamasıyla beraber Türkiye ekonomik anlamda
kazanmaya başlar. Şuan bölgenin en büyük sorunu elektrik. Münbiç
alınırsa elektrik santrali alınmış ve bölgeye elektrik verilmiş
olacak. O andan itibaren bölgede kalkınma başlar. Bölge zeytin
ağaçlarının, hayvancılığın olduğu çok verimli bir bölgedir. Suriye
barışı için iyi bir model.
Türkiye sınırında bir etnisitenin olmasına değil örgütün olmasına
karşı. Yoksa Afrin’de PKK’nın yaptığı gibi etnik süpürme
yapmayacak. Burada Kürtler yaşamaya devam edecek. ÖSO’da Kürtler de
var, Arap ve Türkmenler de.
İdlib’de çözüm yakın görünmüyor
- Astana ile birlikte İran, Rusya ve Türkiye garantör devletler
olarak İdlib’de güvenliğin sağlanmasında anlaştı. Pratik de
böyle. Ama her ülkenin Suriye planı farklı. Rusya ve İran
Esed kalsın Suriye’ye hakim olsun istiyor. Türkiye ise muhalifler
denklemde kalsın siyasi temsili olsun diyor. Dolayısıyla İdlib
düğümlendi mi?
İdlib’de handikap şu. Yalnızca ÖSO yok orada, Ruslar ve uzantıları
var. ABD bize “PKK ile mücadele gibi İdlib’deki el-Nusra ile
mücadelede ortak çalışalım” diyor. El-Nusra’yı DEAŞ ile eş değer
görüyorlar, Türkiye de terör örgütü olarak görüyor. İdlib
operasyonu askeri harekat değil intikal harekatıydı, Çatışmasızlık
alanına gözlemci sokmaktı. Bu iş zor. Askeri olarak süpürmek kolay
ama bir yerde istihbarat faaliyeti yapmak zordur. 14 kontrol
noktası kurmamız gereken yerde 3 buçuk tanesini kurabildik. Çünkü
çatışmalar çok yoğun. Oradaki gruplar kendi aralarında
anlaşamıyorlar ve artan bir gerilim var. İdlib sorunu yakın dönemde
çözülecek gibi görünmüyor.
Dualarımızda MİT mensupları da
olsun
- Askeri operasyon ya da terörle mücadele mevzuu olduğunda aklımıza
hemen askerimiz polisimiz geliyor ama sahada MİT mensupları da var
canını tehlikeye atan?
Aslında şehadetlerini de es geçiyoruz onların. Asker şehit
olduğunda tören oluyor. Maalesef Milli İstihbarat Teşkilatı
personeli başka bir coğrafyada şehit olduğunda belki cenazesini
bile getiremiyorlar. Orada defnediliyor. Veya Türkiye’ye getirip
sessiz sedasız defnetmek zorunda kalıyorlar. Onlar yaptıkları işi
de söyleyemiyorlar. Aileleri bile bilmiyor. Aslında çok zor bir
şeydir bu ama onlara öğretilen, hepimize öğretilen şey şudur
“Siz biliyorsunuz ya, sizin bilmeniz yeterlidir. Bu
vatan için ne yaptığınızı siz biliyorsanız, sizde o iman varsa
birilerinin size bir şey demesine gerek yoktur”.
Onlar öyle insanlar... Ama dualarımızı eksik etmemek, onları da
onurlandırmak lazım. Çünkü bazen duyduğumuz bazı şeyler oluyor,
insan çok üzülüyor...