Hande Doğandemir evliliğe yeşil ışık yaktı!

Son dönemin parlayan yıldızlarından Hande Doğandemir, Kanal D’nin yeni dizisi “Hayatımın Aşkı”yla ekrana döndü.

Hande Doğandemir evliliğe yeşil ışık yaktı!
Hürriyet'ten Büşra Bozok Aytek'in röportajı...

Hayırlı olsun... Nasıl gidiyor “Hayatımın Aşkı” çekimleri?

- Çok güzel gidiyor. Yoğunuz ama aynı zamanda çok da eğleniyoruz. Bu set bana iş gibi gelmiyor.

Şimdiye kadar hep yaz sezonunda başlayan dizilerde rol aldın. Bu tesadüf mü?
- Doğru, “Güneşi Beklerken” de öyle olmuştu. Tamamen tesadüf tabii... İnşallah bana uğurlu geliyordur. Yazın çalışmayı seviyorum (gülüyor).

Ama yaz tatili yapamıyorsun...
- Olsun... İşimiz keyifli gitsin de gerisi önemli değil, tatili ne zaman olsa yaparız. Zaten bir senedir dizi yapmıyorum, yani yeterince tatil yapıp dinlendim. Setleri özlemiştim, keyfim çok yerinde.

O zaman gelelim dizide canlandırdığın karaktere... Gökçe’yi senden dinleyelim mi?
- Gökçe fenomen olabilecek bir karakter bana kalırsa... Bir kere inanılmaz enerjik, insan öyle nasıl yaşar valla bilmiyorum. İzleyenler onun enerjisine yetişebiliyor mudur, onu da merak ediyorum.

Bu enerji mi çekti seni projeye?
- Sayılır... Daha senaryoyu ilk okuduğumda vuruldum Gökçe’nin enerjisine... Oyuncu için büyük bir şans böyle bir tipi canlandırmak. Daha önce bu kadar enerjisi yüksek birini oynamamıştım. Sakar, şapşal ama çok tatlı biri. Sürekli kendi başına bela açıyor. Demir’in peşinden de tutkuyla gidiyor.

Gökçe’yle benzer yönün var mı hiç?
- Sette sık sık “Sen Gökçe gibisin ya da artık onun gibi olmaya başladın” diyorlar. Benim de sakarlıklarım var ama o kadar değil. Tabii onun kadar enerjik de değilim, Gökçe’ye kıyasla epey sakinim.

DELİ MİSİNİZ SİZ? GÜLMEKTEN ÖLDÜK!

O yüksek enerjiyi ekrana yansıtmaya çalışmak yorucu olmuyor mu?
- Aslında zor bir karakter, doğru... Kamera önünde enerjinin hep çok yüksek olması lazım. Bunu yakalamak kolay değil. Ama çekimlere başladığımdan beri içimde onun enerjisini hissediyorum. Sanırım Gökçe’yi çok sevdiğim için zorlanmıyorum.

Bu senin ilk komedi işin değil mi?
- Evet, ilk defa komedi oynuyorum. İnsanları güldürebilmek müthiş bir şeymiş. Karşındakinden böyle pozitif bir reaksiyon almak gerçekten çok güzel. Çekerken çok eğleniyoruz, arkadaşlarım dizinin yayınlandığı akşam “Deli misiniz, ne yapıyorsunuz? Gülmekten öldük” diye mesajlar atıyorlar. Bundan güzel ne olabilir...

İnsanları güldürmek zor muymuş?
- Tabii ki zor... Bir de riskli... Sana komik gelen şeye başkası hiç gülmeyebilir. Ağlamak belki ona nazaran daha ortak bir duygu.

Bundan sonra komediye devam eder misin?
- Neden olmasın? Önemli olan nasıl bir senaryo, nasıl bir karakter, nasıl bir ekip olduğu... Çok keyif alıyorum “Hayatımın Aşkı” gibi enerjisi yüksek işlerden.

AŞK UĞRUNA BİRİNİN PEŞİNDE KOŞMAK BANA GÖRE DEĞİL

Dizide aşkını kazanmak için patronunun peşinden koşan bir genç kızı oynuyorsun. Gerçekte böyle bir şey yapar mısın?
- Şimdiye kadar böyle bir şey hiç olmadı. Gökçe’nin tek amacı Demir’i elde etmek. Böyle bir şeyi gerçek hayatta yapan var mı bilmem ama bana göre değil. Olacağı varsa olur der geçerim.

Aşk uğruna kimsenin peşinden koşmazsın yani...
- Aşk için demek yanlış ama inandığım, çok istediğim bir şey için elimden ne geliyorsa yaparım. Bir yerden sonra ne olması gerekiyorsa o oluyor. Takıntı haline getirip de boş yere kendini yıpratmaman gerek.

Gökçe’nin asıl hayali evlenmek değil mi?
- Annesinin bu konuda çok baskısı var çünkü... Durmadan “Ne zaman koca bulacaksın?” deyip duruyor. Çok modern bir ailesi var aslında, annesi ressam, babası diş doktoru. Ama yaş 30’a gelince her kadın o toplumsal baskıyı hisseder ya, o hesap...

Senin ailen baskı yapıyor mu?
- Yok (gülüyor). Gayet mutluyum ben böyle. Onlar da hiç baskı yapmıyorlar sağ olsunlar. Gökçe gibi benim de bütün arkadaşlarım evlendi, çocukları var. Ben gidip onları seviyorum.

Evliliğe sıcak bakmıyor gibisin...
- Bana uzak bir fikir değil. Zamanı geldiğinde niye olmasın. Asla evlenmem gibi bir derdim yok. Doğru insanı bulduğunda çok da güzel bir şey bana kalırsa.

Artık roller değişti, kadınlar eskisinden daha cesur ilişki anlamında...
- Bence artık kadınlar kendilerini daha rahat ifade etmeye başladılar. Eskiden çok baskı hissediyor, duygularını kontrol altında tutuyorlardı. Günümüzde öyle değil. Seviyorsa söylüyor. Kadının kendini özgür hissetmesi çok güzel.

DÖNEM İŞİNDE OYNAMAK HİÇ NASİP OLMADI

Oyunculukla ilgili uzun vadeli hayallerin neler?

- Yapabildiğim sürece yapacağım, çünkü bu işi çok seviyorum. Ama hep söylüyorum, bu işin mutfağında olmak da hoşuma gidiyor. Bir gün kendi hikayemi senaryolaştırmak istiyorum. Tabii bunun için henüz bir adım atmış değilim.

Yazıyor musunuz?
- Eskiden daha çok yazıyordum ama şimdi yoğunluktan dolayı yazı çizi işini rafa kaldırdım. Kafamda hep fikirler uçuşsa da onları kağıda dökmek için mesai harcamak gerek.

Özellikle canlandırmak istediğin bir karakter var mı?
- Karakter olarak yok... Ama bir türlü dönem işinde oynamak nasip olmadı, onu çok istiyorum.

Sinema projesi var mı gündeminizde?
- Şu an okuduğum birkaç proje var ama net değil. Yazın bu tempoda çok zorlar zaten beni.

Oyunculuk anlamında kuralların var mı; öpüşmem, sevişmem diyenlerden misin?
- Hikayede gerekliliğine inanıyorsam sorun yaratmam. İşimiz bu sonuçta...

Aşk güzel şey

Bu yoğun tempoda kendine zaman ayırabiliyor musun?
- Hayır, şu aralar kendime hiç zaman ayıramıyorum. Sadece sete gidip eve geliyor, uyuyor, sonra tekrar sete gidiyorum.

Aşka da vakit yok dersin şimdi...
-Sadece işime odaklandım. Annem geldi Ankara’dan, eve gittiğimde uyumuş oluyor, sabah zaten kalkar kalkmaz sete dönüyorum, onu bile göremiyorum.

Aşkı nasıl ifade edebilirsin?
- Aşk güzel bir duygu. Hayata farklı bakmanı sağlıyor. Daha pozitif oluyorsun.
Konular Röportaj