Hıncal Uluç yazdı: "Fatih Terim krizi yönetemedi!"
Hıncal Uluç'tan Bilal Meşe göndermesi: "Arda’nın babası yaşındaki gazeteci iddia edildiği gibi masum mu sizce?"
Önce, Bilal Meşe'nin olaylara sebep olan yazısının son bölümünü
okuyalım..
***
...Arda'nın arkadaşlarını toplayıp, "Bu takım
yıldızların takımıdır" demesini çok yadırgadık! Yani, Fatih Terim'e
olan kırgınlığını- kızgınlığını bu şekilde ifade etmesini asla ona
yakıştıramadık! Antalya'da başlayan ve Fransa'da devam eden
kamplarda her fırsatta, futbolculara takımın havasını - suyunu
sorduk, takımdaşlıklarını sorguladık. Hep, "mükemmel" yanıtını
aldık, meğer ne kadar yalanmış, sanalmış!
Ahh şu paranın gözü kör olsun! En iyi dostluklara bile sünger
çekebiliyormuş! Yalnız, o ay-yıldızlı formanın parayla-pulla
değerinin ölçülemeyeceğini ne çabuk unuttunuz? O formayı giymek
için bu ülkede milyonlarca gencin sırada beklediğini, hayal
ettiğini biliyor musunuz? Ay-yıldızlı ekip öyle denildiği gibi
yıldızların değil, ülkenin takımıdır, hepimizin gurudur,
onurudur.
Takım olmak da kolay değildir... Eğer, sorunları, krizleri hep
birlikte aşabiliyorsanız, takımsınızdır. Oynayanlar, oynamayanlar
başarı ve başarısızlıkta sarmaş- dolaş olabiliyorsa takımsınız. Ki
bunu da göremedik açıkçası! O zaman ortaya çıkıp, "Biz iyi ekibiz,
biz şöyleyiz, böyleyiz" yalanlarına
sığınmayacaksınız!
***
Bilal Meşe, çok açık ve çok net, "Arda, Fatih Terim'e
kızgın ve kırgındı. Bu kırgınlık ve kızgınlığın sebebi
paraydı" diyor.
Çok ağır ve bir futbolcunun kariyerine de, saygınlığına da leke
düşürecek ağır ithamlar bunlar.
Peki nerden çıktı bu karalama?
Geriye dönelim.
Euro 2016 finallerine gerçekten mucize bir şekilde kalınca, coşan
(!) Futbol Federasyonu Başkanı, yüzlerce yakınını, devletin, yani
halkın parası ile Paris tatiline davet ederken, futbolcuları da
ihmal etmemiş, bütçede 150 bin euro olarak yazılı final primi için
"500 de benden" demişti. Ama karışık demişti. 150
bini 500'e mi çıkarmıştı, yoksa 500 eklemiş miydi?. Ayrıca bütçede
ilave için fasıl yoktu. Para nerden ödenecekti?. Federasyon
muhasebecileri sorunu çözmeye çalışırken, primlerin ödenmesi
gecikti. Bu arada ikinci bir sorun çıktı. Bir prim listesi
açıklandı. Primler futbolculara eşit dağıtılmamıştı.
Türkiye Futbol Direktörü (Ne demekse, kimse hâlâ
bilmiyor) ve Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih
Terim "Primleri ben paylaştırmadım" dedi.
Fatih'in takımına primi kim paylaştırdı bilmiyoruz. Hocanın dediği
"Birileri, aldıkları sürelere göre paylaştırmış"
oldu.
Demirören'in halkın cebinden hovardalığı ve Terim'in resmen işin
içinden sıyrılma çabası, birtakım söylentilere ve takım içinde
huzursuzluğa yol açınca, Kaptan Arda, durumun daha kötüye gitmemesi
için Fatih Terim'le bir konuşma yaptı.
Bu görüşme medyaya bir "Algı operasyonu" olarak
yansıdı. Arda, arkadaşları adına Terim'e gitmiş ve prim pazarlığı
yapmıştı.
Arda "Ben pazarlık yapmadım. Listede milli takıma hizmet
eden personel yoktu. Onlara da prim verilsin istedim" dedi
ama onu dinleyen olmadı. Medya, Arda başta yıldız futbolcuların
takımı sattıkları havasını yarattı. Bu hava altında, İspanya
maçında Türk seyirciler Arda'yı ıslıkladı, yuhaladılar. Ağlamaklı
hale gelen Arda'yı, rakip İspanyol futbolcular teselli etti..
Olaylar iyice tatsızlaştı. Terim, Arda başta yıldızları kadro dışı
bıraktı.. Sonra güya Emre'nin araya girmesi ile yeniden kadroya
aldı ama açıklamayı "İçime sinmedi" diye yaptı.
Medya Terim'in tavrını haklı olarak "Arda ve
arkadaşları 'Yukardan gelen emirle' kadroya
alındılar" diye yorumladı. İş iyice bulandı.
Şimdi burda duralım..
En başta Arda olmak üzere, Türk Milli Takımının yıldızlarını
"Para için takımı sattılar" ithamı Arda ile Fatih
Terim arasındaki konuşmadan sonra çıktı.
Amerikalıların bir lafı vardır. "Bir asansörde iki kişi
varsa, biri gaz kaçırırsa, kimin kaçırdığını ikisi de
bilir."
Şimdi iki kişi arasında geçen bir konuşmayı basına kim sızdırmıştı
böyle?
"Ben sadece personel için de prim
istedim" diyen Arda'nın olması mümkün mü?
O zaman?
Şimdi bir zincire bakalım...
Bilal Meşe, Şansal Büyüka'nın kankasıdır yıllardır. Son aylarda
Milliyet'te tam sayfa güya sorular sorarak, Şansal'ın fikirlerini
tam sayfa yazar, haftada bir...
Şansal da, Fatih Terim'in kankasıdır. Erman Toroğlu hafta sonunda
Sabah'ta isim vermeden bu zincirden söz etti.
Şimdi olaylara bakın ve Bilal'in yazısını bir daha okuyun...
"Arda'nın babası yaşındaki gazeteci"
iddia edildiği gibi, tertemiz, masum mu sizce? Yoksa Arda ve
arkadaşlarını yok etmeye yönelik bir "Algı
Operasyonu"nun son halkası mı?
***
Türk futbolunu bu hale getiren baş kişi, yöneticiliğin
"Y"sinden habersiz Yıldırım Demirören'dir. Bu bir.
Son olaylar onun, bütçede bile yokken "Benden de 500
bin" deme hovardalığı ile başlamıştır.
İki numaralı suçlu "Ben her şeyi bilirim ve
yaparım" diyen, bu yüzden milli takım ve gazetecilerle
bindiği "Olay Uçağı"na Kafile Başkanı olarak bir
federasyon üyesi bile almayan ama beş metre gerisinde kopan
kıyametten haberi olmadığını iddia eden Türkiye Futbol Direktörü
Fatih Terim'dir.
Yani, çok büyük maaşlı "Tek Yetkili" Fatih Terim,
bu krizi maalesef yönetememiştir.
Arda Turan ağır sözler söyleyerek ve Bilal'in gırtlağını sıkarak,
kendi kendisini haklıyken haksız duruma düşüren kurbandır. Olay
sonrası kendisi de "Yaptığım hataydı" demiştir
zaten.
Yani Arda, "Suçlular Merdiveni"nin en alt
basamağındaki kişidir.
***
Peki çözüm?
"Arda özür dilemeli" diyenlere sözüm var. Arda,
hata olduğunu zaten kabul ederek genelde özür dilemiştir zaten,
kamuoyundan. Ama Bilal Meşe özel özürü için, önce Bilal, Arda'dan
ve kamuoyundan özür dilemelidir.
Ama bu karşılıklı özürler, bataklık yerinde durdukça sorunu çözmez.
Çünkü yenileri gelir batarlar..
Olaylar daha başlamadan Spor Bakanına bir açık mektup yazmış ve
"Türk futbolu iyice batmadan Demirören Federasyonunu tüm
kurulları ile görevden alın. Bunlar kokuştular. Futbol camiası
artık hiç birine güvenmiyor" dedim.
Ardından skandal patlak verdi. Her kafadan bir ses çıktı.
Konuşmayan tek kişi, dikkat buyrun Spor Bakanı...
Niye susuyor bakan?.. Niye gözlerini yummuş gibi duruyor, bilmiyor
ve anlamıyorum.
Ama operasyonu yapma görevi onun. Yetki de onda...
Çözüm "Yeni ve Tertemiz" bir Federasyondur.
Türkiye Futbol Direktörü ve Milli Takımlar Teknik Direktörü
hakkında kararı da yeniler verirler!.
Tabii ve Arda ve arkadaşları hakkında da!
Haaa! Federasyonu ele geçirmek için Arda'yı ve bu olayları kullanan
bir toplu hareket de var.
SABAH'TAN HINCAL ULUÇ'UN YAZISININ
TAMAMINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ!..