Kahkaha yogasıyla strese son verin

“Kendi kendine gülene deli derler” ya da “Çok gülen çok ağlar” diyenlere kulak asmayın. Çünkü söylenenin aksine gülmenin ve kahkaha atmanın faydası saymakla bitmiyor.

Kahkaha yogasıyla strese son verin
Akşam'dan Sibel Ateş Yengin'in haberine göre nefes ve kahkaha terapisti sosyolog Aydan Ermiş kahkahanın sırlarını ve hayatımıza kattığı mucizeleri anlattı.

Kahkaha terapisi nedir?

Kahkaha terapisi nefes teknikleriyle koşulsuz kahkahanın birleşmesinden oluşan egzersizlere deniyor. Bu egzersizlerin çoğu diyafram ve karın kaslarını uyarıyor. Bu da otonom sinir sisteminin, insanı rahatlatan, gevşeten ve sakinleştiren parasempatik sisteminin aktive olmasını sağlıyor. 

Öyleyse strese katkısı çok…

Tabii ki. Çok yoğun ve stres altında olan kişilerden ilk seanstan itibaren olumlu geri dönüşler alırım. Duygusal rahatlama ve gevşeme yaşarlar. Egzersizlerimiz diyaframı kullanarak “Ho ho ha ha ha ha” hecelerinin ritmik olarak çıkarılmasıyla başlar. Mesela daha ilk hecede kahkaha krizine girerek çalışmanın sonuna kadar kendini tutamadan kahkahalar atan bir danışanım olmuştu. Seans sonrasında kendisine son günlerde yaşadığı ve onu derinden etkileyen ve baskılayan bir durum olup olmadığını sorduğumda bunu doğruladı. Kendisini yaşadığı durumdan dolayı o kadar kasmış ve germişti ki daha ilk egzersizde duygusal bir boşalım yaşadı. 

“Kahkaha atın ve dertleri unutun” mu diyorsunuz? 

Elbette zaman zaman bizi zorlayan süreçlerden geçiyoruz. “Boş verin yaşadıklarınızı, bir kahkaha atın ve her şeyi unutun gitsin” demiyorum. Hayat deneyimlerden ve onlardan aldığımız derslerden ibaret. Önemli olan yaşadıklarımızı nasıl karşıladığımız ve süreci nasıl geçirdiğimiz. Bir acı varsa yas tutulacak elbette. Zamanında ve kararında yaşanmamış yaslar bir süre sonra problem olarak karşımıza çıkabilir. Ben “nefes ve kahkaha egzersizlerinin problemli sürecinizi kolaylıkla geçirmenize destek verir” diyorum.

KAHKAHA ATMANIN FAYDALARI

Kahkaha atmanın hayatımızda yarattığı mucizeler nedir?

Bedeni gün içine ve haftaya yayılan bir sevinç ve rahatlama duygusu kaplar, “biz” duygusunu geliştirir ve grup içi üretimi arttırır. Kişi problem karşısında sakin kalmayı başarır ve en akıllı çözümlere ulaşır. Endorfin salgılanır. Vücutta depolanmış bloke duygular çözülür. Immünglobulin A düzeyi artar, bakteri ve enfeksiyonlardan korur. Risk alma korkusunu kaldırır.

Gülmek sorunu hafifletiyor yani?

Kahkaha attığınızda diyafram kaslarınız devreye girer ve bedeninize daha fazla oksijen alırsınız. Bu, normalde salgılayamadığınız hormonların salgılanmasına sebep olur. Hormonlar eşittir duygularımız demektir. Yani olaylara bakış açınız değişir. Sorunlarınızdan kurtulmaktan kasıt, aynı olayı yaşamarken bakış açınızın değişmesiyle kendinizi sıkışıklık duygusundan çıkarıp harekete geçirirsiniz. Bu da sorunlarınızdan kurtulmanız demektir.

Nasıl yapılıyor?

Kahkaha seansı üç bölümden oluşur. Nefesin farkındalığına varma ve diyafram egzersizleri, hohohahaha şarkısı ve enerjik oyunlara dönüştürülmüş kahkaha egzersizleri ve yaşam gücünü arttırma, pozitif ve dinamik  hissetmek için meditatif egzersiz.

Çocukken her şeye güleriz de büyüyünce bize bir şey olur ve artık eskisi gülmez hatta kahkaha atmaz oluruz. Büyüyünce ne olur bize?

Evet, çocuklar bir günde üç yüz dört yüz defa kahkaha atıyorlar. Düşüyorlar, kalkıyorlar, birbirilerine dokunuyorlar ya da sadece bakıyorlar ve kahkaha atıyorlar. Bu kahkahaya “koşulsuz kahkaha” diyoruz. Fakat yetişkinliğe evrildikçe koşulsuz kahkaha yerini koşullu kahkahaya bırakıyor. Yani kahkahalarımız bir dış uyarana bağlanıyor; komik bir fıkraya, bir espriye, bir filme. Ve bizler dış uyaran olduğu zaman kahkaha atıyor, olmadığı zaman atmıyoruz. 

ÇOK GÜLEN ÇOK AĞLAR

Bir de kahkaha atınca “el âlem ne der?” deyip oto-sansür uygularız. 

Günümüz insanının aslında en çok ihtiyaç duyduğu şey “Kahkaha” fakat ne yazık ki toplumsal baskılar ve kalıplar neticesinde kahkaha atmaktan uzaklaştırılmışız. Bu konuda deyimlerimiz bile var. “Çok gülen çok ağlar”, “Kendi kendine gülene deli derler”. Bir kahkaha seansı öncesinde, ilk defa deneyimlemek üzere gelmiş olan bir danışanım yanıma yaklaşarak “Kendi kendimize gülmeyeceğiz herhalde değil mi?” diye sordu. Ben de ona gülümseyerek “Tam da bunu yapacağız” dedim. İnsanlar tüm bu kalıplar ve yargılar dolayısıyla biraz mesafeli ve uzak  durabiliyorlar. Ve elbette ki duyguların bastırılması da vücutta duygusal blokajlara sebep oluyor.