KCK'dan ilk 'silah bırakma' açıklaması!

Öcalan'ın PKK'ya yaptığı 'silah bırakmak için olağanüstü kongre toplamaya çağrısı' üzerine bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, bunun 'hükümetin atacağı adımlara' bağlı olduğunu belirterek, ilk adım olarak İç Güvenlik Paketi'nin geri çekilmesini" istedi.

KCK'dan ilk 'silah bırakma' açıklaması!
Milliyet'te yer alan habere göre KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, Abdullah Öcalan’ın PKK ’ya silah bırakmak için olağanüstü kongreyi toplamaya çağırması ‘tarihi bir adım’ olarak değerlendirildi.

Açıklamada, silah bırakma yönündeki niyet beyanının Cumhurbaşkanı tarafından “uygulamaya bakarız” sözü ile değerlendirildiği hatırlatılarak, “Samimiyet ve uygulama sırası AKP ’ye gelmiştir. [Bunun] ilk göstergesi İç Güvenlik Paketi’nin geri çekilmesi olacaktır. İç Güvenlik Paketinde ısrar, sürecin ruhuna uygun olmayan bir tutum” denildi.

Örgütün en üst organı olan Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada ayrıca “süreci ilerletmek ve sonuca götürmek için” Öcalan’la KCK yönetiminin “gecikmeden görüştürülmesi” de talep edildi.

KCK’nın bugüne kadar gerekli bütün adımları tek taraflı olarak attığı iddia edilen açıklamada, bundan sonraki adımların “AKP'nin yeni süreç karşısındaki tutumuna ve atacağı adımlara bağlı” olacağı belirtildi.

‘ÖCALAN YENİ BİR ŞANS SUNDU’

Açıklamada, "HDP heyetinin AKP yetkilileriyle birlikte kamuoyuna yaptığı son açıklama, Önder Apo’nun halkımız, halklarımız ve hareketimiz adına Türk devletine ve AKP hükümetine sunduğu büyük bir fırsat ve yeni bir şans anlamına gelmektedir. Yapılan bu son açıklamayı, Rêber Apo'nun önderliğinde sürdürülen demokratik çözüm çabasının yeni ve kritik bir aşaması olarak önemli görüyor, Hükümetin sorumluluklarını yerine getirmesi durumunda bizlerin de sorumluluklarımızı yerine getireceğimizi belirtiyor ve taahhüt ediyoruz." denildi.

‘ADIM ATMAMA KONUSUNDA HİÇ BİR GEREKÇE KALMADI’

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı açıklamasının devamında şu ifadelere yer verildi:

"Son açıklama AKP hükümetine ve hareketimize karşılıklı sorumluluklar yüklemektedir. Sürecin sağlıklı yürümesi açısından Hükümetin sorumlu davranıp yeni durum karşısında sorumluluklarının gereğini yerine getirmesi durumunda bugüne kadar sürdürdüğümüz ateşkesi tahkim edilmiş hale getirmek için biz de sorumluluklarımızı yerine getireceğimizi kamuoyuna açıkça deklere ediyoruz. Tahkim edilmiş bir ateşkes bile başlı başına çözüm adımlarını atmak için önemli bir zemin ve fırsattır.

Önder Apo’nun müzakere taslağında belirttiği on madde temelinde asgari müştereklerde mutabakat sağlanması durumunda silahlı mücadelenin bırakılacağına dair yeni bir kongre gerçekleştirmemiz için yaptığı niyet beyanını kamuoyuna duyurması tarihi bir adım olmaktadır. Kırk yıllık çatışmanın varlığı karşısında bu çağrının dikkate alınması ve gereklerinin yerine getirilmesi hükümete büyük sorumluluklar yüklemektedir. Böyle bir niyet beyanı ile devlet ve hükümete demokratikleşme, Kürt sorununun ve Türkiye'nin temel sorunlarının çözümü için çok önemli bir zemin ve fırsat sunulmaktadır. Artık demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümünde adım atmama konusunda hiç bir gerekçe ve engel kalmamıştır. Halkımız ve duyarlı tüm kesimler bu irade beyanı ile birlikte hükümetin ve devletin adım atmasını beklemektedir. Eğer bu açıklama önemliyse -ki Hükümet haftalardır böyle bir açıklamanın beklentisi içinde olmuştur- o zaman hükümetin buna vereceği köklü somut adımlar ve ciddi bir siyasal karşılık olmalıdır. 2013 yılında gerillanın geri çekilmesi karşısında gösterilen sorumsuzluk ve duyarsızlık mevcut durumda bir daha kesinlikle yaşanmamalıdır. Savaş ve çatışma seçeneğinin tümden ortadan kalkması için bu zorunludur.

‘UYGULAMA SIRASI AKP’YE GELMİŞTİR’


Bilindiği gibi 2013 yılındaki geri çekilme AKP'nin atacağı siyasi adımlar karşılığında olmuştu. Silahlı mücadeleyi bırakma gibi bir niyet beyanı, AKP'nin Kürt sorununun çözümü ve Türkiye'nin demokratikleşmesi yönünde atacağı kalıcı ve köklü adımlar karşılığında olmuştur. Tarihsel önemde yapılan bu niyet beyanının hiçbir siyasi karşılığı olmadan yapıldığını düşünmek, Kürt sorununu anlamamak ve kalıcı barışın diyalektiğini ve gereklerini göz ardı etmek olur ki, bunu da taraflı tarafsız hiç kimsenin kabul etmesi mümkün değildir. Kürt Özgürlük Hareketi bugüne kadar atması gereken ne adım varsa atmıştır. Bundan sonra atacağı her adım AKP'nin yeni süreç karşısındaki tutumuna ve atacağı adımlara bağlı olacaktır. Dolaysıyla AKP bu açıklamanın kendisine yüklediği adımları atmanın bilincinde olarak sorumluluklarını yerine getirmelidir.

Hükümet ve Cumhurbaşkanı samimiyet ve uygulamadan söz etmektedir. Hükümet böyle bir açıklamanın niyet beyanının yapılmasını ısrarla istemiştir. Tahkim edilmiş ateşkes ve yapılan açıklamadan sonra samimiyet ve uygulama sırası AKP’ye gelmiştir. Bu anlamda AKP'nin yeni durum karşısındaki yaklaşımlarını ve atacağı adımları büyük bir dikkatle izleyeceğimizi belirtmek isteriz. Aksi halde Önder Apo’nun yarattığı zemin ve fırsatın yine bir seçim malzemesi olarak kullanılması sorumsuzluğu ortaya çıkmış olacaktır. Önder Apo'nun yaptığı bu tarihi iyi niyet beyanını bir seçim propagandası olarak ele almak halklarımıza karşı yapılmış en büyük haksızlık ve sorumsuzluk örneği olacaktır.

Demokratik siyaset ancak temel demokratikleşme sorunlarında adım atma ve demokratikleşme ortamında var olacak bir durumdur. Daha çok otoriterleşmeye karşılık düşen İç Güvenlik Yasalarını çıkarmak demokratikleşme ve demokratik siyasete giden yolu tıkamaktan başka bir anlama gelmemektedir. Dolaysıyla ilk samimiyet ve uygulamanın göstergesi İç Güvenlik Paketinin geri çekilmesi olacaktır. Aksi halde büyük bir demokratikleşme hamlesi olan bu açıklamaya ters bir tutum sürdürülmüş olacaktır. Yoksa İç Güvenlik Paketinde ısrar, sürecin ruhuna uygun olmayan bir tutum olacaktır. Bu da halklarımızın ve demokrasi güçlerinin Hükümetin niyeti konusunda var olan kuşkularının sürmesi anlamına gelecektir.”