Hakikat Değişmez, Değişene Hakikat Denmez!
Kendi kızlarının canını, sevdiğinin parasını aldılar!
18 yaşındaki Sinem sevdiği Ahmet B. ile evlenmek için evden kaçtı. Ağabeyi ve eniştesi, Sinem’in canını aldı. Ahmet B.’nin ağabeyi “Sinem’i sizin yüzünüzden öldürdük diyerek tehdit edip bizden 250 bin TL kan parası aldılar” dedi.
Habertürk'te yer alan habere göre İstanbul
Arnavutköy’de, zorla evlendirilmek istenince evden kaçan 18
yaşındaki Sinem Çelik’in ölüm emrini veren aile, genç kızın sevdiği
gencin ailesinden de kan parası aldı.
Töre cinayeti 25 Mayıs’ta İstanbul Arnavutköy’de işlendi. 18 yaşındaki Sinem Çelik, beşik kertmesiyle evlendirilmek istenince Erzurum’dan İstanbul’a kaçıp sevdiği genç Ahmet B.’nin yanına geldi. Aile meclisi Sinem için ölüm kararı verdi. Genç kızın ağabeyi ve eniştesi, izini buldukları Sinem’i öldürüp kaçtı. Şüpheliler, Balıkesir’de yakalanarak cezaevine gönderildi. Bir süre sonra Çelik ailesi kan parası istedi ve Ahmet B.’nin ailesine tehditte bulunup “Sizin yüzünüzden cinayet işledik. 800 bin TL verin sizi de öldürmeyelim” dedi. Bunun üzerine Ahmet B.’nin ağabeyi Dursun B., Gaziosmanpaşa Savcılığı’na giderek suç duyurusunda bulundu ve tehdit edenlerin isimlerini verdi. Evini satan ağabey, akrabalarını da dolaşıp para topladı. Kan parası isteyen aileyi ikna eden Dursun B., denkleştirdiği 250 bin lirayı aileye verdi. Ancak Dursun B., şikâyetinden vazgeçmedi.
Dursun B. şunları söyledi: “Hastanede bile Ahmet’i arayıp ‘Sıra sana da gelecek’ diye tehdit ettiler. Sonra öldürdükleri kızın üzerinden kan parası pazarlığı yapmaya başladılar. ‘Kan dökülmesini istemiyorsanız 800 bin lira verin’ dediler. Bunu bile pazarlık konusu yapıp 250 bin liraya indiler. Daha önce çobanlık yapıyordum. İstanbul’a gelmeden önce hayvanlarımı satıp 2007’de İstanbul’da iki daire almıştım. Onlardan birini sattım, yakınlarımdan da para istedim. Topladığım parayı aracılara teslim ettim. Onun öncesinde de savcılığa dilekçe verdim. Her şeyi anlattım.”
‘BİZİ BİTİRDİLER’
O günden sonra korku içinde yaşadıklarını söyleyen Dursun B., şunları söyledi: “Ailem bu yüzden rahat yüzü göremez oldu. Arkam yok diye üzerime geldiler. Tehdit ettiler, para aldılar. Hem ailemi hem Ahmet’i bitirdiler. Sinem’in de canına kıydılar. Şimdi yakınlarım da benimle konuşmuyor. Ama ne olursa olsun şikâyetimden asla vazgeçmeyeceğim.”
Töre cinayeti 25 Mayıs’ta İstanbul Arnavutköy’de işlendi. 18 yaşındaki Sinem Çelik, beşik kertmesiyle evlendirilmek istenince Erzurum’dan İstanbul’a kaçıp sevdiği genç Ahmet B.’nin yanına geldi. Aile meclisi Sinem için ölüm kararı verdi. Genç kızın ağabeyi ve eniştesi, izini buldukları Sinem’i öldürüp kaçtı. Şüpheliler, Balıkesir’de yakalanarak cezaevine gönderildi. Bir süre sonra Çelik ailesi kan parası istedi ve Ahmet B.’nin ailesine tehditte bulunup “Sizin yüzünüzden cinayet işledik. 800 bin TL verin sizi de öldürmeyelim” dedi. Bunun üzerine Ahmet B.’nin ağabeyi Dursun B., Gaziosmanpaşa Savcılığı’na giderek suç duyurusunda bulundu ve tehdit edenlerin isimlerini verdi. Evini satan ağabey, akrabalarını da dolaşıp para topladı. Kan parası isteyen aileyi ikna eden Dursun B., denkleştirdiği 250 bin lirayı aileye verdi. Ancak Dursun B., şikâyetinden vazgeçmedi.
Dursun B. şunları söyledi: “Hastanede bile Ahmet’i arayıp ‘Sıra sana da gelecek’ diye tehdit ettiler. Sonra öldürdükleri kızın üzerinden kan parası pazarlığı yapmaya başladılar. ‘Kan dökülmesini istemiyorsanız 800 bin lira verin’ dediler. Bunu bile pazarlık konusu yapıp 250 bin liraya indiler. Daha önce çobanlık yapıyordum. İstanbul’a gelmeden önce hayvanlarımı satıp 2007’de İstanbul’da iki daire almıştım. Onlardan birini sattım, yakınlarımdan da para istedim. Topladığım parayı aracılara teslim ettim. Onun öncesinde de savcılığa dilekçe verdim. Her şeyi anlattım.”
‘BİZİ BİTİRDİLER’
O günden sonra korku içinde yaşadıklarını söyleyen Dursun B., şunları söyledi: “Ailem bu yüzden rahat yüzü göremez oldu. Arkam yok diye üzerime geldiler. Tehdit ettiler, para aldılar. Hem ailemi hem Ahmet’i bitirdiler. Sinem’in de canına kıydılar. Şimdi yakınlarım da benimle konuşmuyor. Ama ne olursa olsun şikâyetimden asla vazgeçmeyeceğim.”