Muhammed Cangören: Doğaçlama oynadım
Onu birçok dizi ve filmden tanıyorsunuz. En İyi Film Oscarını alan Argoda doruk noktalarındaki bir sahnede rol alan Muhammed Cangören...
Afganistan doğumlusunuz. Türkiye'ye ilk gelişiniz nasıl
oldu?
1982'de geldim, savaş yüzünden mecbur kaldım çıktım. Hayati
tehlikemiz vardı. Orada da sinema yapıyorduk, daha yeni yeni Afgan
sineması bir kimliğe kavuşsun diye
çabalıyorduk. 82'nin ağustos ayında Türkiye'ye geldim; ilk Adana'ya
geldim, oradan Antep'e gittim, nüfus cüzdanımda da Antep yazar.
Türkiye'de sektöre nasıl girdiniz?
Yeni geldiğimde Türkçe bilmiyordum. Antep'te çocuk tiyatrosu
yapmaya başladım, böylece Türkçe öğrenmeye başladım. Türkiye'yi
tanıdım; kasaba kasaba, köy köy gezdik. Sonra İkinci Bahar'ın
ekibi Antep'e geldi, oyuncu seçeceklerdi. Şener Abi (Şen), dizide
babasını Urfa'dan getirecekti. 34 kişi arasından beni seçtiler. En
büyük referansım oldu üç bölüm Şener Şen'le oynamak. Sonra TRT'de
Vasiyet' adlı bir dizide oynadım, Zuhal Olcay'la Hiçbir Yerde'de
rol aldım. İlk sinema filmimdi. Berivan'da birçok insan kendiyle
özdeşleştirdi. Sıla'da, Kış Masalı' dizisinde rol aldım. Haziran
Gecesi'nde Naz Elmas'ın babasını canlandırdım, Kurtlar Vadisi'nde
Kör Abuzer'i... Bahman Ghobadi'yle Gergedan Mevsimi'nde çalıştım.
En son da Ben Affleck'le çalıştığım Argo' birçok ödül aldı.
Ben Affleck sahneyi gerçek sandı
Argo'ya seçilme süreci nasıl gelişti?
Yardımcılarından birini görevlendirdi. Ben Affleck seni görmek
istiyor dedi. Sonra gittim
görüştük, havalı biri değil Ben Affleck, mütevazı. Doğaçlama olarak
Farsça oynadım. Bir gün sürdü, çok güzel geçti.
Yani bir metin, senaryo yoktu, öyle mi?
Yoktu. Sadece söyledi; Karakter bu, bir protesto sahnesi diye.
Ben de havaya girdim.
MUHAMMED CANGÖREN GENÇ BİR KIZLA SARMAŞ DOLAŞ GÖRÜNTÜLENDİ (VİDEO)
Nasıldı onunla çalışmak? Haberler çıkmıştı seti terk
etti sizin oyununuzdan sonra gibi?
Ben bir gün çalıştım, teknik daha ön plandaydı tabii, biz daha çok
duyguya önem veriyoruz. Seti terk etmedi ama sahneyi durdurdu.
Gerçek zannetti. Doğaçlama çok güzel, bir metne bağlı kalmak insanı
belli bir çerçeveye hapsediyor. Mesela Kurtlar Vadisi'nde
oynadığım karakter de çerçevesizdi. Argo'da kadın oyuncu fotoğraf
çekiyordu dükkanda, ben de Neden çekiyorsun, kimsin!
Benden izin aldın mı? diye bağırdım çağırdım. Sonra
fotoğrafı vurdum yüzüne; epey telaşlandılar. Sahneden sonra elini
öptüm ve Excuse me! dedim.
Bir gün papazım bir gün imam Bahman Ghobadi'nin
çalışma tarzından bahseder misiniz?
O da çok ilginç... Ghobadi'nin hiç senaryosu yok, doğaçlama
çekiyor. Sadece bir kağıt parçası var, arada bir not alıyor.
Bu kadar farklı karakteri oynamak ne hissettiriyor
size?
Oynadığım karakterleri hep sevdim, benimsedim, oynamadım yaşadım.
Her karakter oyuncunun evladı gibidir, onu ne kadar iyi
yetiştirirsen o kadar sağlıklı büyür. Mesela Kurtlar Vadisi'ndeki
karakteri ben öyle yorumladım ki... Ama Sakarya Fırat' dizisinde
felsefi, mistik yönü olan Sıtkı Dede'den etkilendim en çok. Ben
oyuncuyum; bir gün papazım bir gün imam, bir gün şair, bir gün
derviş, bir gün psikopatım.
BİZİM BATI'DAN NEYİMİZ EKSiK?
Hollywood'a gideyim diyor musunuz?
Tabii, her oyuncunun arzusudur. Ama Türk Hollywood'u olsun
istiyorum daha çok. Zeki Demirkubuz'lar, Yeşim Ustaoğlu'lar, Nuri
Bilge Ceylan'lar çoğalsın inşallah. Neyimiz eksik bizim Batı'dan?
Gençler geliyor şimdi sinema okuyan, eminim çok güzel şeyler
yapacaklar, kısa filmlerinde de rol alarak destekliyorum hep
onları.
ÇAĞNUR ÖZTÜRK / HAFTA SONU İNTERNET SİTESİ