Murat Han: "Çapkın bir adam değilim"

Murat Han'dan konuşulacak açıklama: "Gerçekten oyunculuk bilmiyorlar. Ekranda gördüğümüz yakışıklı ya da güzel tipler benim için sadece fotoğraftır..."

Murat Han: "Çapkın bir adam değilim"
Murat Han'ın Yeni Asır'da yayınlanan röportajı..

Nereden çıktı bu motosiklet merakı?


İş icabı çıktı, tutkuya dönüştü. Osman Sınav ile bir dizi çekmiştik; o projede biraz asi ve motosiklet kullanan bir karakteri oynamam gerekiyordu. Osman Hoca "Motosiklet kullanabiliyor musun?" dedi, "Bilmiyorum" dedim, sonra bir baktım beni motosiklet eğitmeni Nural Meriçtan arıyor. Eğitime başladık; başlangıç seviyesindeki insanlar 120 cc'lik motosikletle başlar ama biz 1200 cc'lik bir motosikletle başladık. Düşünsene, bilmeyen biri için gaza dokundun mu uçar. Sonra düşe kalka 15 gün içerisinde öğrendim

ÇAPKIN BİR ADAM DEĞİLİM

İstanbul gecelerinde pahalı arabalarla çapkınlık turlarına çıkanlar oluyor, motosikletle de kız tavlanabiliyor mu?

Ben arabayla da yapmadım ki, motosikletle yapayım. Zaten anlamadığım bir şey var; bizim camia dışındaki insanların özel hayatını incelediğimizde bile 15-20 farklı kişiyle flört ettiğini görüyoruz ama toplasan benim beş-altı kız arkadaşım olmuştur, yine de adım çapkına çıktı. Anlayamadım gitti.

Yeni bir sinema filmi yoldaymış...

'Kervan 1915' isminde ve İsmail Güneş'in yönetmeliğinde bir film çektik. Üç ay boyunca, bütün yaz çalıştık. Çok emek verildi ve yedi şehir gezdik. Mesela, Divriği'nde o sıcaklar altında ve kostümlerle 24 gün geçirdik. Oldukça uzun bir süreç geçirdik ama inşallah güzel bir şey çıkacak. Yaklaşık bir yıl sonra gösterime girecek.

Sizin kariyerinizde sinema daha mı ağır basıyor?

Evet, sinemayı televizyondan daha çok seviyorum. Tabii seçici olduğum için az yapabiliyorum. Sektör daha iyi olsun diye çok film yapılsın istiyoruz ama bazıları çok özensiz oluyor.

MURAT HAN (FOTO GALERİ)

Bir yönetmen filminde yer almanız için sizi nasıl kandırır?

İyi bir senaryoyla kandırır. Geçenlerde 'Three Idiots' adında bir Hint filmi izledim ve içimden 'Neden böyle senaryolar yazamıyoruz?' dedim.

Siz hiç işin mutfağına geçmeyi düşünmediniz mi?

Ya bilmiyorum, düşünüyorum ama onlar da çok teferruatlı işler. Bazen gözü karartıp girişirsin bir işe; ya tutar, ya tutmaz. Ben hep işin akademik kısmına önem verdim. Türkiye'de ve Amerika'da hocalıklar yaparken, insanlar beni dizilerde gördüğü kadar değerlendirdi.

Bilmemiz gereken neler var?

Aslında birçok yönümü bilmiyorlar, tiyatro üzerine çok fazla akademik uğraşlar vermiş biriyim. Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü'nde öğrenim gördükten sonra, Amerika'da Stella Adler Oyunculuk Akademisi'ni de bitirdikten sonra; orada tekst analizi üzerine yoğunlaştım, bunun hocalığını yaptım. Tabii insanlar çok yüzeysel bakıyor; bir tane arıza tipli adamı oynuyorsun, sonra hayatın boyunca hep arıza tipli roller geliyor. Daha kötüsü, herkes sizi 'Gerçekte böyle bir tip mi acaba?' diye sorguluyor ve asabi bir adam olarak düşünmeye başlıyorlar.

Dışarıdan bakıldığında, asabi değil ama mesafeli bir görüntünüz var...

Aslında tam tersiyim, sadece bazen tepkisiz kaldığım için öyle sanıyorlar. İçimden hiçbir zaman kötülük geçmez.

Sektörden sıkılmışlık mı var?

Sıkıldım diyemem ama eleştirdiğim şeyler var. Mesela zaman kavramını önemserim, herkesin de benim zamanımı önemsemesini isterim. Ancak disiplinle yapılan işler başarıya ulaşır. O yüzden sete vaktinde giderim.

ELEŞTİRMEKTEN ÇEKİNMEM

Fazla akademik olmanız, sizde bu disiplini yaratmıştır ama bizde modellik yarışmalarından çıkanlar hemen başrol oluyor... Mankenden oyuncu olanları kritik edebilecek bir altyapınız var ama neden eleştirmekten kaçınıyorsunuz?

Gönül rahatlığıyla şunu söyleyebilirim; gerçekten oyunculuk bilmiyorlar. Sadece cümlelerin arkasına duygu koyarak söylemek oyunculuk değildir. Türkiye'de oyunculuk diye bilinen şey bu kadar. Hiçbir tiyatro oyunu ya da sinema senaryosu tamamlanmamıştır; yazar yüzde 50'sini yazmıştır, kalan yüzde 50'yi tamamlamak da oyuncunun işidir. Tabii bahsettiğimiz kişilerin çoğu bu yüzden sinemada patlar. Beyazperdede onu yapamazlar, dizide bir şekilde yediriyorlar. İnsanlar neden bu eleştirileri yapmaktan kaçınıyor, biliyor musun?

Tahmin ediyorum ama sizden öğrenmek isterim...

İnsanların gözünde 'Ya bu adam da hırçınlık yapıyor, işleri bunların almasını yediremiyor' diye düşünüleceği için çekiniyorlar ama ben öyle düşünmüyorum. Ekranda gördüğümüz yakışıklı ya da güzel tipler benim için sadece fotoğraftır.

Karşınızdaki oyuncunun poz veren biri olması sizi rahatsız etmiyor mu? Ediyor, etmez olur mu?

Bunu deyince de 'Kendini beğenmiş' demesinler ama ben yine de bildiklerimi uygulamaya çalışıyorum. Oyunculuk, poz vermekle eşit olduysa diyecek bir şey yok.

"Şarkıcı değilim ama ses eğitimim var"

Türk Kalp Vakfı için hazırlanan 'Kalpten Şarkılar' projesi kapsamında şarkı söylemişsiniz. Bu fikir nereden çıktı?

'Kervan 1915' filminin çekimleri esnasında, ara ara türkü mırıldanıyordum. Tabii bu settekilerin dikkatini çekti. Filmin hem başrollerinden biri hem de kız arkadaşım olan Ayşe Akın; bana bu sosyal sorumluluk projesinden bahsetti. Hiç tereddüt etmeden dahil oldum ve Fatih Erkoç'un bir şarkısını seslendirdim.

Sesiniz güzel anlaşılan...

Neticede şarkıcı değilim fakat konservatuvarda ses eğitimi de alır oyuncular, bu yüzden biraz şarkı söylemeye yatkınlık vardı. Tabii ki niyetim şarkıcı olmak değil ama tekliflere de açık olmak lazım.
Konular Röportaj