Öncel Öziçer yazdı: "Güzel güzel aldırmıyordum"

"...Hal böyle olunca değil gazeteye yazı yazmak, kağıda adını bile yazmak istemiyor insan. Yazamıyor da zaten."

Öncel Öziçer yazdı: "Güzel güzel aldırmıyordum"
Öncel Öziçer'in GAZETE 9 EYLÜL'DE yayınlanan yazısı...

Geçen hafta izinliydim. Yazı konusu düşünmeden bir hafta geçirmek iyi geldi, dersem inanmayın çünkü bu iş ne yazık ki öyle bir iş değil.

Siz istediğiniz kadar başka şeylerle ilgileniyor görünün, beyninizde bir arka program sürekli çalışıyor.

Yazı konusu bulunca not ediyor falan.

Ama işte bir hafta yazı yazmak, daha doğrusu yazı konusu düşünmek istemiyorum dememin ve gazete yönetiminden izin istememin bir nedeni vardı.

Bendeki o arka program artık teklemeye başlamıştı.

Çünkü son zamanlar, son üç-dört aydır daha doğrusu, artık hiçbir olay beni ilgilendirmemeye başladı.

Toplumsal olaylara duyarsızlık, mutsuz, negatif, sorunlu insanlardan kaçma, eve kapanma hissi, bana neşe veren birkaç eş-dost dışında kimseyle görüşmek istememe hali…

Hep bir “kuşlar, böcekler lay lay lom” olma isteği…

Gazete, dergi okuyamama, haber izleyememe…

Sosyal medyayı sadece kedi, köpek ve kendimi bir şeye benzetip iltifat almak uğruna selfie paylaşımları için kullanma…

Siyaset, kadına şiddet, ekonomik kriz, terör gibi mevzuların konuşulduğu ortamlardan kulakları tıkayıp “lalalalala” diye bağırarak uzaklaşma isteği…

Boş bakışlar falan.

Hal böyle olunca değil gazeteye yazı yazmak, kağıda adını bile yazmak istemiyor insan.

Yazamıyor da zaten.

Bu benim halim psikiyatride bir sendrom aslında.

Çok seneler evvel duymuştum adını.

Geçenlerde ekranda Prof. Dr. Arif Verimli hatırlattı: “La belle indifference” yani “güzel aldırmazlık sendromu”.

ÖNCEL ÖZİÇER'İN BUGÜNKÜ YAZISININ TAMAMINI BURAYA TIKLAYARAK OKUYABİLİRSİNİZ...