Öncel Öziçer yazdı: 'Sabah ekranı sinirimi zıplattı'

"..Müge iz peşinde, Nilgün şefle flörtte, Alişan-Çağla halayda, TV'ye mahkumuz bu havalarda..."

Öncel Öziçer yazdı: 'Sabah ekranı sinirimi zıplattı'
Sabah ekranı sinirimi zıplattı

Sabah insanı olmadığım için dolayısıyla sabah çok erken yayınlanan programları da kaçırıyorum.
Bu sabah yanlışlıkla çalan alarm sayesinde güne normal insanlar gibi normal bir saatte başlayınca haydi dedim TV dünyasında sabahları neler oluyor şöyle bir bakayım...
Açtığım her kanala sadece beş on dakika tahammül edebildim.
Müge Anlı yine en birinci savcı, adli tıp uzmanı, olay yeri araştırma şefi, hakim, karakter analisti, davranış bilimleri uzmanı ve ekranlar üstü bir imparatoriçe olarak boy boyluyor, soy soyluyor...
Alişan ve Çağla malum sabahın köründe vur patlasın çal oynasın enerjileri yerinde...
Melek'te "temizlik ve evi derleyip toparlama uzmanı" bir kadın, rastgele bir eve girmiş kadıncağızın evini didik didik edip azarlıyor: "Bu evin hali ne? Bu ne pislik? Yatağını niye toplamadın? Mutfağında neden reçellerle tabakları aynı yere koyuyorsun? Utanmıyor musun?" diye bağırıyor.
Kadıncağızın evi toplam 20 metre kare ve sadece tek bir mutfak dolabı olduğu için olabilir mi acaba sayın uzman?
Bu yeni bir format olmalı... İnsanlık suçu formatlardan...

Ama bir tanesi var ki, tahammülü zorlama açısından diğerlerini beşe katlıyor...
Fox'ta Nilgün Belgün'ün programı...
Aslında genel olarak program kötü dersem yapımda emeği geçen insanlara ayıp etmiş olurum.
Çünkü İpek Durkal magazin haberlerini yorumlarken, Gabriele Sponza yemek tarifi verir ve uygularken ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Çalışıyorlar diyorum çünkü kendilerini sürekli engelleyen, yoran, abuk sabuk yorumlarla sözlerini kesen biri var.
Nilgün'ün bizzat kendisinden söz ediyorum.  Tavrı o kadar itici, o kadar rahatsız edici ki...
Sürekli konuşuyor, sürekli abartılı mimiklerle şirin(!) olmaya, hiç durmadan şaka yapmaya çalışıyor, daha doğrusu espri yaptığını sanıyor... Ne konuklarını ne da programdaki diğer partnerlerini konuşturuyor.
Ben yemek yapmayı da yemeyi de çok severim.
Şef Gabriele Sponza'lı bölüme Nilgün'e rağmen katlanayım dedim, yok olmadı...
Ne yapmaya çalıyor anlamadım... Şefle flört mü ediyor, yoksa şefin yapmaya çalıştığı işi sabote mi ediyor belli değil.
Yersiz ve hiç de komik olmayan zorlama halleri yüzünden ne tariften bir şey anlaşılıyor ne de yemeğin yapılışından...
Ayy! Sinirlerim zıplıyor geçiyorum kanalı...

Sadece TV 8'deki Aramızda Kalmasın aklı başında bir programa benziyor ama o da o kadar aklı başındaki şaklabanlığa alıştırılan sabah izleyicisi için sıkıcı gelecek diye beni korkutuyor.
Bir de yine TV 8'de gençlerin birbiriyle rekabet ettiği Ver Fırına isimli yemek programına rastladım, onu da sadece Emel Başdoğan için takip edebilirim.
Aah ah nerede o eski yayınlar? Sunucunun sunuculuğunu bildiği, programına gelen konuktan daha fazla konuşup, ön plana çıkacağım diye kendini paralamadığı, eğlenceli olmakla şaklabanlık yapmanın birbirine karışmadığı o zamanlar...
Rekabetin seviyeyi düşürmeden yapıldığı, seyirci bunu istiyor diyerek bayağılığa prim verilmeyen, kıymetini bilemediğimiz o aklı başında dönemler...
Sahi neredeler?
(Evet evet vardı öyle zamanlar... Özel kanalların yeni yeni kurulmaya başladığı, TRT'nin artık rekabet var diye üzerindeki ölü toprağını attığı, yenilenmeye çalıştığı 90'lı yılların başı...)

Öncel ÖZİÇER