Oray Eğin yazdı: "Özgürlük bira kapağının altında mı?"

Oray Eğin: "En büyük özgürlük meselemiz ve önceliğimiz, istediğimiz her yerde içki içme keyfi mi?"

Oray Eğin yazdı: "Özgürlük bira kapağının altında mı?"
Habertürk'ten Oray Eğin'in yazısı...

Gerçekten anlamıyorum. İki kadın yasak olmasına rağmen Zonguldak’ta bir plajda bira içmekte diretiyor, kendilerine yasak olduğu açıklanmasına, hatta plaj girişinde tabela olmasına rağmen kural tanımıyorlar. “Böyle bir yasak olamaz” mantığını orada emir kulu zabıta görevlisiyle tartışmaya çalışıyorlar, olay haddinden fazla büyüyor ve iş karakolda bitiyor.

Bu tartışma esnasında mağdur kadınlardan biri bir ara denize giriyor. Kendi açıklamasından okudum; karakola ıslak ıslak götürülmesinden şikâyetçi. “O arada yüzmeye gitmiştim” diyor.

Bir şişe bira açıp kahkahayla izlenecek bir komedi sahnesi gibi aslında.

Ama neyin tepkisi ve kahramanlık çabası olduğunu anlayamıyorum.

HER YERDE YASAK

Plajda alkollü içki içilebilen bir lokanta varmış. Açık alanda alkollü içki tüketmek sadece Zonguldak’ta değil, söz gelimi Malibu’da da yasak. Ve evet, bu yasağın kamunun huzuruyla ilgili kuralları da var. İçip içip dağıtma potansiyeli olanların yaratacağı taşkınlık ve tacizi önlemek için alınan bir tedbir bu.

Bu bira konusu sık sık gündeme geliyor Türkiye’de.

CHP’nin Adalet Yürüyüşü’nde bira içen partililer tartışma konusu olmuştu. Neden mesela illa bu yürüyüş sırasında bira içme ihtiyacı duyulur, en basitinden stratejik düşünülmez, anlamak mümkün değil.

Birkaç sene önce, Türkiye’nin ilk sosyal medya eylemlerinden #ÖzgürlüğüneSahipÇık etiketi, Santralİstanbul’da içki satışının durmasıyla ortaya çıkmıştı. Burası İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin kampusu, okulda içki satışının yasaklanması mantıksız değil. Ama sosyal medyada 10 kaplan gücünde olan eylemciler hemen konuyu özgürlüğe getirdiler. Halbuki aynı dönemde çok daha kritik bir sınavdan geçiyordu Bilgi: Ders için porno çeken öğrenciler ve onlara izin veren hocaları okuldan atılmıştı. Ciddi bir ifade özgürlüğü ihlalinde (üstelik de her türlü fikrin tartışılması gereken bir üniversitede) mağdurların hakkını kimse aramadı.

Hatırlıyorum, Gezi’nin ilk günlerinde de kendi kendilerini aktivist ilan eden birkaç gazeteci parka gidip sosyal medya hesaplarından “Oh be, özgürce biramızı içiyoruz” diye şişe fotoğrafları paylaşmışlardı. Gezi isyanının parkta içki içmekle ne ilgisi vardı?

Bu bira isyanlarının ömrü ve etkisi de rakı masasında ülke kurtarmak gibi. Biranın gündeme geldiği her toplumsal tartışmaya bakın, altında hemen her zaman istisnasız bir saçmalık yattığını göreceksiniz.

İRAN’DA ALKOLİZM

İçkisiz şehirler, alkol satışına getirilen sınırlama, alkolden alınan vergi, halkı içmemeye yönlendiren yasaklar başlı başına bir sorun ve tartışılması, ortak bir zeminde buluşulması gerekiyor. Dahası, içki satışının toplumu ayık tutma konusunda başarıya ulaştığı da söylenemez. Geçen hafta İran bile ülkede ciddi bir alkolizm problemi olduğunu, birçok kişinin alkol tedavisi görmeye başladığını itiraf etmek zorunda kaldı.

Çözülmesi gereken sorunlardan biri Türkiye’deki hemen her tartışmada olduğu gibi konunun iki tarafının da her zaman aşırı pozisyon alması. İçkinin tamamen yasaklanmasını isteyenlerle her yerde her zaman içki içilebileceğine inananlar gibi.

İki kadın gerçekten bir isyan, bir özgürlük mücadelesinin fitilini ateşlemek istiyorsa bunun yolu plajda keyfi bir şekilde bira içmekten geçmiyor. Örgütlü mücadelede yer almak, siyasi partilere girmek, hatta protesto hakkını kullanmak, sivil toplum örgütleriyle hareket etmek çok daha etkili yöntemler. Dahası mücadele alanını ve verilecek savaşları da doğru seçmek gerekiyor: En büyük özgürlük meselemiz ve önceliğimiz, istediğimiz her yerde içki içme keyfi mi? Babaannem gibi “Zıkkım içsinler” diyesim geliyor bazen.

Üzgünüm, bu iki kadından otobüsün ön tarafına oturan birer Rosa Parks çıkarmak zorlama olur.

ORAY EĞİN / HABERTÜRK