Rojda Demirer'in rock hayali
Rojda Demirer "Oyuncu olmasaydım rock star olmak isterdim. Sesim güzel değil ama yine de sahnede şarkı söylemek çok güzel"
’Kaos: Örümcek Ağı’nda bir ajanı canlandırıyorsunuz.
’Meltem’in hayatla derdi nedir?
’Meltem’ ne istediğini bilen, her engeli aşabilecek güçte biri...
Ajan olan babasının bile uyarılarını dikkate almayan bir kadın.
KENDİ KURALLARIM VAR
Gerçek hayatta Rojda’nın derdi nedir?
Yaptığım mesleğin çok dışında bir karaktere sahibim. Bu sektörün
içinde olup, sektörün çok dışında yaşayan bir insanım. Mesleğini
yapmak isteyen ama onun gereklerini de yerine getirmek istemeyen
bir insanım. Hayatı sevdiklerimle, mutlu ve en yalın şekliyle
yaşamak istiyorum.
Sizin mesleğinizde huzursuzluk mu var?
Evet, bazı misyonlar yükleniyor, kendi hayatımızı yaşamaya çok
fazla zaman ayıramıyoruz. Benim önceliklerim farklı; hayatımı da
yaşamaya çalışıyorum. Kendi kurallarımla nereye kadar gider
bilmiyorum ama şimdiye kadar bir olumsuzluk yaşamadım.
Kendi kurallarıyla yaşayan bir kadın olarak bu sektörde sizin
avantajlarınız neydi?
Ben bu işe küçük yaşta başladım. Neyin, ne olduğunu biliyordum;
handikaplarını da, olumlu yönlerini de. Her şeyi çok doğal
karşıladım.
TRT’DE YETİŞTİM
Mesleğiniz çocukluktan itibaren hayatınızın doğal bir parçası oldu
yani...
Evet, ilgi çok güzel ama doktor olsaydım daha farklı dolaşırdım
dışarıda, çünkü hayat kurtarıyorum. Benim ayaklarım hep yere sağlam
bastı; avantajım da bu!
Ankara’da büyümüş olmanın da etkisi var
muhtemelen...
TRT Ankara Radyosu’nun ’Çocuk Saati’nde
yetişmiş olmak önemli benim için. Çok farklı bir disiplinle
yetiştirildik. Okulumuz her zaman öncelikliydi, karne durumumuza
göre programa devam edip etmeyeceğimize karar verilirdi. Cuma
günleri akşam 17.00’de program başlardı ve yayında bir dakika dahi
gecikme olmazdı. Sadece tiyatroya odaklı yetiştiriliyoruz
orada.
WILLIAMS’I KISKANDIM
Mezuniyetinizin ardından Trabzon Devlet Tiyatrosu’nda görev
yapmışsınız.
Evet, çok güzel geçti oradaki süreç. Rol aldığım ’Gönderilmemiş
Mektuplar’ vizyona girdiğinde oradaydım, bağırlarına bastılar, bana
özel gala bile düzenlediler. Çok sevdim oranın insanını. Kadın
hakimiyeti çok yüksek, bu da çok hoşuma gitmişti. Ama istifa etmek
zorunda kaldım.
Sinemada kıskandığınız bir karakter oldu mu?
Michelle Williams’ın oynadığı ’My Week with Marilyn’i seyretmeden
önce, "Benzememiş, neden bunu seçmişler ki?" demiştim. Ama filmin
sonunda Marilyn Monroe’yu, o zannettim adeta. O kadar başarılı
canlandırmış ki.
Oscar’ı izlerken "Neden biz orada değiliz?" dediğiniz
oluyor mu?
Sanki bana ödül veriliyor gibi heyecanlanıyorum ama "Ben de ödül
almalıyım" gibi hırslara sahip olmadım asla.
Oyunculuk; egoyla şizofreni arasında gidip gelen bir şey
galiba, öyle değil mi?
"Oyuncu olmak için deli olmak gerekir" derler. Ama rolüm bittiği
anda ben tamamen Rojda’yım. Deliliklerim de, dengesizliklerim de
olmadı benim.
B planınız var mı hayatla ilgili?
Oyunculuk hep hayatımda olur ama bu tempoyla devam etmeyeceğim
kesin! Sakin hayatı seviyorum ben. Küçük bir yerde, bir sahil
kasabasında kendi sebze meyvemi yetiştireceğim bir hayat
isterim.
Oyuncu olmasaydınız ne olmak isterdiniz?
Rock star olmak isterdim.
Rock star mı?
Söylediklerimle çelişiyor biliyorum ama sahnede şarkı söylemeyi çok
isterdim. Ama sesim hiç güzel değil! insanlarla aynı anda, canlı
performansla şarkı söylemek çok güzel bir duygu olsa gerek...
UMUTSUZ BİR VAKA İÇİN BİR YIL BEKLEDİM
Düşünce gücüne çok inanıyormuşsunuz...
Bir şeyi
tereddüt etmeden kalpten çok isterseniz olur! Konservatuvar
sınavlarını kazanmayı o kadar çok istedim ki... Tam da o esnada
’Gazap Üzümleri’nde oynuyordum ve hayatımda ilk defa turneye
çıkacaktım. Sınav da, Haziran ayındaydı ve turneyle aynı döneme
denk geldi. Ama konservatuvar ilk defa tiyatro sınavını Eylül’e
erteledi.
Bu sistem aşk hayatınızda da işe yaradı mı?
Evet, yaradı.
Herhalde düşünce gücünün savaş alanlarından biri de
aşktır...
Evet, kendi kendimle savaştım. Çok umutsuz bir vaka için bir sene
bekledim.
O kişiyle mi birliktesiniz?
Evet, o kişiyleyim.
ANNELİK HAYALİ
Bekleme döneminde umutsuzluk yaşadınız mı?
Tabii
canım, bir sene kim bekler, bunun için de hiçbir çabada bulunmadım.
Kimseyi de hayatıma sokamadım.
Ne kadar oldu bu ilişki başlayalı?
Üç buçuk yıl. Önceden kendime işle ilgili hedefler koyardım, artık
çocukla ilgili hayaller koyuyorum.
Evlilik ne zaman?
Yakında..
GERÇEK KAHRAMANI ANNESİ
Babanızı küçükken kaybetmişsiniz... Annenizin hayatınızdaki
yeri büyük olmalı...
Evet; her şeyiyle kendime annemi örnek alıyorum. Baba eksikliğini
asla bana hissettirmedi. Psikologlar, babasız büyüyen kızlar için
"İlerleyen yaşlarda babayı ararlar ve yaş olarak büyük erkeklere
ilgi gösterirler" derler. Fakat, ne erkek arkadaşlarımda babamı
aradım, ne de büyük erkeklerle birlikteliklerim oldu.
Neslihan PERKER