Sacit Aslan yazdı: "Bir Acun Hikayesi"

"...Baştan söyliyeyim medyamızın mevcut yapısı akraba, dost kayırmacılığı Fetöcülük, yandaşlık, tarikat, mahalle, vilayet, aşiret, iktidar, muhalefet ilişkileriyle sınırlı olmayıp epey geniş spektrumlu antibiyotik gibidir tesir alanı epeyce geniştir."

Sacit Aslan yazdı: "Bir Acun Hikayesi"

Sen ne yaptın Ahmet Hakan?

Acun CIZZZ dokunulmaz...

Baştan söyliyeyim medyamızın mevcut yapısı akraba, dost kayırmacılığı Fetöcülük, yandaşlık, tarikat, mahalle, vilayet, aşiret, iktidar, muhalefet ilişkileriyle sınırlı olmayıp epey geniş spektrumlu antibiyotik gibidir tesir alanı epeyce geniştir.

Mesela bir nokta atış yaparsın birden insana hiç ummadığı yerlerden toplu olarak hücuma geçerler.

Son olarak Ahmet Hakan ve Acun olayı buna güzel bir örnek.

Ahmet Hakan Acun'a hitaben 'Yaptığın yarışma programında Cemaat oylarıyla birinci seçilen adamın durumu ortada: FETÖ'den tutuklu. Bu arada başka bir yarışmacın daha FETÖ'den içeri tıkılmasın mı!' diye yazınca Acun'dan gelen cevaplara pek şaşırmış olacak ki yazısının devamında şöyle diyor: 'Bir şey demedik, sadece "Ne iş" dedik, sadece "Bir bakılsın" dedik.
Vay efendim sen misin bunu diyen?
O temiz yüzlü Acun efendi(!) kin ve nefret duygularıyla açmış ağzını, yummuş gözünü, Ahmet Hakan'a demediğini bırakmamış! '

Salmışsın bütün pisliğini üzerime...
"Fitneci” demişsin, "FETÖ iftiralarının peşinden giden" demişsin, "darbe girişimiyle uykusundan uyanan" demişsin, "aklı evvel" demişsin, "kirli geçmişe sahip" demişsin.
Bu ne orantısız çamur böyle?
Hayrola?
Suçluların telaşı falan mı söz konusu Acun Efendi?'


Ahmet Hakan'a yanlız Acun mu, hemen kendi gazetesinden hücum başlamış. Pürü pak Cengiz Semercioğlu ve Petrus şarap uzmanı Ertuğrul Özkök'ten.

Sen ne yaptın Ahmet Hakan, Acun'a cızzz dokunulur mu?....

ACUN FARKI(!)...

Medya birbirinden bağımsız gibi görünen televizyonlar gibi gözükse de aslında bir Konsorsiyumdur ve iş para etrafındadır, gerisi hikayedir.

Medya'nın babası köşe tutar, kızı dizi yazar, kanalbaşı olur, damat başka işe bakar, emekli hanım yapımcı olur halleri kimsenin meçhulü filan da değildir bunlar.

Hepsi Maaşallah başarıya, liyakata dayanmayan birer 'Muazzam Başarı Öykü'leridir.

Acun sadece bir tanesi, ama görünen en 'babası' dır.

Yoksa Ömür Gedik'in Antalya filim Festivalindeki konser performansı da bir 'Başarı öyküsü' değil mi? Görünen o ki en masumu. Festivale tövbe ettirdi o kadar. O da bir Petrus şarabı tutkunu olan Özkök başarı öyküsüdür yüzlercesi gibi!

Medya konsorsiyumundakiler birbirlerine dokunmadan böyle geçinip giderler, liyakatmiş, kamu yayıncılığı sorumluluğmuş falan filan akla bile gelmez.

Hepsi üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri yaparak, birbirlerine rakip filan da olmazlar mesela şimdilik trendleri 'romantik komedi' bokunu çıkarana kadar uğraşmadan vazgeçmezler...

İzleyici günün koşullarında romantik komediden artık kusacak halinde dikkat ederseniz.

Birbirlerini taklit etmeleri de kendi aralarında sorun olmaz rekabet etmeyen rakipler grubudur, şirketler birliğidir, isimleri değişsede sahipleri aynıdır. Bir dizi tuttu mu aynı konu aynı gece bir başka biri devreye girer...

ACUN sevgisinde birleşen bir medya grubuyla karşı karşıyayız bunların ortak paydası para demiştik....

ANİ PARA, ÜN VE ZAAF....

Ortak paydaları inanç minanç veya Cumhuriyetin kurucu değerlerine hassasiyet değil önce PARA sonra ÜN ve artık bir meslek değil ZAAF haline gelen medyada devrede kalmaktır.

İş bu kadar basit aslında öküzün altında buzağı aramanın manası yok, ha elbette çok daha büyük ölçekte siyasi bir amacın parçası olmuş olabilirler bu memleketin hayrına mı zararına mı buna ben karar veremem, ancakkkk su uyur devlet uyumaz ve hangi şarkıcı hangi tarikattan, hangi şeyh kimi kiminle evlendirdiğini iyi bilir... Pay kavgasında hakkıyla yer isteyenlere ise itinayla ağzının payı verilir, ayar yapılır hele başarılı olma riski varsa dengeleri bozma ihtimalini göze alamazlar çünkü daha önce yazdım rekabet edeck güçleri yoktur.

İktidar geri çekeceği önerilerle muhalafeti onore ede dursun, bu medyadan aslında görünen o ki herkes çok memnun!

Medya Mogul'u Acun'un ne kadar eleştirilemez, başarılı, sevilen bir insan olduğunu son köşe atışmalarından bir kere daha gördük.

Acun her yerden çıkar, uyar ve iyi bir jokerdir. Fenerbahçe maçında statta Beyaz'la Kırk yılın kanaryalarını 'Aslanlar' diye anons etmişlerdi!.... Derken Dominik'te; Florida'da, Bodrum'da, Patronlarına factoring şiretlerinde kefil bile olur! Bunlar yazıldı çizildi hep... O patron doğmuş bir adamdır(!)...

ESAS PATRON KİM?

Ahmet Hakan'a ayar vermede asıl mesele Cem Yılmaz'ın kötü replikası içerideki komik adam değil, zaten Cem Yılmaz bu çocuk ortaya çıkınca kafayı kazıtmayı bırakıp saçlı haline dönünce taklit imkanı da kalmadı!

Okullara filan gidiyormuş anladığım kadarıyla, gitsin kim gitmemiş ki Acun'da üniversitelerde stand- up yapmış, ötesi varsa onu da devlet bilir.

Burada esas mesele Acun'dur.

Bazı medya 'uluları' nedense 'medya yangını' ndan ilk kurtarılacak muamelesi yaptıkları Acun'un yakında sakalını biriktirmeye, kestiği tırnakları toplamaya, attığı kağıt mendillerine yemeye başlarlarsa hiç şaşırmam.... 'Orada bir Acun var uzakta, gitmesekte, görmesekte o bizim Acun'umuzdur' türküsünü söylüyorlar, utanmasalar 'Acun ölmez vatan bölünmez‘ diyecekler.... Bu saçmalığın ve böylesi bir yalakalığın gerçek sebebi nedir acaba?

ACUN BU YÜKÜ KALDIRABİLİR Mİ?

Ahmet Hakan ve Acun atışmasından sonra bakın Petrus şarap uzmanı Ertuğrul Özkök neler yazmış:

"Aklı başında olan hepimiz şikâyetçi değil miyiz… Kurunun yanında yaş da yanmasın demiyor muyuz. Sapla samanı birbirine karıştırmayın demiyor muyuz… Bakıyorum orada burada Acun'da hedefte… Unutmayın ki bu çocuk bu ülkenin yazdığı en güzel başarı öykülerinden biri…. Sıfırdan başlayıp zirveye giden bir hikâye bu… Anadolu kasabalarından, yoksul semtlerden, orta halli mahallelerden gelip tırnaklarla kazınarak elde edilmiş medya başarısıdır bu. 'Bu ülkede bana da fırsat var' dedirtecek hikâyedir. Harcatmamalıyız…”

Çok yaşasın Ertuğrul Özkök yine kendini tutamamış ve yüzümüze doğru hapşırmış!... 1. Kurunun yanında yaş statüsünde olur mu Acun! Yahu gayet mutlu mesut dolaşıyor, içeri tıkılan gerçekten 'yaşlara' acı be Özkök, ne yaptın? Daha dün Şeyma ile romantik yemekteydi Acun.

2. Acun'un 'Bu yaşta bu zeka hayretlere seza dedirten' başarısı ise hiç de öyle 'Bu ülkede bana da fırsat var' dedirtecek bir hikaye değil.

Ayrıca, soruyu Ahmet Hakan sormuş sen niye kızıyorsun?

Özkök sosyolog ve şarap uzmanı bir gazeteci olarak hemen 'İste seninde olur' diye kestirip atmış....

Bu telaşın sebebi nedendir?... Yoksa seni, ACUN böyle bir yükü kaldıramaz gibi bir endişe mi sardı?..

ÖZKÖK ve ACUN'UN HİKAYELERİ BİRBİRİNİ TUTMUYOR...

Özkök'ün yazdığı gibi 'Sıfırdan başlayıp zirveye giden' bu öykünün nasıl olduğunu Vikipedi'de Acun kısmen anlatmış kendi ağzından, muhtemelen röportajlarından alıntılanmış, Maaşallah konuşkan bir kişiliği var, Show TV'de bir arkadaşı var o gelin diyor, Esat'la gidiyorlar, İrfan Şahin bir abilik yapıp İlker Yasin'le tanıştırıyor falan filan herşey böyle başlıyor. O ana kadar medya filan yok çocuğun aklında, işte hayat böyle bir şey.

Acun'la el sıkışmak İrfan Şahin'e de uğurlu geliyor ki Şahin daha sonra Kanal D'yi yönetiyor yıllarca. Onunda aklında medya var mıydı genç bir polis olarak mezun olduğunda bilmiyorum.

Hatta ileride TMSF olacak da kanallara el konacak da ve TMSF özel hukuk bürolarıyla çalışacak da o bürolardaki genç avukatların kaç tanesinin aklından geçmiştir böyle olacağı.

İrfan Şahin epeydir yok ortalarda ABD'de dil ve mesleğini ilerleteceğini yazmışlardı ama gitmemiş de olabilir pardon yoksa dil öğrenecek olan Muhteşem Yüzyıl'ın yapımcısı mıydı, yoksa ikisi birden mi dil öğrenmeye karar verdiler tam olarak hatırlamıyorum.

Biz dönelim Özkök'ün Acun hakkında yazdıklarına:

ÖZKÖK ACUN'U YENİDEN İMAJLAMAK İSTİYOR...

Fakir Çocuğun Başarı hikayesi 'Anadolu kasabalarından, yoksul semtlerden, orta halli mahallelerden gelip tırnaklarla kazınarak elde edilmiş medya başarısı...' 

Özkök, Acun için böyle diyor ama Vikipedi öyle demiyor!

Yazılanlar Özkök'ün tam tersi 'Acun'un Rahmetli Annesi kooperatifler il müdürüymiş, babası müteahhitmiş. Kendisi Maarif Koleji mezunu daha sonra üniversite terk.'

Varoşların çocuğu Acun diye bir durum yok. Hani biraz gayret etseler göl kenarında pikniğe giden zengin aile tarafından gölde yüzen bir sepette buldurlar Acun'u ve evlatları gibi yetiştirdi diyecekler.

Özkök "Acun'u harcatmamalıyız" diyor, adamın harcanmış bir durumu da yok Allah Allah ne tuhaf adam bu her konuda uzman(!) Özkök, memlekette harcanan harcanana sen onları bırak Acun'a tak!... Pürü pak Cengiz Semerci ile Özkök 'Dokunmayın Acun'uma’ psikolojisine girmişler. Olabilir, arkadaşlarıdır, yakınlarıdır belli ki yakınlarına hatırşinas bir insan Acun, Zerrab olayında da Ebru'ya kol kanat germişti, Allah için dimdik durdu.

Bize Dominique adasını filan da tanıttı yoksa salak salak oturuyorduk ne bilecektik Acun olmasa o adaları, o çevrenin coğrafyanın marifetlerini.

Velhasıl Acun'dan mağdur adam çıkmaz, niye böyle bir imaj yakıştırdı muhteşem Özkök.... Gelde çık işin içinden.

Yoksulluğu Acun'la romantikleştirmeye çalıştı herhalde zenginlerin tek elde edemiyeceği şeyi yoksulluğu hediye vermeye çalıştı iyi mi, bunlar iyice çozuttular, Allah yardımcıları olsun ne diyeyim...

Yoksulluk insanın kendisine olan saygısını yitirtir, çöpte yiyecek arar, iş için yalvarır Allah düşürmesin hatta dilenir.

Çok tuhaf ve acı olan bizde bütün bunları yoksullar değil zenginler yapıyorlar, onun için bu büyük bir millet. Zenginlere ve komplekslerini kusan bu snop kişiliklerin içimizde olmasına rağmen fukaranın aklıselimi ayakta tutuyor bu ülkeyi.

Kalın sağlıcakla...

Sacit ASLAN