Sadi Celi Cengiz: 'Filmi kendime göre yazdım'

‘Leyla ile Mecnun’ ve ‘İşler Güçler’ gibi fenomen dizilerde rol alan Sadi Celil Cengiz, başrolünü üstlendiği ‘Olaylar Olaylar’ filminin hikayesini de yazdı.

Sadi Celi Cengiz: 'Filmi kendime göre yazdım'
Milliyet'ten Sercan Kısmet'in röportajı...

- ‘Olaylar  Olaylar’ filminin hikayesi nasıl çıktı?


Yapımcılığını da üstlenebilmem için televizyonda yayınlanması için yazmıştım. Prodüksiyon anlamında mekanları ücretsiz kullanabileceğim için memleketim Çarşamba’yı baz alarak beş yıl önce bir hikaye yazdım. Daha sonra senaryonun film olarak çekilme durumu doğunca, hikayeyi revize ettim.

- Filminizi anlatır mısınız?

90’lı yıllarda memleketim Çarşamba’da ulusal kanallar değil yerel televizyon izlenip, radyolar dinlenirdi. Hatta, babam da o zaman Çarşambaspor teknik direktörüydü. Biz de babamın katıldığı spor programlarını izlerdik. Televizyonda tanıdığın kişiyi, görünce bir başka hava oluşurdu. Ben de bunu senaryoya yansıtmaya çalıştım. Bir kasaba hikayesi anlatılıyor.Kimsenin salondan mutsuz ayrılmayacağına kefilim.

- Set memleketinizde olduğu için neler yaşadınız?

Sette çekim başlayınca, “Burası set oldu, arkadaşlar çekilin” diye şeyler söylenir. Ama ben set boyunca, “Anne kenara çekil. Anneanne buradan kalk. Baba yan tarafa çekil” gibi şeyler söyledim. Film akraba kuşatması altında çekildi. Düğünmüş gibi halam Kastamonu’dan seti ziyarete geldi.

- Senaryosunu yazdığınız bir filmde başrol oynamanın avantajları ve dezavantajları neler?

Karakteri yazarken, kendi oyunculuk kapasitemi bilerek yola çıktım. Sonuçta neleri yapabileceğimi biliyordum. Diyalog yazarken, ağzıma oturacak kelimeleri bildiğim için kolaydı. Dezavantajları ise senarist olarak kendi rolünüze kıyak geçiyorsunuz.

- Oyuncu seçimine nasıl karar verdiniz?

Hikayeyi yazarken oyuncular kafamda oluştu. Fırat karakterini yazarken Fırat Tanış’ı düşünüyordum. O da rolü kabul edince karakter ismini değiştirebileceğimi söyledim. Ama aynı isimle oynayabileceğini söyledi. Fırat Tanış, çok farklı bir mafya babası profili çizdi. 

- Bu film için senaryo kısmı mı başrol kısmı mı ağır basıyor?

İlk başrolüm, onun ötesinde sinema filminde ve dizilerde oynadığım için gelen tepkilere alışkınım. İlk defa yazdığım bir şey gösterimde olacak. Kalemimin karşılığı var mı onu merak ediyorum. Senaryosunu yazdığım kısım beni daha çok ilgilendiriyor.

- Komedi filmleri gişe yapıyor. Komediyi nasıl görüyorsunuz?

Buradan para kazandığımız için avantaj. Komedi tek tipleşme yaratıyor. Sinema seyircisine, tek tip bir komediye gidiş var. Gişe yapar dediğimiz filmler, sıkışmaya başladı. Bu yüzden senarist, yönetmen ve yapımcıyı kısıtlıyor.

‘Argo hayatın parçası’

Argo yalnızca drama ya da komedinin değil, hayatın parçası... Böyle bir şeye sansür getirmenin doğru olduğunu düşünmüyorum. Ama cinsiyetçi dil üzerinden yapılan mizah, insanlarda bıkkınlık yarattı. Senaryoyu, televizyon için düşündüğümden küfürden uzak durdum. Ama sette doğaçlama bir ya da iki yerde kullanıldı. 

‘Diziler kıyma makinesi gibi’

- Dizi sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

İnsanların iş güvencesi çok sınırlı. Para kazanmanın da tek yolu dizi sektörü. Ama bir şeylerin düzelmesi gerekiyor. Diziler kıyma makinesine döndü. Bir oyuncu için karakter çıkarmak kolay değil. Karakterin ömrü üç hafta sürünce, cepten yemiş oluyorsunuz. Bu da kaliteyi düşürüyor.

- Komedinin üstünüze yapıştığını düşünüyor musunuz?

Aslında tiyatroda hep drama oynadım. ‘Üsküdar’a Giderken’, ‘Leyla ile Mecnun’ ve ‘İşler Güçler’ dizisinde komedi oynayınca sanki beni kısıtladılar. Bir sonraki dizide tercihim drama olacak.

- Saçlarınızı kısaltıp sakal bırakmışsınız...

Yeni bir dizi için saç ve sakalı ayarlamıştım. Saçları önüne düşen adam imajı üstüme kalmıştı. Değişiklik zamanı gelmişti. Senaristi ve yapımcıyı ikna ettim ama dizi olmadı. 

‘Senaryo yazmak daha heyecanlı’

- Oyunculuk ve senaristlik sonrası yönetmenlik hayaliniz var mı?

Açıkcası istiyorum. Yeni bir senaryo yazdım, yapımcıyla görüşmemiz var. Yapımcı, isterse filmin yönetmenliğini de düşünüyorum.

- Hangi taraf ağır basıyor?

Oyunculuğa tiyatroda başladım. Kısa filmler yazarken, senaryo yazma hevesi daha baskın oldu. O yüzden oynamaktan daha çok senaryo yazmak heyecanlandırıyor.

- Cem Yılmaz, Ata Demirer ve Şahan Gökbakar gibi yazıp oynadığınıza göre aranızda bir rekabet olur mu?

Kendi yazdığım senaryoların sürekliliğini sağlamak çok önemli. Gişe ya da popülerlik konusunda rekabetten ziyade, yazdığımın karşılığı olması benim için yeterli. 
Konular Röportaj